•Sokak Çocukları• (MinSung)

3 "Yemekhane"

Bir öğle arası vakti.

Bakalım Sokak Çocukları ne halde?

"Açım!" Changbin her zaman ki gibi açtı. E ne yapsın? Yemek aşığı olmak böyle birşey. Yemek dedin mi akan sular duruyordu onun için.

"Bir kere aç olmasan zaten..." demişti Hyunjin bıkkınlıkla.

Hyunjin yemekhaneye gelme taraftarı değildi. Çünkü yemekhaneye gittiğinde kızlar yüzünden yemek yiyemiyordu. Popüler olmak dertti maalesef.

"Acıyorum be sana Hyunjin. " dedi Jisung dalga geçer bir ses tonu ile.

"Çok komiksin Jisung." dedi yapmacık bir şekilde gülümseyerek.

"Ne sandın koçum?" diyip kolunu Hyunjin'in omzuna atacakken Hyunjin onu itmişti.

"Sırnaşma bana!" dedi sinirle.

Bunun üzerine Jisung dudaklarını büzerek ona bakmıştı.

"Böyle daha da çirkin oluyorsunuz Jisung-sshi."

"Yah!" diye bağırdı Jisung. Ardından onun omzuna bir yumruk geçirip Felix'in yanına gitmişti.

"Sanada tribine de..."  Bunu söyledikten sonra onlardan önde gidip merdivenlerden inmeye başlamıştı.

"Demin gitmek istemeyen Hyunjin mi bu?" diye sordu Minho.

"Her zaman aynı şeyi yapmıyor mu?" diyerek soruya soruyla karşılık vermişti Chan.

"Sende haklısın." Ardından hep beraber onun peşinden gitmişlerdi.

Hyunjin önden gittiğinden kendilerine bir masa kapmıştı bile. Tek sorun etrafının kızlarla çevrili olmasıydı...

Jisung bu görüntü karşısında gözlerini devirmiş. Ve onun yanına gitmişti. Diğerleri de peşinen gelmişti tabi.

Onların geldiğini gören Hyunjin minnettar gözlerle onlara bakıyordu.

"Kızlar izin verirseniz yemek yiyicez." demişti Changbin.

"E yiyin bundan bizene." demişti içlerinden biri.

"Bu masa bizim. Ama siz masayı doldurmuşsunuz bile. Ayakta mı yiyelim?" dedi Chan cevap olarak.

"Çokta umrumuzdaydı bu. Başka masaya hadi!" demişti içlerinde en ünlü olan. En az Hyunjin kadar popülerdi denilebilirdi.

"Bencede gitseniz iyi olur." demişti Hyunjin.

"Pekâlâ senin için gidiyoruz." demiş ve ayağa kalkmıştı Haneul. Ardından Changbin'e -bilerek- çarparak gitmişti. Diğer kızlarda peşinden gitmişti.

Changbin ise sinirli bakışlarla "Ünlü olduğu kadar da gıcık bu kız. Pislik ya!" demişti.

"Aman boşver otur. Salak işte." dedi Minho otururken.

Changbin ile beraber hepsi oturmuştu

.......

"Hyunjin benim anlamadığım birşey var. O kadar kız peşinden koşuyor ama senin sevgilin yok..." demişti Seungmin birden.

"Niye? Olsun da benden kurtulun ha? Hayatta olmazzz. Ben başınıza bela olarak kalmayı düşünüyorum. Turşumu kurarsınız hatta."

"Birşey derdim de neyse. Bebek Ekmek var burda." diyerek cevapladı onu Seungmin.

"Ekmeğinizede sizede...." diyerek isyan etmişti Jeongin.

"A-a-a Bebek Ekmeği yakışıyor mu bu sözler?" demişti Jisung.

"Aramızda bir yaş olması daha da komik." diyip göz devirmişti Jeongin.

"Amann sende sevgiden anlamıyorsun."  Jisung'a göre sevgi böyle birşeydi.

"Boş yapmayın . Birşey diyicem." diyerek araya atlamıştı Minho.

"Bir sen eksik kalmıştın zaten. Söyle bari." dedi Chan bıkkınlığını belli ederek.

"Bu seferlik susuyorum ama bir dakahine olacakları benden iyi biliyorsun." diyip ölümcül bakışlarını ona göndermişti. Ardından devam etmişti "Neden bugün eğlenmek için bir yerlere gitmiyoruz?"

"Rüyanda görürsün. Önce o ödevlerini yap sen." diyerek karşı çıkmıştı ona.

"Sanane be! Sanki senin ödevin. İster artı alırım ister eksi. SANANE?"

"Amannn birşey demiyorum. Ne halin varsa gör!"

Bu sözün ardından Minho ona dil çıkarmış ardından gülmeye başlamıştı.

"Ben seni cidden anlamıyorum hyung." demişti Seungmin ona tuhaf tuhaf bakarak.

"Banane." diyerek ona cevap vermişti.

•Bölüm Sonu•

Umarım beğenirsiniz.