7. ÇEMBER

71 13 9
                                    

Şarkı: Jakuzi - Koca Bir Saçmalık

Oy vermeyi ve satır aralarını güzel yorumlarınızla doldurmayı unutmayın.
Sizi Seviyorum, Hoş Geldiniz 💖

🌑

Hayat küçücük bir çember aslında, tanrının yarattığı bütün her şeyi bir arada toplayan küçük bir çember. O çemberin içerisinde güçlüler ve zayıflar vardır, her güçlü ise bir zamanlar zayıftır, geldiği yeri unutanlar da vardır, geldiği yer hep aklında olanlar da. Çemberin içinde olan herkes birbiriyle savaş halindedir, zayıfların kimisi güçlü olmak için çabalar, kimisi ise yaşamak için. Zayıflar ve güçlüler birbirlerini çemberin dışına atmaya çalışırlar, kimse asla elinde olanla yetinmez, herkes hep daha fazlasını ister, zaten bu dünyadaki en büyük sorunda bundan kaynaklanır.

İyiler asla iyi kalamaz, kötüler ise iyi olamaz. Dengesizlik budur işte, insanları değiştiren olaylar vardır, iyi veya kötü olaylar, insanı iyi veya kötü yapan olaylar. Savaşlar vardır, para için, güç için, sevgi için yapılan savaşlar vardır, ki bu savaşın kazananları çok nadirdir. Yaşamak için savaşanlar vardır... benim gibiler. Belki de senin gibiler. Umut, yaşamanın en büyük sebebidir, umutsuz yaşanılmaz, umudu yoksa da her nefes alanda yaşıyor sayılmaz zaten.

Defne bugün toprağa verilecekti, buradaki herkes o cenazeye katılmak istiyordu ama kimsenin gidecek cesareti yoktu, kimse bunun fikrini bile sunmamıştı, hatta konusunu bile açmamıştı. Gerçi geldiğimizden beri kimsenin ağzını bıçak açmıyordu ki, ne fikir sunması!

Önce o eskimiş yalıya gelmemiz için gönderilen kutu ve içinden çıkan yelek ve notlar, sonra afişler, hatta buraya gelene kadar afişle de yatinmediklerine şahit olmuştuk çünkü ilanı büyük billboard'lara taşımışlardı. Birisi bir oyun çeviriyordu ve bizi de kuklası gibi yönetiyordu, her şey oyuna dahildi, her şey planlıydı, şüpheliler bile önceden planlanmıştı ama ben ve Uzay neden bu oyuna dahildik? Neden Neva veya Cem değil de biz ikimiz bu iğrençliğe dahildik? Biz daha bu şehire geleli birkaç hafta olmuştu, kiminle ne gibi bir husumete sahip olmuştuk bu kadar kısa sürede? Kimin düşmanlığına sebep olacak bir davranışta bulunmuştuk? Gerçi Defne ölmeyi hak edecek ne yapmıştı ki ben bizi sorguluyordum, kimse ölmeyi hak etmezdi. Defne gibi daha gençliğinin başlarında olan bir liseli kime ne yapmış olabilirdi ki? Kim bu kadar nefretle dolup bir hayatı sonlandırmıştı? Kendinde bu hakkı görmüştü?

Ne kadar çok soru vardı, bir ölüm binlerce cevapsız soruya sebep olmuştu yine.

Annemin gidişiyle benim yaşadıklarımın nedenini kendime sormam bunun en büyük sebebiydi, hiçbir şey bilmeyen zavallı bir çocuktum. Hayatı bile bir anda tanımıştım, annem gitmişti, babamın nefreti gün yüzüne çıkmıştı, ablamın ilgisizliği artmıştı, karanlığa mahkum olmuştum, en yakınım o karanlıktaki yansımamdı, umudum ise dolunayın odanın içerisine sızan ışığıydı, bana gölgemi görmemi sağlayan parlak ay ışığı. Küçücük şeyler büyük umutların doğmasına yol açmıştı benim hayatımda, hep en azıyla yetinmiştim bu yaşıma kadar. Zaten az ile yetinmeyi bir benim gibiler, yani kimsesiz ve sevgisizler, bir de hep az ile yetinmeye alışkın olanlar anlardı.

GÖLGEDE YAŞAYANLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin