Variables // Stray Kids✔

♧25♧

Medya: Purple Kiss - Sweet Juice

Dip Not: Medya ile ilgili sorunlarım vardı ama normale döndü bu yüzden bu bölümü yeniledim haberiniz olsun...

İyi okumalar🌺

○○○

Felix ve Jeongin yaşadıkları olayları bir bir diğerlerine anlatırken Seungmin başına gelicek şeylerden dolayı stresliydi. Çoktan Jisung, Felix ve Jeongin'e saldırılmıştı ve kendisine de olacağını biliyordu. Hazırlıklı olmalıydı ama yine de endişeliydi.

Hepsi düşüncelerle dolu akşamlarını bitirirken sabah normal bir şekilde okullarına gitmişlerdi. Derslerine girdiler ve zamanın çok çabuk geçmesini beklediler. Çünkü kimse derse odaklanamıyordu, kafalarında binbir düşünce geçiyor ve kafaları ağrıyordu. Şuan beyinleri bomboştu.

Zaman sonunda bitip öğle saati geldiğinde herkes masalarına oturmuş ve yine düşüncelere dalmış bir şekilde öğle yemeklerini yemeye başlamışlardı. Ama bu sefer Chan, Changbin, Minho, Hyunjin, San ve Riki kendi masalarına, diğerleri de kendi masalarına oturmuştu. Bugün birbirlerinden ayrılardı ve ortamı dağıtmak Hyunjin'e kalmıştı.

"Hayırdır San ve Riki, siz buraya pek oturmazdınız. Genellikle hep diğer masada olurdunuz da!"

"Shh, utancaklar şimdi dalga geçme!!"

Hyunjin ve Changbin birbirlerine vurarak San ve Riki ile dalga geçerken o ikisi sararıp borarıyorlardı. Aslında herkes o ikisinin gözlerindeki duyguları rahatlılıkla anlayabilirdi. Ama sorun bu duyguları dışarı vuramamaktı. Bu yüzdendir ki Hyunjin ile Changbin onlarla dalga geçmeyi çok sevmişler, kendileride aynı durumda olduğunu unutmuşlardı.

"Yeter amk!! Siz sanki onlarla aynı durumda değilsiniz boş boş konuşuyorsunuz!"

Chan sinirlenip Hyunjin ve Changbin ikilisine bağırdığında bu sefer sessizce kıkırdayan kesinlikle San ve Riki'ydi. İnsanlarla dalga geçmek hoş bir şey değildi ve onlarda derslerini almışlardı. Artık bundan sonra konuşurken sözlerine dikkat ederlerdi.

"Bize sinirleniceğine kendine bak hyung, Seungmin'den hoşlandığın iki metre öteden gözüküyor. Ama bir hareket göremiyorum..."

"Bencede!!"

"Sizi keratalar!! Sizene benim hareketimden! İstediğim zaman çıkarım istediğim zaman çıkmam!!

Bakın bu aralar benim sinirimi çok bozuyorsunuz, almayım ayağımın altına ters düz sikerim haa!!"

Chan sonunda kafetaryayı sallıyacak kadar bağırdığında Hyunjin ile Changbin korkmuş ve yerine sinmişlerdi. Elleride göğsünde çocuk gibi somurtmayı da unutmamışlardı. Chan ise kendini sakinleştirmeye çalışıyordu, o ikisinin çocuk gibi tavırlarından dolayı kafayı yememeyi ummuştu.

Bir keresinde Chan'ın aklında bir plan vardı. Bugün onu orta halili bir restauranta götürüp Seul'ün şehrinde gezerken çıkma teklifi edicekti. Her şey hazırdı, babasından arabasını da almıştı. Tek yapacağı Seungmin ile güzel vakit geçirmekti. Sadece biraz heyecanlıydı o kadar, bunu da sinirlenerek ortaya atmıştı. Daha çok Hyunjin ile Changbin'e gerçekten sinirlenmişti ve onlarda bir bakıma stres topu oluvermişlerdi. Pişman değildi...

Onların üçü birbirleriyle sataşmaya devam ederken Riki boğazında bir susuzluk hissedince derince yutkundu. Hayvan kanı içmeyi o kadar çok alışmıştı ki insan kanına adepte olamıyordu. Bu yüzden dolayı iki gündür kan içmemişti. Daha çok kan içmeyi unutmuştu. Şimdi ise susadığı için kendini dizginliyordu. Yanlış şeyler yapabilirdi.