Bir şey duydum.
100K OLMUŞUZ!!
Yakut'larım...hepinize çok teşekkür ediyorum. Okuyanlara, oylayanlara ve yorumlarda bulunan çiçeklere, hepinize koca sarılmalar🫂🫀 Bu kitap benim için sadece denemelerimden biriydi, benim için çok değerli bir kitap. Sizde öylesiniz, benim Yakut'larım🫶🏻
O zaman sizi fazla bekletmeden, iyi okumalar Yakut🍀
♠️
Hayat bazen böyledir. Kaderinizle yüzleşmeniz için en olmadık zamanda en beklemediğiniz olayı yaşamanıza neden olur; siz olayın şokunu atlatamadan ise kaderiniz çoktan yolunuzu belirlemiş, sizi ilerlemeye mahkum etmiştir.
Başka çareniz yoktur. İlerlemek, adım atmak zorundasınızdır. Yol, her ne kadar izbe ve kötü ise sırtınıza biriken yükler o kadar ağır olurdu. Tam olarak öyleydim. Sırtımdaki yükler, ailem bizden ayrıldığında ikiye katlanmıştı.
Bir aralar bazen tek derdi, istemediği bir şehre zorunlu olarak gitmesi olan bir kızdım. Şu anlık halimi anlatacak kelime bulamazdım.
Belki de kardeşim olmasaydı, hayata dair tutunacak bir dalım daha eksilirdi, belki de pes ederdim. Sonra aklıma pes etmemesi için Ali'ye söylediğim cümle geliyordu. Pes etmek, korkakların işidir.
İşte böyleydi. Bunu ayakta durması için kardeşime söylerken bazen kendim bile unutuyordum. Hayat, acımasız olmayı seviyordu. Yaşanacak olmasa, hayat olmazdı değil mi?
Bazı anlarda hayatta olduğumu fakat yaşamadığımı hissediyordum.
O anlardan birindeydim.
"İyi değilsin." Gözlerimi izlemeye daldığım akvaryumdan çekince oturduğum koltuğun hemen karşısında ayakta duran adama değdirdim. Yüz ifadesi donuktu, sanki saatler önce birine yumruk atmamış, ağzını yüzünü kanatmamış gibiydi. Gözlerim kurumuş kan lekelerinin olduğu parmaklarına değdi. O anları aklımdan silmek başımı iki yana salladım. İşe yaramamıştı fakat bakışlarım ondan ayrılmıştı.
"Karıcığım..."
Bu kelimeden sonra arkama dönememiştim. Kafamda dokuz harf tekrarlanıyordu. Yakalandın. Bedenim yan döndüğünde karşımdaki esmer adama baktım. Dik duruyordu, ağzından çıkan kelime gayet düzgün bir şekilde söylenmişti. Yıllar sonra amacı sadece rahatsız etmek olan bu adam, üstelik sarhoş bile değilken karşıma mı çıkmıştı?
Kendimi ona karşı tepki göstermek için zorlamıştım. Sesim yok olmuş gibiydi, göz bebeklerim titrerken zayıf görünmek istemiyordum. Ölsem daha iyidi, zayıf görünemezdim bu adamın karşısında.
Ses tonum benim bile zor duyabildiğim bir seviyedeyken, "Ne işin var?" demeye çalışmıştım fakat şaşkınlıktan cümlemi bile tamamlayamamıştım.
Yüz ifadesi midemi bulandırmadan bunun bir kabus olması için dua ediyordum. Üzerindeki beyaz gömleği görünce, beyazdan nefret ettim. Bu Kerem'di. Bir iç çamaşır mağazasındayken bana ulaştırdığı notu hatırladığımda midem kalkacaktı. Çünkü Kerem beyazı severdi. Arkama ters ters bakışlar atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKUT MAHALLİ
ActionSiz de yeryüzünde olan bitenin sahte olduğunu biliyorsunuz. Bilmiyorsanız...? O zaman sahteler ve yalanlar, eviniz olur. Dikkat edin, gerçekleri öğrenmeyin. Yoksa ölmek için çıkış yolu ararsınız. * Küçük bir olaydan başlayarak, koca bir hayatın...