2.1

729 33 2
                                    

İçeri geçip kendimi koltuğa, Savaş'ın yanına attım.
"Uyudular sonunda! Yarın uyutma sırası sende ona göre."
"Neyse ki benimle daha hızlı uyuyorlar. Tamam çocukları ben de şımartıyorum ama sen biraz abartıyorsun hayatım."
"Benim çocuklarım şımarık büyüyecek diye boşa demiyordum aşkım. Memnunum halimden. Ama haftaya yetiştirmem gereken bir projem var."
"Benim de yarın ajansa uğramam lazım. Aradılar bugün."

Savaş bilgisayar mühendisi ve bir ajansa bağlı çalışıyor. Ben de kendi şirketimde iç mimarlık yapıyorum. Ama istisnai durumlar olmadıkça projelerimi evde, odamda çiziyorum. Neyse ki teknoloji gelişti de kağıt-kalem yerine bilgisayar kullanılıyor. Yoksa ben en iç mimar olmayan iç mimar olurdum.
"Haftasonu boş musun?" diye sordum.
"Boşum neden?"
"Annem aradı, abimleri falan da çağırmış. Sanırım geçen haftasonu size gittik diye kıskandı biraz."
"Valide sultan hiç şaşırtmıyor, gideriz sıkmasın canını."
"İkizler, çok sevinecek."
"Yaramazlık yapabildikleri için yani..."

Gülümsedim.
"Uyusak mı biz de?"
"Proje ne oldu senin?"
"Yarın yapacağım. Hem sen beni niye bekliyorsun ki?"
"Yalnız kalmayı sevmediğini biliyorum çünkü. Hatırlamıyor musun okulla kampa gittiğimiz 3 günü? Gerçi sadece son gün tadını alabilmiştik ama sen son gece herkes senden erken uyuduğu için gelip beni uyandırmıştın."
"Öyle bir şey olmadığını ikimiz de biliyoruz."
"Kimi kandırıyorsun bebeğim?"

14 SENE ÖNCE

Tam uykumun en derin yerinde çadırın girişi açıldı. Gelen Masal'dı. Kendini Çınar yüzünden berbat hissettiğini biliyordum. Muhtemelen içini rahatsız eden kötü duyguları uyumasına engel olmuştu.
"Savaş, yanıma gelebilir misin?"

Masal benim için her şey demekti. Aşka inanmadığımı, uzak olduğumu falan söylüyordum ama Masal'dan başka kimseyi göremediğim içindi. Çınar'ın kötü biri olduğuna ne kadar üzülüp sinirlendiysem bir o kadar da sevindim. Çünkü ben Masal'a dokunmaya kıyamazken, başkalarının kırıp dökmesine izin vermek istemiyorum. Hep korumak istiyordum herkesten.
Masal'ın yanına, dışarı çıktım.
"Uyuyamadın di mi?" dedim.
"Uyuyamadım ve herkesin uyuyor olması beni kötü hissettiriyor. Daha çok uyuyamıyorum."
Gülümsedim.
"Yalnız kalmayı sevmediğini biliyorum ama biz uyuduğumuzda yalnız olmuyorsun ki."
"Öyle olmuyor işte, yalnız kalmaktan farksız."
"O zaman şöyle yapıyoruz, hocalar zaten 15.rüyalarını falan görüyorlardır. Kerem Doğa'nın yanına geçsin. Sen de benim yanıma gel. Hem içim rahat olur, Çınar itinin yanına gelip gelmediğini görebilirim."

Masal kabul edince Kerem'i uyandırıp Doğa'nın çadırına yolladık. Masal da yanıma geldi.
"Gökyüzünü görmek ister misin?" diye sordum.
"Olur, yıldızları izlemeyi seviyorum." dedi.

Ben de çadırın üst kısmındaki fileyi açtım. Çok net değildi ama en azından yıldızlar görünüyordu.
"SAVAŞ YILDIZ KAYDI, GÖRDÜN MÜ? DİLEK TUT ÇABUK!"

O gün, Masal'ı diledim. Her şeyiyle. O ne diledi hala bilmiyorum.

O kadar yorgundu ki çok geçmeden uyuyakaldı zaten. Masal'ı ne kadar süre izledim bilmiyorum ama sabah olduğunda anladım hiç uyumadığımı.

ŞİMDİ

"Benim dileğimi bir sürü kez duydun, sen o gün ne dilemiştin Masal?"
"Fark etmeden seni dilemişim ben de. 'Karşıma öyle biri çıksın ki, hiç pişman olmayayım' demiştim.

ÖZTÜRK AİLESİ (ABİLERİM) (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin