Doctor | RoséKook

32- Misafir

Herkes uykusuz. 24 saati geçkin bir süredir kimse gözünü kırpadan Rose'yi arıyor.

Kimi düşüncelerine dalmış yeri izliyor, kimi hummalı çalışmalarla meşgul. Her birinin aklında aynı şey. Bir amaç için toplanmışlar ve çözmeden uykunun gramını almaları haram.

Saat sabaha karşı beşe yaklaşmış. Kapı ansızın çalıyor. Kimse bunu beklemediğinden herkesin kafası kalkıyor. Monitörün başındaki Jin'in kırmızı gözleri Jungkook'un kömür gibi siyah ve ölü gözleriyle birleşiyor.

Uzananlar ayaklanıyor ve herkesin kalp ritmi hızlanıyor. Yakalandılar mı? İyi bir iş için çalışsalar bile yakalanmaktan korkuyorlar. İçlerindeki avukat, bir suçluya yardım ediyor. İki doktor var, bir deliyle iş birliği yapıyor.

Şimdi kapıyı açtıklarında görecekleri yüz polislerin  fenerlerle aydınlanmış suratı olsa, neler olurdu? Burda biter miydi? Kariyerlerini zaten bir kenara bırakmışlardı. Hayatları nasıl değişirdi? Rose ölür müydü?

Yorgunluktan çökmüş bedenler fazla düşünmeye dayanamadı. Zira yakında düşünmekten kafaları patlayacaktı.

Kapıya en yakın olan Jisoo, kimse konuşmadığı için yavaşça harekete geçti. Sessiz evde parkeye bastığında çıkan çıtırdamalar yankılandı. Herkes yanan gözlerini kapıya dikti. Kapı deliğinden bakmak aklına bile gelmedi Jisoo'nun.

Kapı aralandı. Işık yoktu. Beş metre ötedeki sokak lambası kapıdaki bedeni arkasından aydınlattı.

"Minho.." Jennie mırıldandı.

Minho hafifçe gülümsedi.

"Ben geldim."

Bir kaç dakika içerisinde herkes şokla Minho'yu içeri sokup oturttu. Hala hayret içerisindelerken anlatacağı şeyleri beklediler.

"Tükenmiş görünüyorsunuz. Endişelenmeyin bitti. Biz kazandık. Bunca zaman ne yaptınız bilmiyorum. Tahminlerim var sadece. Jin, serbest takılmayı seviyorsun. Büyük ihtimalle babanın izinden gittin değil mi? Jennie, kesinlikle avukat oldun. Jungkook, hakkında hiç iyi şeyler duymadım."

Minho soluklandı. Kanepeye yaslandı ve kalan ikiliye baktı.

"Siz Rose'nin arkadaşlarısınız."

"Rose'yi nereden biliyorsun? Konuyla bir ilgin var mi Minho?"

Jungkook çatallı sesiyle sordu. Minho ise bölünmeden anlattı. Uzun uzun konuşmak istiyordu. Hep susmuştu bu güne kadar.

