Yağmur damlalarının ıslattığı saçlarına takıldı gözlerim uzun uzun izledim her detayını , sahiden onu sevebilir miydim ?
Zifiri harelerine dokundu yeşil gözlerim , kalbim bana ihanet edercesine hızlandı .
Dolgun dudakları aralandı ve yavaşça fısıl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Melek
Bir melek gibiydi o .
Gibisi fazlaydı hatta bir melekti.
Benim meleğimdi.
Kanatları vardı onun , ama kanatları kırılmıştı . Yaralıydı .
Ne kadar fark ettirmemeye çalışsa da, öldüğüm yeşil gözleri bas bas bağırıyordu gerçekleri , o gözlerdeki ifade acı doluydu .
Acı .
Bir zamanlar tattığım en büyük şeydi . Kendimden biliyordum bu ifadeyi , onun da dışarıya karşı taktığı bir maskesi vardı .
Bir zamanlar benimde olduğu gibi.
O hayatıma girince elektrik çarpmışa döndü bedenim , bir anda oldu herşey bir anlam veremedim . Hayatım yeniden şekil aldı . Bu benim elimde değildi . Çünkü o zamanlar beynim değil kalbim konuşmuştu.
Kalbim .
Benim kalbim oydu . Kalbin dört odacığının olduğunu söylerlerdi. Ama benim kalbimin tüm odaları onunla doluydu .
Ona aitti .
Aşk nedir hiç bilmedim. Aşk denilen duyguya anlam veremez , hatta bunun doğru olduğunu dahi düşünmezdim. Çünkü o kadar bilgisizdim.
Taki onu görene kadar . Onun yeşil gözleriyle can bulup , o gözlerle tutuşana kadar .
Bir zamanlar kendime itiraf edemesemde seviyordum onu .
Hesapsızca.
Kitapsızca .
Arsızca.
2 yıl boyunca uzaktan izlerken onu, içimdeki bu his geceleri sabah eder, uyutmazdı beni . Uzaktan dokunmak isteyip de dokunamadığım o kumral saçlarına dokunmak , hissetmek isterdim . Kokusunu dahi bilmezdim bir zamanlar , oysa şimdi o kokuya bağımlı hale gelmiştim.
Kokusu bana huzur verir . Beni evimde hissetirirdi .