2.TOPRAĞA SAKLANAN BEDENLER

97 16 21
                                    

Şarkı: Gökhan Türkmen~ Kurşuni Renkler

Oy vermeyi ve satır aralarını güzel yorumlarınızla doldurmayı unutmayın. Sizi Seviyorum, Hoş Geldiniz 💖

🌑

Muğla'dan ayrılalı çok olmuştu, yolda üç defa mola vermiştik. İkinci dinlenme tesisindeyken Giray uykusuz olduğu için, her ne kadar geçme desem de direksiyonun başına Yaz geçmişti. Ehliyeti vardı ama ben onun sürmesini istemiyordum, korkuyordum ve bu korkumda da oldukça haklıydım. Bodrum'u terk edene kadar camdan dışarıyı seyretmiştim, gözlerime gram uyku girmemişti ve akşam yolculuk yapmayı seven birisi olduğum için kendimi uykuya da zorlamamıştım.

Giray yarım saat kadar uyuduktan sonra son durduğumuz tesiste arabayı yeniden Yaz'dan devralmıştı. Üzerimi tesisin lavabosuna girip bir kabinde değiştirmiştim, siyah bir kot, üzerine ise siyah-beyaz çizgili kazak giymiştim. Arabaya bindiğimde siyah kabanımı üzerime battaniye niyetine örtmüştüm ve varış yerine kadar uyumuştum. Yorgundum çünkü geçirdiğim bir günde ne yaşadığımı anlamamıştım, daha olanları sindiremezken bir anda kendimi evimden başka bir yerde yaşamak üzere yolda buldum, stres beni yoruyordu. Kolumu kaldıracak halim yoktu ama yapmak mecburiyetinde olduğum sorumluluklarım vardı, en basiti geçimimizi sağlamak için burada da bir iş bulmak ve çalışmak. Garsonluk, bulaşık, temizlik, her türlü iş ilanına başvurmak durumundaydım. Hayat annesini, babasını, çocukluğunu dokuzunda kaybeden birisi için çok zordu, üstelik annesinin odasının kapısı ablası tarafından kapatılınca daha da zordu çünkü artık bir sığınak yoktu, sarılacağınız, derdinizi anlayacak kimse yoktu.

Başka bir şehre gelmiştim ama hiçbir şey değişmemişti, Yaz aynı Yaz'dı, ben ise aynı Gece'ydim. Yaz dağıtır, Gece toplar. Gece dağıtır, yine Gece toplar. Annemin ölümünden beri değişmezdi bu, öncesinde aramızın nasıl olduğunu da hatırlamıyordum zaten. Önemsizdim, Yaz'ın hayatında Giray kadar bile yer kaplamadığımı biliyordum. Çok uğraşmıştım, denemiştim, istemiştim beni sevmesini ama olmamıştı, sevememişti Yaz beni. Ona göre ben annemin yokluğunu kabullenemediğim için babamı sevmiyordum, gelsin istemiyordum. İki senedir ortada olmayışı benim bedenimde ve ruhumda açılacak her yeni yaranın önüne geçse de, Yaz'ın bana olan nefretinin önüne geçmiyor, hatta her geçen gün bu nefreti içinde büyütmesine sebep oluyordu. Babam sevmezdi, ablam sevmezdi, bir başkasının sevmesi komik olurdu açıkçası. Hayatıma kimseyi almayışımın sebeplerinden biriydi, diğer sebeplerden birisi zarar görmesiydi, benim o kişiyi koruyamamamdı. Saydıkça çoğalıyordu sebepler, sebepler çoğaldıkça ben daha da uzaklaşıyordum herkesten.

Annem toprağa saklanmıştı, bense gerçeklerin arasında sıkışıp kalmıştım. Kaçamıyordum, gidemiyordum, önümde bir hayat var mıydı bilemiyordum. Kabuslarım bile esir almıştı beni, gerçekler hayallerin kan rengi soğuğuna kapılmıştı. Ölemiyordum, kalamıyordum, bir gün ansızın gidemiyordum mesela. Yaşamak zorundaydım çünkü başka çarem yoktu, fakat ben zaten hiç yaşamamıştım ki, ölünce ne değişecekti?

Araba sokağın köşesindeki ahşap evin önünde durduğunda camdan bakmaya başladım, annem yaşarken çok gelirdik buraya. Her sene sonbahara doğru ben gelirdim anneannemin yanına ziyarete, Yaz benim kadar çok gelmezdi. Son üç aydır kafedeki işlerden ötürü aramaya fırsatım olmamıştı, şimdi buraya gelmiştik ama ben kendimi kötü hissediyordum. Kim bilir anneannem bana nasıl kırılmıştı.

Yaz kapıyı açarak dışarıya çıktığında arabanın etrafından dolaştı ve bagajı açarak valizleri indirmeye başladı. Uzay'a yoldayken mesaj atarak haber vermiştim İstanbul'a gittiğimi, Sarıyer tarafında olan eve vardığımızda saat gece yarısıydı ve tahminimce iki saat sonra gün doğacaktı. Arabanın aynasından baktığımda Yaz elinde iki küçük valizle iki katlı büyük evin kapısına doğru ilerledi, omuzunda asılı olan çantanın gözünü açıp içinden anahtar çıkardıktan sonra kapıyı açarak eve girdi. Birkaç saniye gözlerimi evin kapısından ayırmadım, daha sonra ise hızlı davranmam gerektiğini hatırlayıp önüme döndüğümde Giray kapıyı açmak için uzanmıştı. Koltukların arasından kafamı çıkarıp hızla kolundan tuttum, Giray ne olduğunu anlamak için bana baktığında sinirli, bir o kadar da donuk yüz ifademle karşılaştı. Koluna uyguladığım kuvvetten dolayı diğer elini kapının kulpundan çekmişti, yüzüme bu tepkimin sebebini anlamak istercesine baktığında, "Hayır Gece, sıkıntı mı var?" dedi.

GÖLGEDE YAŞAYANLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin