"Tesadüfler kaderdi. Rastlantılar güzeldi. Kumsal ve Deniz isminde iki kişinin karşılaşması hayatın yaptığı en tatlı espriydi.''
Evden çıkıp kafenin yolunu tutuğumda esniyordum. Bu gün düşündüğümden daha fazla uyumuştum. Çiçek Teyze'nin çiçekçisine öğlen gideceğim için sorun yoktu. Aslında evden direkt çiçekçiye geçmeyi düşünsemde kafeye uğramak istemiştim. İçten içe Deniz'in kafeye gelmiş olmasını umuyordum. Kafeye girdiğim an bakışlarım mavi masayı buldu fakat Deniz yoktu. İç çekerek bir kaç adım atmıştım ki annemle konuşan İlaydayı gördüm.
"Meryem Teyze kafeye hoparlör sistemi taktırmak gayet güzel bir fikir. Çok daha fazla müşteriye ulaşabilirsiniz."
Annem İlayda'nın ısrarlarından yorulmuş gibi bir nefes verdi ama bir yandan da bu fikri kafasında tartıyor gibiydi.
"İlayda müsait olduğum bir vakitte bu fikrini değerlendireceğim."
Aslında bu gün İlayda'nın kafeye geleceğinden haberim yoktu. Ayrıca bu hoparlör fikri de nerden çıkmıştı?
Merakla yanlarına gittiğimde annem bana baktı.
''Kumsal çiçekçiye gideceğini sanıyordum.''
Tebessüm ettim.
''Gidecektim ama ilk önce kafeye uğramak istedim.''
Annem Çiçek Teyzeyi fazla bekletmememi tembihledi ve birkaç işi olduğunu söyleyip mutfağa geçti. Bu sırada İlayda bana sitem ediyordu.
''Az önce Meryem teyzeden öğrendim. Deniz'in teyzesinin yanına gidiyormuşsun. Meryem teyze söylemese haberim olmayacak.''
Dün İlayda kafeye gelmemişti. Telefondada konuşmamıştık. Teyzesi ve kuzenleriyle evleride oldukça kalabalık olduğu için rahatsız etmek istememiştim. Kısacası Çiçek Teyzenin davetinden haberi yoktu.
Bu sırada Mert abi neşeyle yanımıza geldiğinde gülümsedim. Tabi ya dün gece Elif ablayı istemeye gitmişlerdi. Merakla sordum.
"İsteme nasıl geçti?"
Yüzündeki gülümsemeden olumlu bir sonuç olduğu belliydi.
"Çok iyi geçti."
Gülümsedim. İlayda ise şaşkınlıkla bize bakıyordu.
"Mert abi sen Elif ablayı istemeye mi gittin? Kumsal bu önemli bilgiyi nasıl bana anlatmazsın!"
İlayda ateş eden gözlerle bana bakarken Mert abi bana yandın bakışları attı ve yanımızdan gülerek uzaklaştı.
Panikle İlayda'nın gönlünü nasıl alabileceğimi düşünmeye başladım.
"İlayda dün sana bu haberi vermeyi unuttuğum için özür dilerim. Dün arayacaktım ama unuttum. Ayrıca sen de aramadın."
Ofladı.
"Evdeki karmaşadan telefonumu nereye koyduğumu bile unutmuşum. İnanılır gibi değil. Sonra da uyuya kalmışım. Sabah kalktığımda daha fazla evdeki çocuk topluluğuna dayanamadım ve anneme senin yanına gideceğimi söyleyip kendimi sizin kafeye attım."
İlayda'nın gerçekten yorgun olduğu belliydi. Ona anlatmam gereken pek çok şey birikmişti.
Anlaşılan bu gün trip yapmayı çok uzatmayacaktı. Buna sevindiğim sırada konuşmaya başladı.
"Neyse bu seferlik seni affediyorum. Sana zaten Mert abinin Elif ablaya aşık olduğunu söylemiştim ve haklı çıktım."
Bilmiş tavrına güldüm. Doğru söze ne denirdi? Baştan beri Elif abla ve Mert abinin evleneceğini savunuyordu.
Dün olanları ona kısaca özetledim. Çiçek Teyze'nin çiçekçisine çağırmasını, Mert abinin istemeye gideceğini bana da dün söylediğini anlattım. İlayda aldığı son haberlerden memnun bir şekilde başını salladı ve ardından bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumsal'ın Kalbi
Roman pour AdolescentsEfsaneler, varlığı belirsiz hikayeler. Siz bir efsanenin hiç gerçek olabileceğini düşündünüz mü? Biz düşündük ve fark etmeden inandık. "Kumsalın Kalbi Efsanesi"gerçekti ve bu bizim efsanemizdi.