8- Jungkook'un babası

2K 188 43
                                    

-Düzenlendi

Rose'den

Evden aceleyle çıkmıştım. Hastaneye gitmek için otobüse biniyordum çünkü özel aracım tamirdeydi ve otobüs ile biraz geç gidiyordum ama kafaya takmamıştım.

Otobüse bindim ve ikili koltuklardan boş olanına oturdum. Zamanında varmak için sabah erken kalkmam gerekiyordu ve genelde kahvaltı etmiyordum. Bu gün kahvaltı etmiştim o yüzden biraz geç kalacaktım. En azından trafik yoktu.

Yanıma birinin oturmasıyla kafamı oraya çevirdim. Kısa kahve rengi hahküllü saçlı bir kadın oturmuştu yanıma. Sivri hatlı güzel bir yüzü vardı.

Başımı eğdim ve o da başını eğdi böylece kısaca selamlaşmış olduk.

"Şey bakar mısınız?"

Kafamı yavaşca yanımdaki kadına çevirdim.

"Evet?"

"Acaba adınız Park Roseanne mi?"

Karşımdaki kadını daha önce gördüğünü sanmıyordum. Peki o kadın beni nasıl tanımıştı?

"Evet?"

"Ah şey bir arkadaşımda sizin hastanenizde çalışıyor da. Bana sizden bahsetmişti. Jungkook'un doktoruymuşsunuz."

"Ah.. Evet. Siz Jungkook'u tanıyor musunuz?"

"Şahsen tanışmadık. Bir defa haberlere çıktığında görmüştüm."

"Anladım.."

Kadına gülümsemiş ve diyeceğini dinlemeye başlamıştım.

"Kendisi nasıl? Haberlerde duyduğumda yine sinir krizi geçirip bir güvenliği yaraladığı söyleniyordu."

"Kendisi şu an gayet iyi. Yanlış anlamazsanız adınızı solabilir miyim?"

"Ah tabi, benim adım Kim Eun Mi. Memnun oldum tanıştığımıza."

Gülümsemiş ve kadının elini sıkmıştım.

"Bende memnun oldum. Sanırım yaşıtız değil mi?"

"Kaç yaşındasınız?"

Kadına biraz daha bedenimi döndürerek cevaplamıştım.

"Yirmi altı yaşındayım."

Kadın gülümsedi ve konuşmaya devam etti.

"Yirmi beş yaşındayım ben."

"Oh benden küçükmüşsünüz."

Neden bilmiyordum ama kanım pek ısınmamıştı. İyi biriydi evet, ama içimdeki ses onunla yakın olmamamı söylüyordu.

"Acaba numaranızı alabilir miyim? Benim bir akrabam var ve onun ile ilgili bir kaç şey sormak istiyorum geniş bir zamanda."

Yine de gülümsememi takınmış ve çantamda bir kart çıkarıp kadına uzatmıştım.

"Bu benim numaramın ve patronumun numarasının yazdığı hastanemizin kartı. İstediğiniz zaman arayabilirsiniz."

"Ah teşekkürler."

Kadın gülümsemiş, kartı alıp çantasına atmış ve ayağa kalkmıştı.

"Burası benim ineceğim durak. Sizinle tanışmak güzeldi bayan Roseanne."

"Sizinle de tanışmak güzeldi bayan Eunmi."

Kadın açılan arka kapıdan inmiş ve ilerlemeye başlamıştı. Ben de önüme döndüm ve yolculuğun devamını kafamı cama yaslayarak geçirdim.

-

"Ne?! Nasıl bana sormadan ona bu ilacı verirsiniz?!"

Karşısındaki hemşireye bağıran Jisoo'ya yaklaştım. Onun arkasında olan biteni dinleyen Taehyung'un omuzuna vurdum ve hastaneye koşarak girmenin verdiği yorgunlukla hızlı nefes alış verişlerimi düzenlemeye çalıştım.

"Hastasına, ona sormadan uyku ilacı'nın dozunu artırarak vermişler."

"Ah bu duyguyu bilirim. Çok sinirlenmiş olmalı.."

Taehyung kafa sallamış ve önüne dönmüştü.

"Kaybol karşımdan."

Jisoo'nun nasıl bu kadar rahat konuşabildiği hiç anlayamamışımdır. Ağızına geleni sayar ve hiç çekinmez. Taehyung ile aynılar. Herhalde birlikte büyümenin kazandırdığı bir şey.

"Üzgünüm çocuklar gitmem gerek. Rose, bay Chen seni sormuştu yanına gitsen iyi olur."

Jisoo'yu onaylamış ve gidişini izlemiştim.

"Üzgünüm dostum, ben de gidiyorum. Artık yemekhaneci bay Wang ile sohbet edersin."

Taehyung ben uzaklaşırken sağ elini uzatmış ve gitmemem için yalvarmıştı. Ben de kıkırdamış ve bay Chen'in odasına adımlamıştım. En son kavga etmiştik ve aramız pek iyi değildi. Beni barışmak için çağırdığını biliyordum.

Kapıyı tıklattım ve 'gel' sesi ile içeri adımladım.

"Hoş geldin Roseanne."

"Hoş buldum bay Chen. Biraz geç kaldım özür dilerim."

"Önemi yok. Otursana."

Onu onaylamış ve gösterdiği koltuğa oturmuştum.

"Roseanne biliyorsun geçen günden beri konuşmadık."

Bir şey dememiş ve konuşmaya devam etmesine izin vermiştim.

"Senden özür dilemek istiyorum. Doktor sensin ve senin sözün dışında hiç bir ilaç hastana verilmemeliydi. Seni onun kollarından ayırmamın nedeni gerçekten korkmuş olmamdı Roseanne, çok özür dilerim. Seni kızım olarak görüyorum ve başına bir iş gelsin istemiyorum. Biliyorsun, babana sözüm var. Seni bu şehirde korumalıyım."

"Evet bay Chen biliyorum. Gerçekten sorun değil. Unuttum bile, önemi yok."

Ben okumak için üniversiteden beri Seoul deydim. Ailem ise Busan'daydı. Babam'ın beni buraya göndermesinin tek nedeni bay Chen'e olan güveniydi. Bay Chen ile sekiz yıldır tanışıyordum ve bana hep yardımcı olmuştur onun hakkını ödeyemem.

"Bir de Roseanne. Jungkook ile ilgili bir gelişme var."

Kafamı kaldırmış ve dikkatle bay Chen'i dinlemiştim.

"Babası'nın adresini bulduk."

Doctor | RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin