Sabah 06.00. Alarma uyandım.
"Gerçekten bu saatte kalkmak zorunda mıyız?" diye yakındım.
"Maalesef zorundayız, çünkü artık liseli değiliz. Ayrıca anne baba olduk." dedi Savaş beni öperken.
Gözlerimi açtım. Doğu babasının yanında uyuyordu, muhtemelen sabah uyandığında gelmiş ama çok erken olduğu için babasının ısrarıyla uyumuştu. Uyuduğum zamanlar sesten gram etkilenmiyorum. Çaktırmayın ama en sevdiğim özelliğim bu diyebilirim.
Kalkıp ikizlerin odasına gittim. Batı da hala uyuyordu. Zaten ikisinin de uykudan uyanma saati 6.30.
Aşağı mutfağa indim. Kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün cumartesi ve annemlere gideceğiz. Çok geçmeden Savaş üstünü giyinip yanıma geldi. Kahvaltıyı birlikte hazırladık. Çoğu sabah olduğu gibi. Kaderimde böyle biri olduğu için gerçekten şanslı olduğuma inanıyorum.
"ANNNNNNNNEEEEE!" sesiyle asıl güneşimin doğduğunu düşünüp gülümsedim. Sonra da yukarı çıkmaya başladım.
"GELİYORUUUMMMMMMM!"Batı. Doğu'ya göre daha agresif. Her uyandığında da böyle bağırır.
"Günaydın, sevgilim! Eğer acıktıysannnnn ve bence çok acıkmışsınızdır, hemen banyoya gidelim sonra da yemeğe!"Batı yatağından inip önümden banyoya geçerken Doğu'nun da uyandığını gördüm.
"Sana da günaydın, sevgilim! Hadi sen de bizimle banyoya gel, size bir sürprizim var."
"SÜRPRİZ MMMİİİ!?" diye bağırarak yanımıza geldi Doğu.Ellerini yüzlerini yıkadıktan sonra,
"Bugün anneanne ve dedenize gidiyoruz." dedim.
"OLLLEEEYYY!" diye bağırıp aşağı koşmaya başladılar. Merdivenleri ikişer ikişer inmeye çalışıyorlardı.
"Dikkat edin, düşüp bir yerlerinize zarar vermeyin." demekle yetindim sadece. Onları yaptıkları şeyden, çok zararlı olmadığı sürece, uzaklaştırmayı sevmiyordum.
"Günaydın, ikizler!" dedi Savaş.Kahvaltımızı yaptıktan sonra ikizlerin üstlerini giyinmesine yardım ettim.
Ve anneannelerine doğru yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZTÜRK AİLESİ (ABİLERİM) (texting)
Teen FictionAslında bildiğiniz 'abi' kitabı sadece çok fazla klasikleşmesin diye bir de abla ekledim. Şans verirseniz pişman olacağınızı sanmıyorum.