16 "Nefret?"

64 9 35
                                    

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Aynı günün akşamı sofrada birden bire Minho'ya sert bir tonda konuşmaya başlamıştı.

"Ne? Ne yapıyor muşum?"

Chan, onun ne demek istediğini çok iyi bildiği için araya girdi.

"Jisung bari bırak çocuk önce yemeğini yesin."

Jisung göz devirip yemeğine devam etti.

.............................

"Açık konuş Jisung."

Diğerlerini huzursuz etmemek adına başka odaya geçmişlerdi. -Jisung'un demesi ile tabi-

"Bence gayet iyi biliyorsun demek istediğimi. Bugün öğle arası o yemeğe beş dakika bile olsa gelebilirdin değil mi?" dedi sinirle.

Minho duyduğu şey ile başka yöne dönmüştü. Bu konu hakkında konuşmak istemiyordu bile.

"Gelmek istemedim. Gayet açık."

"YÜZÜME BAK!" diye hışımla bağırdı.

Minho derin bir iç çekip ona döndü.

"En azından bağırmayabilirsin değil mi? Aramızda sorun olabilir ama saygı dene-"

"Boş yapma be! Seninle düzgün konuşunca anlamıyorsun ki."

Bir şey demedi.

"Aramızdaki saçma sorunun farkındayım. Ama sırf bu yüzden oraya gelmemen hoş değil. Seonghwa hyung hep seni sordu."

"O yüzden gelmediğimi nereden biliyorsun ki?"

"Başka bir açıklaması olamaz da ondan!"

Başını iki yana salladı.

"Seninle konuşmadığım halde yanınıza geliyorum ben bir kere. Asıl gelmeme nedenim o ikisiydi. Eskiden de onlarla anlaşamadığımı biliyorsun Jisung. Sırf sizin yüzünüzden sesimi çıkarmıyordum."

Jisung o anda minik bir aydınlanma yaşamıştı. Bunu tamamen unutmuştu.

Kendini bozmadan devam etti.

"Sadece beş dakika gelebilirdin ama. Ben sevmediğim bir sürü şeye katlanıyorum. Bunu yapmak bu kadar zor olmamalı."

Minho yine sesini çıkarmsdı. Ne kadar anlatsa da anlamazdı, bunu biliyordu. O yüzden sustu .

Jisung bir süre sonra onun cevap vermeyişine dayanamayarak gitmişti.

____________________

"Ooo Minho... Dün neden gelmedin?" Minho ne kadar o ikisi ile karşılaşmak istemese de karşılaşmıştı... Ama cevap vermek zorunda değildi değil mi?

"Cidden bir selam bile mi vermeyeceksin?" diye sordu Seonghwa.

Seonghwa, Yeosang'dan daha iyiydi. Ve onu biraz da olsa severdi.

"Günaydın. Nasılsın?" Seonghwa mutlu olsa da Yeosang kendi sorusuna cevap vermediği için ona sinirle bakıyordu.

Hep beraber sınıflarına dağılmışlardı.

•Sokak Çocukları• (MinSung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin