29- Eski Dostlar

699 54 56
                                    

Jungkook, Jin'in otutma odasını turluyordu ve dudaklarını kemiriyordu. Jin ise huzursuzca oturuyor ve hareket eden Jungkook'u izliyordu. Jungkook geleli beş dakika kadar olmuştu ve selamlaşmamışlardı bile.

"Jungkook bir plan yapmalıyız. Bol zamanımız yok. Söz konusu Eunmi olunca güvenemiyorum." (bok da çıkabilir arkadaşlar)

Jungkook salonun ortadında durdu ve derin bir nefes alırken elinin birini saçlarından geçirdi. Öteki eli ise belindeydi.

"Açık konuş." Jin'e dönerek konuştu Jungkook.

"Geç kalırsak onu öldürür değil mi?"

Jin ne diyeceğini bilememiş ve ağızı açık kalmıştı. Jungkook'a güven vermek istiyordu ama yalan söylemek de istemiyordu.. Kafasını eğdi ve iki yana salladı.

"Bilmiyorum. Yapmaz, öldürmez.." Bu söylediğine kendi bile inanmıyordu.

Jungkook gözlerini yumarken dişlerini sıkmıştı. Rose'yi bulmak için güçlü olmalıydı ama çok yorgundu. Kargaşadan yeni çıkmıştı ve her gün yeni bir şey oluyordu. Çok stresliydi. Güçlü olmak için fazla toydu ruhu. Bu stres, bu sorumluluk daha önce hiç almadığı kadar büyüktü.

"Benim bir fikrim var." Dedi Jin kendinden emin bir sesle. Aynı zamanda ayağa kalkmıştı. Jungkook ona döndü ve ne diyeceğini bekledi.

"Bence Jennie ve Minho'yu çağırmalıyız. Yani aklıma daha iyi bir fikir gelmiyor.. Belki Eunmi ile hala görüşüyorlardır."

Jungkook yutkundu. Yaşlanmaya hazır gözleri doldu ve boğazına bir yumru oturdu. 'Siktir çok özledim..' diye düşündü.

Eski hayatını yaşamayı her şeyden çok istiyordu. Eskisi kadar mutlu, sosyal, sağlıklı ve iyi biri olmak için çok şey yapabilirdi.. Hayatını geri istiyordu. Nefes alırken yaşayamamaktan yorulmuştu. Yaşamak istiyordu artık. Eskisi kadar sevecen olmak istiyordu. Aşkı bile onu yaralıyordu. Aşkıylayken gülüyordu ama burukluğu vardı. Kalbindeki o boşluğu aşk bile dolduramıyorsa nasıl dolduracağını bilmiyordu Jungkook.

Ses çıkarmadan kafa salladı ve burnunu çekip kendini toparladı. Yüz ifadesini düzeltti ve saçlarını arkaya yatırdı.

"İyisin?" Diye sordu Jin elini Jungkook'un koluna atarken.

"İyiyim. Sıkıntı yok. Nasıl bulacağız onları, sen onu söyle."

Jin düşünceli bir şekilde kafasını aşağı yukarı salladı ve kafasını hafif eğerek düşündü.

"Biz Jennie'yle hala görüşüyoruz sayılır. Yani telefondan özel günlerde konuşuyoruz arada. Numarası var yani. Ama Minho nerde bilmiyorum. En son birlikteyken görmüştüm. Sonra telefonlarımı açmamaya başladı. İki gün sonra da Minho'nun kimseyle iletişimde olmadığını öğrendim."

Eunmi bu kadar mı değerliydi onun için? Minho'yu bu kadar çok mu üzmüştü?

"Jennie ve ben, sen kaybolduktan sonra annesiyle konuştuk. Annesi, Minho'nun onlarla olduğunu ve iyi olduğunu söyledi. Artık okula gelmeyecekmiş. Meden olduğunu söylememişti. Biz de bir çok kez ona ulaşmaya çalıştık ama telefonları açmıyordu ve evden çıkmıyordu. En son telefon numarasını değiştirdi. Zaten Eunmi'de bilmiyordu. Sen bulunana kadar hep sizin evinize gidiyordu. Bizi aramıyordu bile. O zamanlar çok üzülüyorduk. Sonunda ikimiz kaldık işte Jennie'yle. Tüm okul kaybolduğunu biliyordu. Türlü dedikodular yayıldı. Biz de sustuk ve olaysızca okulu bitirdik. Sonra da yollarımız ayrıldı zaten. Ama dediğim gibi hala konuşuyoruz."

Jungkook ağır ağır kafa salladı.

"O zaman önce Jennie'yi arayıp buraya çağıralım. Sonra bir şekilde Minho'yu buluruz."

Doctor | RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin