Rose derin bir nefes aldı ve telefonu kulağından çekip kapattı.
Bay Hoseok aramış ve müsait olduklarını, bay Seejin'in oğluyla görüşmek istediğini söylemişti. Rose de verdiğim sözü tutacağı için yarın onları görüştürecekti.
Dün Jungkook zor bir gece geçirmişti. Yatağı kırıldığı için başka bir odaya almışlardı ve sürekli kabus görüp uyanıyordu. Uyandığında küfür edip uyumaya devam ediyordu. Rose de bir şey olur diye başından ayrılamamıştı. Yani hiç uyuyamamıştı. Bir iki saat gözü dalmıştı sadece.
Bu gün çok dalgındı ama işleri vardı. Bay Chen'in yanına gidip yarın için izin almalıydı Rose. Sonra Jimine ordan da Jungkook'a bakacaktı. Günün sonunda da her gün yaptığı gibi Jungkook'un durumunu kalın ve kabarık deftere not edip sabaha kadar uyuyacaktı.
Sert bir nefes verip masasından kalktı ve bay Chen'in odasına doğru gitmeye başladı.
-
Tamam, izin işi hallolmuştu. Rose evrakları imzalamış ve odasına bırakmıştı. Şu an saat öğlen on ikiydi ve acilen kahvaltı yapmalıydı. Deli gibi acıkmıştı.
Merdivenlerden indiğinde yemekhane karşısına çıkmıştı ve çok doluydu. Ah doğru, bu gün kaynaştırma günüydü.
Her hafta cuma günleri zararsız hastalar tüm gün hastanede, yemekhanede, kafeteryada ve bahçede gezebilirdi. Farklı insanlarla konuşmak onlara iyi gelebilirdi.
Rose açık büfeden bir şeyler almış ve oturacak bir yer aramıştı. Tam o sırada Jimin'i fark etti. Yanına gidip onunla öğle yemeği yerse daha sonra yanına gitmesine gerek kalmazdı ve işi erken biterdi.
Rose gülümsedi ve Jimin'in masasına gitti.
"Oturabilir miyim?"
Jimin'in yanında oturan çocuk Rose'yi duyduğu gibi kafasını eğip elleriyle oynamaya başladı. Jimin gülümseyip kafasını salladığında Rose karşılarındaki sandalyeyi çekerek oturdu.
"Nasılsın Jimin?"
Jimin'in gülümsemesi kocamandı. Suratına çok yakışıyordu.
"Çok iyiyim noona Yoongi bana çok yardımcı oluyor. Aramız çok iyi."
Jimin, yanındaki çocuğa bakıp sırıttığında çocuk kafasını daha çok eğmişti. Rose çocuğun suratına bakmak için eğilse bile görememişti.
"Merhaba Yoongi. Ben Roseanne. Jimin'in arkadaşıyım."
Çocuk ses çıkarmadan Jimin'in tişörtünü çekiştirmişti. Jimin gülümsemesini silmeden Rose'ye döndü.
"Konuşmayı sevmiyor. Fazla çekingen."
Rose de, Jimin'e döndü ve gülümseyerek kafasını salladı.
"Anladım. Arkadaşının olması beni sevindirdi."
Jimin gülmeye başlamıştı. Rose kaşlarını çattı ve Jimin'in neden güldüğünü anlamaya çalıştı.
"O benim sevgilim."
Dedi Jimin. Rose şoka girse bile ağızını kocaman açarak gülümsemişti.
Yoongi sinirle Jimin'in ayağına tekme atmış ve eğik başını hafif kaldırarak mırıldanmıştı.
"Gerizekalı.."
Ardından tepsisini alıp masadan kalktı. Jimin gülümseyerek arkasından gidişini izledi. Onu gerçekten seviyordu.
"Ama Jimin! Neden bana hiç bahsetmedin? Darıldım."
Rose başını önüne eğip yalandan somurttuğunda Jimin ona döndü ve açıklamasını yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor | RoséKook
FanficBaşta Jungkook onun sadece hastasıydı. Şimdi onun hayatı, Rose'nin olmuştu. yeminle son bolumleri feci guzelLSHSLJDSŞJS