Yg: ne demek 5 saat! Eun daha küçük ayrıca bu kadar tempoyu kaldıramaz!
Pd: ses tonuna dikkat et Min Yoongi!
Bang si-hyuk'un sesini yükseltmesi yoongi oppanın daha da sinirlenmesine neden oldu. Öne doğru gidiceksen elinden tutup durdurmuştum.
Eun: oppa tamam, sakin ol. Sorun değil
Jn: eun, yoongi haklı. Bu durumda senin elinde olan birşey yok. Hem ara vermeden 5. Saat çok fazla hasta olursun! Herkesin unutma hakkı var!!
Biz kendi aramızda konuşurken bang si-hyuk'un sert ve yüksek sesi araya girdi.
Pd: eun'un yok! Küçücük bir unutma meselesinin bile daha nasıl büyüyeceğini bilmiyorsunuz!
Rm oppa tam konuşcakken bang si-hyuk izin vermeyip bae'ye dönüp aynı sertlikle konuşmaya başladı.
Pd: Bae, dans hocasına gidip ona gönderdiğim karografileri eun'a öğretmesini söyle
Bae korkmuş olucak ki hızlıca aşağı yukarı başını sallayıp bana dönmüştü. Sorar gözlerle bakınca onaylar şekilde başımı sallayıp odadan çıkmıştık hızlıca. Hızlı adımlarla direk çaprazda kalan asansöre gidip beklemeye başlamıştık. Biz beklerken arkadan BTS üyelerinin sesi gelmesiyle bae'yle aynı anda arkamızı dönüp bizimkilere bakmıştık. Yanımıza gelince taehyung oppa kolumu tutmuş diğerlerine dönmüştü.
Th: eun'un boşuna o kadar saat aralıksız çalışması haksızlık
Bae kulağıma asansörün geleceğini ve aşağı inmemiz gerektiğini söylediğinde kolumu her ne kadar kurtarmaya çalışsam beceremiyordum.
Eun: bakın ne dicem. Bence siz yavaş yavaş yurda gidin bende cezamı tamamlayıp arkanızdan gelirim
Bunu dememle hepsi bir ağızdan itiraz etmeye başlamışlardı. Onları susturan şey arkalarındaki 8 menejer oldu. Asansör sesi gelmesiyle kısaca hepsine bakıp gülümsemiştim. Kolumu menejerin yardımıyla kurtarıp asansöre binince son bir kez hava öpücüğü yollamıştım. Zaten kapı kapanır kapanmaz yüzümdeki sahte gülümsemeyi silmiştim.
Asansörden inip dans salonuna girip ısısnma hareketleri yaparken hoca gelmişti. Bae zaten asansörden iner inmez gitmişti.
D.h: evet, sana 3 tane dans karografisi öğreticem. Bunların hepside hareketli danslar olduğu için 5 saat boyunca dans ederken baya zorlanıcaksın.
Başımı olumlu anlamda salladıktan sonra öğretmeye başlamıştı. Hafızam iyi olduğu için de öğrenirken pek zorluk çekmemiştim. Hoca bir süre sonra gidince 5 dk dinlendikten sonra başlamıştım artık
∆ 5 saat sonra ( saat 01.03)
Dans sırasında ilk üç saat yorgunluk çok olsa da sonradan vücudumun çeşitli yerleri ağrı yapmaya ve midem bulanmaya başlamıştı. Zaten son yarım saattir de baş dönmeleri baş göstermişti.
Cezanın bittiğinden emin olduktan sonra kendimi yere atmıştım. Akşam yemeği yemediğimden dolayı çok açtım ama şuan yemekten daha çok duş alıp uyumak istiyordum. Yüzümdeki terleri elimin tersiyle son kez silip ayaklanmıştım.yavaş adımlarla salonun köşesindeki eşyalarımı alıp çıkmıştım ordan. Asansöre binip derin nefes almıştım. Şuan terimi silmemem bile büyük bir risk dışarısı sert eserken. Ama bu yorgunluktan umrumda bile değil. Asansörden inip gelen araçla birsüre sonra yurda varmıştım. Arabadan inip çantamda olan anahtarla kapıyı açıp sessizce içeri girmiştim. Kapıyı kapatıp yavaş adımlarla ilerlerken bizimkilerinin hepsini içerde film izlerken görmeyi beklemiyordum.
Eun: siz niye uyumadınız?
Bakışlar bana dönünce hepsi ayaklanmıştı. Jhope oppa kapalı ışığı açınca biran afallamışlardı. Gözleri alışınca yanıma gelmişlerdi. Namjoon oppa kaşlarını çatmıştı.
Rm: eun, sen terini kurutmadan mı çıktın
Elimi yanaklarıma çıkardığında ıslaklık yoktu sadece soğukluk vardı
Eun: evet ama zaten fazla terlememiştim
Jn: aish, hasta olmaya meraklısın cidden. Ben gidip bi nane limon kaynatayım nolur nolmaz, sonrada soğuk algınlığı ilacı içersin
Başımı salladığımda mutfağa geçmişti.bende derin nefes alıp arkamı dönüp daha bir adım atamadan sesle durmuştum.
Jm: nereye gidiyorsun
Eun: odaya, duş alırsam iyi gelir zaten sonrada uyurum
Onaylar şekilde başını salladığında hepsi teker teker tekrar salona geçerken bende yavaş adımlarla merdivenleri çıkıp odaya girmiştim. Odanın içinde olan banyoya girip suyu sıcağa getirip ayarlanmasını beklerken aynı zamanda üstümdekilerden kurtuluyordum. Suyu kontrol ettikten sonra yavaşça kabine girmiştim.
∆
Çıplak bedenime sardığım bornozla odaya girdiğimde gözlerim masanın üstünde olan Nane limon çayına ve ilaç kutusuna takıldı. Masanın yanına gidip fazla sıcak olmayan çayı içip masanın üstünde olan suyla ilaç içmiştim. Üstümdeki bornozdan kurtulup iç çamaşırları giyip dolaptan pijamalarımı çıkarıp giymiştim.
Pijama:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstüme düşen yorgunluk ve uykuyla yatağın içine girip gözlerimi kapatmıştım.
