Medya: Neoni - Mutiny
"Hadi Sunoo, biraz ayaklarını çalıştır"
Sunoo karşısında söylenen hyunguna karşı göz devirmiş ve ellerindeki poşetlerle hızlı hızlı ilerlemeye çalışmıştı. Neden sürekli kendisi Wooyoung hyunguyla gidiyordu ya da yanında sürükleniyordu bilmiyordu ama bıkmıştı. Hyungunun çenesinden bıkmıştı.
Bu gece film geceleriydi ve evde hiç atıştırmalık kalmadığı için Wooyoung yanında yine Sunoo'yu sürükleyerek markete gitmişlerdi. Şimdi gece karanlığında elindeki poşetlerle eve doğru adımlıyorlardı. Daha çok adımlamaya çalışıyorlardı çünkü Sunoo uyuşukluk yapıyordu. Yani Wooyoung'a göre öyleydi...
İkisi sessiz bir şekilde yollarına devam ederken Wooyoung önde Sunoo arkada oldukça karanlık ortamda ikiside bir anda durgunlaşmıştı. Neden bilinmez gecenin karanlığı onlara bir anda korkunç gelmişti. Etrafta gezen bir seri katil vardı ve bu yüzden dolayı adımlarını hızlandırma gereği duymuşlardı.
İkisi ilerlerken bir anda bir inleme duymalarıyla yerlerinde durdular. Tamam, zaten ortam oldukça korkunçken şimdide bu acı dolu inlemeler her şeyi daha da korkunç yapıyordu. Ama sanki birisi yardıma muhtaç gibi görünüyordu.
Sunoo kafasını sol tarafına çevirdiğinde karşısına bir ara sokak çıkmıştı. Ve yerde karnını tutan ve acıyla inleyen siyah cüsseli bir genç duruyordu. "Hey sen iyi misin?"
"Sunoo!! Nereye gidiyorsun!?"
Sunoo gencin yardıma muhtaç olduğunu düşünüp ellerindeki poşetleri yere bırakıp ona adımlarken Wooyoung arkasından bağırmış ama Sunoo hiç duymamıştı. Bu çocuk neden böyleydi? Neden sürekli tehlike olup olmadığını anlamadan hemen her şeye atlıyordu ki??
Sunoo siyah giyimli gence tam olarak yaklaştığında omzuna dokunmak istedi ama ne olduğunu anlamadan kendini duvarda buldu. İki eli yan taraflarında duvara sabitlenmiş ve karşısında az önceki genç duruyordu. Gözlerinin haneleri tamamen siyahtı ve uzun dişleri her şeyi belli ediyordu zaten.
Vampir...
Sunoo hayatında ilk defa bir vampir görüyordu ve bu onun son göreceği şey olacağına yüzde yüz emindi. Korku içinde vücudu titremeye başladı ve gözlerini yumdu. Sonra sağ taraftan Wooyoung hyungunun bağrışlarını işitti, büyük ihtimal kendisini kurtarmak için yanına doğru geliyordu.
"Hey bırak onu!!!"
Wooyoung, Sunoo'yu kurtarmak için siyahlar içindeki gencin kollarında tutup onu çekiştirmeye çalışınca çocuk hiç kıpırdamamıştı. Sanki şuan yirmi ton ağırlığında bir taşı kaldırmaya çalışıyor gibiydi. O kadar derecede kıpırdamıyordu çocuk. "Hyung dikkat et!! O bir vampir!!"
Wooyoung bir anda hareketlerini durdurdu ve derince yutkundu. Gözlerini onun gözleriyle buluşturunca oda korkudan titremeye başlamıştı. Ama burda durmamalıydı, arkadaşını kurtamalıydı. Bu yüzden korkusunu bir kenarıya attı ve çocuğun kollarını çekiştirmeye devam etti.
Tam o sırada da Wooyoung'un sağ bileğinden biri tutup onu çekti. O kadar güçlüydü ki Wooyoung biraz sarsılmıştı. Kendini toparladığında onu tutan kişiye baktı. Simsiyah saçları ve yakışıklı yüzüyle kesinlikle karşısındakinin insan olmadığını anlamıştı. Adam yunan tanrısıydı mübarek!!
"Neler oluyor burda??" Adam meraklı bir şekilde ilk önce Wooyoung'a daha sonra karşısındaki manzaraya bakmıştı. Ki Sunoo hala duvara monte edilmiş durumdaydı. Fazlasıyla rahatsız ve korkuyordu. "Riki çocuğu bırak"
"Hyung... kendimi tutamıyorum... çok yanlış bir zamanda geldiler"
Wooyoung'un karşısındaki adam sıkıntılı bir nefes verirken Wooyoung'un bileğini serbest bırakmıştı. Yavaş ve sakince Riki'nin yanına adımlamış ve onun omzuna dokunarak sakinleştirmeye çalışmıştı. "Benimle birlikte derin bir nefes al ve ver"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Variables // Stray Kids✔
Fanfictionİnsanların ve Kurtların dünyası, bir paranın iki farklı yüzü gibiydiler. Birbirinden ayrı ve birbirlerinden haberi olmadan yaşıyorlardı. Peki bir anda dört farklı omega bu düzeni bozarsa ne olurdu? * Shipler; - Chanmin - Minsung - Changlix - Hyunin