"Ah Jungkook, ben çok zavallı biriyim. Çok muhtaç biriyim. Sevgiye muhtaç, ilgiye aç bir çocuğum sadece. Nasıl bırakabilirdim tek aşkım Eunmi'nin peşini? Beni iğrenç bir şekilde reddetse de onun yanına gittim. Her gün kapısına dayandım. Bir gün beni içeri çekip kafama silah dayadı. O gün kendime geldim. Ne yaptığımın farkına vardığımda kendimi yumrukladım. Eunmi bana bir teklifte bulundu. Onun yanında çalışacak ve en sadık adamı olacaktım. Eunmi'nin babası mafyaydı Jungkook. Seni kaçırdığında bu yüzden kimse bulamadı. Arkası sağlamdı. Eunmi beni yanına aldığında sen kaçırılalı altı ay kadar olmuştu. Ben hiç kimseyle görüşmemiştim. Senin kaçırıldığını sekizinci ayın dolduktan sonra öğrendim. İnan seni kurtarmak için arkadan çok çabaladım ama kimseye belli edemezdim. Eunmi'nin babası beni bırakır herkesimi gömerdi. Beni işkenceden ağlatırdı. Beni mahvederdi. Seni kurtarmayı çok denedim ama başaramadım. Bir kez yakalandım, babasına söylemedi. Sonra seni bıraktı. Senin hakkında her şeyi ben araştırıp ona anlattım. O lanet olası kadın.. Hayatımı tam anlamıyla çürüttü. Onun yanında kalıp korkak davrandığım her saniye için kendimi kanatmak istiyorum. Sonra Jisung'la tanıştım. Senin hastanende çalışıyordu. Sadece bir hemşireydi. Onun sayesinde hastaneden bilgi alıyordum. Ona aşık oldum Jungkook. Aşkı onunla tanıdım. Saplantı değil, aşk. Benim çakralarımı açtı. Hayatı görmemi sağladı. Her şeyimi onunla paylaştım. Hiç güvenimi boşa çıkarmadı. Sonra sen hastaneden kaçtın. Ardında benim sevgilimi komada bırakarak kaçtın. Jisung'un yüzü yandı, kolları, bacakları.. Bir kaç gün komada kaldıktan sonra uyandı ve hala toparlanmaya çalışıyor. Sana öfkeli değilim Jungkook. Sen sadece delisin değil mi? Hepimiz deliyiz, inan. Seninki sadece gün yüzüne çıktı. Arabadaki kanlı notu ben bıraktım. O kan benim kanım. Bak. Hala bileğimde bıçağın izi duruyor. Buğulu camlardan seni seçemedim. Ama seni özlemiştim. Hep sevdiğim kadını çalan Jungkook olarak aklımda kalmış olan sen Jisung'dan sonra kadim dostum olmuştun. Seni hiç unutmadım Jungkook. Hep önemsedim. Seni arabadan çıkartıp kaçmanı sağlamak istedim. Ama mükemmel planımı sürdürmeliydim. Sizi arabada bırakıp döndüm. Eunmi'nin Rose'yi değil de seni kaçıracağını düşünüyordum. Rose'yi depoda gördüğümde şaşkındım. Ama bu sorun değildi. Senin yerini öğrenmem zor olmadı. Sonra sizin de beni aradığınızı öğrendim. Şimdi sizinleyim. Yıllardır beklediğim pis intikam için hazırım. O ahlaksız sürtüğün hayatını acı çektire çektire almak istiyorum. Beni kullandığı yıllar kadar kafasını kurşunlamak istiyorum. Onun mahvolmasını izlemeye ihtiyacım var Jungkook. Seni ona görüreceğim."

Jungkook şok içerisinde Minho'nun anlattıklarını dinlemişti. Bunları hazmedip sindirmesi imkansızdı. Neler oluyordu böyle..

Abi ben yasiyor muyum amina yaa

Neler oldu neler anasini satayim

Allah kahretmesin ki su kitabi bitiricem dedim diye gozume uyku girmiyo en son girip yazayim dedim

Olm bu arada ben dostoyevski'ye sarrmiss vaziyetteyim bu yüzden yazim seklim böyle

aslında daha ayrintili yaziyorum da çabucak yazim da bitsin diye yazdım bunu
Abi var ya o kadar hiç rosekook shiplemiyorum ki artık

Gram shiplemiyom yani ne vsoo ne rosekook ne baska bi ship hic birini shiplemiyom da srvmiyom da neden boylr bi kitap hazdıgımı da bilmiyom

Su kitap bitsin sirra kadem basip siktir olup gidecem hepimiz rahatlicaz en sonunda

Neyse ama ben verdigim sozu tutarım bu kitap 2 bolume biter abi net

Yarın bitiricem insallah uoksa kendimin agizina sicarim

Minsung da koydum cunku canim shipim

Yoonmin i sevmeyenler de varmıs oooh canıma da degsin bok yesinler

Balla ben her turlu shiplerim aga jikook da shiplerim, vmin de, yoonmin de shiplerim, taekook da,taejin de shiplerim, taegi de hepsine okeyim yani bayilmayanlar okumaya devam da edebilir yani kudurarak. sikm degil acikcasi

Neyse ben yasiyom da sizin yasadiginixdan supheliyim yine de hg tekrardan bitecek bu kitap aga sike sike bitecek yani

sagolun🙂