23 - DÜŞMAN

2.1K 181 60
                                    

Uzun zaman önce...

"Melal? " Oturduğum merdivende biraz
yana kayıp yukarıya doğru baktım. Elif gelmişti.
"Neden buradasın? "

"Bilmem." demiştim omzumu silkeleyerek. Kendi mahallemizde bulunan küçük parkın girişindeki merdivenlerde oturuyordum. Elif, yanıma çökerken çantasından çıkardığı sigara dalının ucunu ateşe verdi. Sigarasını sessizce içmeye başlarken, boş parkı izliyordum. Nedensizce evde boğulmuş, burada bitmiştim.

"Telefonunu neden açmadın? "

"Sessizdeydi, görmemişim. Önemli bir şey olmadı ya? "

"Evlilik teklifi aldım. " Elif'in ağzından çıkan cümle ile donakalmıştım.

"Ne?! " Uzun zamandır sevgili oldukları Tuna denen çocuktan evlilik teklifi alması bir yana, Elif'in cevabından korkuyordum.

"Hayır hayır, tabii ki reddettim. Daha hazır değilim, biliyorsun biraz daha beklemem gerekiyor. Ah, bilmiyorum. " diyerek ellerini başının etrafına sararken, elimi omzuna koydum.

"Sabır her zaman iyidir, canım arkadaşım."

Elif'in gözleri bana değdiğinde samimiyetle gülümsemişti.

"Ee, sen? "

"Ne ben? "

"Ya kızım, kocaman restorantta çalışıyorsun. Hiç mi tanıştığın biri yok? "

Kaşlarımı havaya kaldırarak ciddi bir şekilde söyledim.

"Tch, yok, olamaz. "

"Nasıl olamaz ya? "

Gülerken omzuma vurmuştu.

"Bak kızım, bu feministlik bir yere kadar, göreceğim seni. Kalbini öyle kaptıracaksın ki, Elif ben ne yaptım diyeceksin. "

"Ben feminist değilim ki, " dedikten sonra gülerek devam etmiştim. "Hem biri için böyle kör kütük aşık olacağımı falan zannetmiyorum. " deyip gülmüştüm. O akşam gece yarısına kadar vakit geçirmiş sonra evlere dağılmıştık.

Ben, aşk nedir, bilmezdim bile. Daha önce böyle bir duyguyu tatmamıştım. Bir kişiyi ölümüne sevmek, hayır benlik değildi.

Ama işte, kadere laf anlatamıyordunuz. Sizi öyle bir dolamaça götürebiliyordu ki dedikleriniz ve düşündükleriniz sadece hayal olarak kalıyordu.

❤️‍🩹

Bazı şeylerin telafisi yoktur. Bunun bir ömür bir karşılığının olacağını düşünür dururuz ama ne bir karşılık ne de bir geri dönüş gelir.

Şanslı olanlar da vardır elbet, bunu kadere bağlayanlar ve sadece hayatı gidişine bırakanlar...

Doktorun demediği ama benim duyduğuma göre, uyanmadan yarım dakika öncesinde bile bir ölme riskim varmış.

Ölmek, bu kelimeye bir insan ne kadar aşina olabilirse, o kadar aşinaydım. Ölümün hep bir nefes ucumda olduğunu, bazı geceler gelmesi için yalvardığımda bana uğramayaşı ama en savunmasız olduğum anda boğazıma sarılan ölüm...

Ölüm konusunda hep düşündüğüm bir dönem olmuştu. O kadar takıntılıydım ki, kafamda tek bir yargı dönüp dolaşıyordu.

YAKUT MAHALLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin