14.Bölüm: Simge'nin Geçmişi?

33 8 5
                                    


Merhaba arkadaşlar hikayemiz devam etmekte. Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.😊 Yorumlarınızı okurken çok eğleniyorum. 💙😄
🌸🌸🌸

"Bu hayatta herkesin bir geçmişi vardı. Kimisi düşündüğümüzden daha karanlıktı. Geçmişin gölgeleri bizimle oynarken kalbimizdeki tereddüt her fırsatta gün yüzüne çıkardı."

Listeden bir kişi daha elenmişti. İlayda ile okul dedikoduları adlı gruptan gelen binlerce bildirimle dolu telefonumuzun ekranına bakarken mesajları okumaya başladım. Bu günün talihsizi Irmaktı , gruba atılan fotoğrafta Irmak ve yanan saçları bulunmaktaydı. Irmak bir kuaför koltuğunda otururken gizlice çekildiği rahatlıkla belli olan fotoğrafta aynanın yansımasından Irmağın ağlamaklı yüz ifadesi gözüküyordu. Diğer bir talihsizlik ise fotoğrafı kimin çektiğini ayna yansıtmamıştı , özellikle böyle bir açıdan çekilmiş olmalıydı. Irmağın yüzü gözüküyor fakat fotoğrafı çekenin kim olduğu görülmüyordu. İlayda ve ikimizde aynı fotoğrafa bakarken İlayda'nın eli saçlarına gitti.

"Allahım sen kuaförlerin azabından beni ve turuncu saçlarımı koru!"

İlayda'nın ettiği duayı duyduğumda kahkaha attım. Evet , İlayda'nın yanan saçları gördüğünde yüreği kaldırmamıştı.

İlayda merakla mesajları sesli bir şekilde okumaya başladığında okumaya üşendiğim için İlaydayı dinlemeye başladım.

"Saçların mı yandı? Ay çok üzüldüm."

"O kadar renk değiştirirsen tabi yanar."

"Irmak Hanım bir süre Instagrama post atamayacak anlaşılan arkadaşlar."

"Geçen hafta saçların maviydi , bu hafta kırmızı ne oldu şimdi de mor mu yapmaya karar verdin? Sanırım saçlarının bundan haberi yokmuş."

İlayda mesajları okumayı bıraktı. Kumsal kalbim kaldırmayacak daha fazla okuyamıycam diyerek dehşet içinde telefonunu kapattığında kıkırdadım.

İlaydanın gerçekten saçlarına bir zaafı vardı ve bu sadece kendisi için geçerli değildi , kimsenin saçlarına kıyamıyordu. Yüz ifadesinden Irmağa ne kadar üzüldüğünü anladığım için yanağına bir öpücük bıraktım ve kolumu omzuna koydum. Bu yufka yürekli halleri oldukça sevimliydi.

Açıkçası Irmağı tanımamamıza rağmen bende üzülmüştüm. Saçlarının bu hale geleceğini bilseydi , eminim bir renk değişikliği daha yapmak istemezdi ama olan olmuştu bir kere ve geçmişe gidip alınan kararları değiştiremezdik.

Simgeye artık diyecek bir şey bulamıyordum. Simgeden daha çok kızdığım kişiler ise Irmakla alay edip binlerce mesaj atan kişilerdi. Ne olacağı belli olmazdı ve onlarında başına aynı şey gelebilirdi , karşıdaki kişinin duygularını önemsemeden bu kadar biliçsizce mesajlar atmaları beni sinirlendiriyordu. Bu davranışları bence Simgeyi memnun etmekten başka hiçbir şeye yaramıyordu.

İlaydayı teselli etmeye devam edecekken aklıma gelen şeyle yutkundum. Simge'nin listesinden bir kişi daha elendiğine göre o listede sadece üç kişi kalmıştık ve üç kişinden ikisi ben ve Denizdi!

Dudağımı ısırdım. Panikle oturduğum pufun üzerinde kıpırdandım.

"İlayda , Simge kesin o fotoğrafla ilgili bir şeyler yapacak. Deniz ve beni kayalıklarda otururken çektiği fotoğrafı çoktan paylaşmış olması gerekiyordu. Paylaşmadı çünkü daha kötü planları var."

Oturduğum puftan kalktım ve İlayda'nın odasında bir sağa bir sola yürümeye başladım. Yürürken sakinleşmeye çalışıyordum fakat hiçbir faydası olmuyordu. Bu gün zaten Deniz'in kuzeninin söyledikleri yüzünden gergindim üstüne birde Simge'nin bir kişiyi daha listesinden çıkarması sinirlerimi bozmuştu.

Kumsal'ın KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin