Merhaba Kumsal'ın Kalbi 3. Bölümüyle sizlerle. Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim...
🌸🌸🌸"Kalabalığın arasında gözlerimiz buluştu, kalbimin melodisi bütün zihnimi doldurdu..."
"Ahh, ne kadar dokunaklı bir sahne, birbirlerine sarılan iki anaokulu çocuğu!"
Bu kişi Simgede başkası değildi. Sinsi kahve gözleri yavaşça açılıp kapandı. Dudakları yapmacık bir tebessümle kıvrıldı. Dalgalı sarı saçlarını eliyle geriye atarken bir yandan da söylediklerinden sonra sinir bozucu bir kahkahayı da eklemeyi ihmal etmemiştişti.
Simgenin yanındaki iki kız ise figüran misali Simge'nin kahkahasına eşlik ediyorlardı. Neden hep Simge gibi küstah insanların yandaşları olurdu? Gerçekten bunu hep merak etmiştim. Belki de kendileri de öyle olduğu içindi yada öyle olmayı istedikleri için. Bunu muhtemelen öğrenemeyecektim.
İlayda'nın bu lafın altında kalmayacağının farkındaydım . İlk Simgeye küçümseyici bir bakış attı ardından alayla konuşmaya başladı.
"Simgeciğim resmi olarak liseyi bu sene bitirdik artık senin emekli olman gerekmiyor mu?"
Simge yine sinir bozucu bir kahkaha attı. Bu kızın gerçekten derdinin ne olduğunu bilmiyordum. Neredeyse bütün okulun kirli çamaşırlarını gözler önüne dökmüştü. Öğrencilerle alay ederek eğleniyor hatta bundan zevk aldığını saklama zahmetinde bulunmuyordu.
Okul açıkken her hafta bir öğrenci gündem oluyordu ve o haftanın talihsiz öğrencisi okula gelmeyip bütün devamsızlık hakkını kullanıyordu.
İnsanları küçük düşürmekten haz alması gerçekten sinirlerime dokunuyordu ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Dedim ya ben kendime bile yardım edemiyordum. Simge ve İlaydayla iki senedir aynı okulda ve aynı sınıftaydım ve Simge'nin de bu lafın altında kalmayacağını biliyordum.
"Emekli olmak mı? Güleyim bari. Benim daha mesai saatim bitmedi ki İlaydacığım."
Bu canımlı cicimli konuşmaları gerçekten sinirimi bozmaya başlamıştı. Biran önce bu kızın yanından gitmek istiyordum. Yanında beş dakika durmak bile beni rahatsız ediyordu. İlayda anlamayarak Simgeye baktı.
"Ne mesaisi?"
Simge bir elini beline koydu ve yine itici itici güldü. Sanırım bu gülüşlere çok çalışıyordu. Oyuncu olmayı hiç düşünmüş müydü acaba?
Kötü kadın kahkahasını o kadar iyi atıyordu ki her dizide aranan kötü karakter gibiydi.
Bence kesinlikle seçmelere gitmeliydi.Ardından bana baktı. Bu bakmak değildi. Bildiğin beni baştan aşağı süzmüştü ve ardından yüzünü buruşturdu. Bu hareketi rahatsız ediciydi ama umursamamaya çalıştım. Gözlerini gözlerime diktiğinde söylediği cümleyle tüylerim diken diken olmuştu.
"Okul bitmiş olabilir ama küçük düşüremediğim , sırlarını dökemediğim kişiler var ve ben yazın onlar için fazla mesai yapıyorum. Sonuçta herkesin sırları vardır. Öyle değil mi?"
Bir itici gülüş daha atmıştı ki İlayda'nın kolumu çektiğini farkkettim. Beni yanında sürürcesine çekiştirirken onlardan uzaklaşmamızın rahatlığını yaşıyordum. İlayda bir yandan beni çekiştiriyor bir yandan da söyleniyordu. Sinirinin hala geçmemiş olduğunu suratına baktığımda fazlasıyla anlamıştım. Neredeyse gözlerinden ateş çıkacak gibiydi.
"Neymiş mesai yapıyormuş, herkesin sırrı varmış , boş boş konuşuyor."
İlayda'nın Simgeye gıcık olmasının sebebi onun da Simge'nin haftalık alay seanslarından birinde yer almasıydı. İlayda şeftali gibi tüylü meyvelere dokunamıyor , çok rahatsız oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumsal'ın Kalbi
أدب المراهقينEfsaneler, varlığı belirsiz hikayeler. Siz bir efsanenin hiç gerçek olabileceğini düşündünüz mü? Biz düşündük ve fark etmeden inandık. "Kumsalın Kalbi Efsanesi"gerçekti ve bu bizim efsanemizdi.