İhanet. hacim olarak küçük, mana olarak beni ezip geçebilecek kadar büyük bir kelimeydi. Kanımın ensemden çekildiğini hissediyordum olabilecek tehlikeler bir bir aklımın en ücra köşelerinden çıkıp bana seslendiğinde. Ruhum daralıyordu. Üzerinde bulunduğumuz ateş hattı küçülüyor üzerimize sıçrayan kıvılcımları tek tek hissediyordum tenimde.
Korkuyordum. Ülkem için, devletim için, halk için, taehyung için ve kendim için de, korkuyordum. Masa başındaki sakin planlama kısmı bitmişti. Meydandaydık artık, bir çok tehlikenin tam orta yerinde, kızılca kıyametin tam içindeydik. Kaybedecek çok şeyim vardı, büyük bir cesaretle 'kaybedeceğim tek canım var' diyerek giriştiğim bu hadsiz muharebenin kıyısındayken itiraf edebiliyordum ki, kaybedecek çok fazla şeyim vardı.
Madden ortaya koyduğum nefesimden, bedenimden ayrı ruhumu da teslim etmiştim bu adi dövüşe. Kim Taehyung'u ellerimle göndermiştim bu kıyametin ortasına. Mahşer yerini aratmayacak günlerimizin mimari ben iken daralan göğüs kafesimin haddini hesabını yapacak halim yoktu.
En az düşüncelerim kadar sisli puslu bu gecede, kafamızdaki siyah kapüşonlu pelerinlerle sessiz sedasız geçmeye çalıştığımız geçitteyken bile stresten midem düğümlenmeye başlamıştı çoktan. Önde Yoongi hemen arkasında Jimin ve ben çıt bile çıkarmadan uzun geçiti aşmaya çalışıyorduk.
Gerginlikten terleyen avuç içlerimden biriyle sıkı sıkıya bir meşaleyi kavramış yolumuzu aydınlatmaya çalışıyorken diğeriyle de tökezlememek için pelerinin eteklerini tutuyordum.
Hava su toprak kadar ihtiyacım vardı şu an taehyung'a. Kalbim göğüs kafesimi büyük bir hınçla döverken aklımda sadece minjae'nin yanına öylece gönderdiğim taehyung'taydı.
Geçitin bitmesinin ardından karşımıza çıkan koca duvarla ben anlık afallasam da yoongi jimin'in eline meşaleyi tutuşturup duvarda bir noktayı aradığında anlamıştım neler olduğunu. Hemen arkasından da doğru noktaya temas edilince küçük bir ses çıkartıp ortadam ikiye açılmıştı duvar.
"Majesteleri, girdiğimiz andan itibaren nefes sesi dahil ses çıkarmamız gerekiyor. Bizim sesimiz onlara çok güçlü gitmeyecek olsa da tedbirli olmak zorundayız."
Adrenalin artık somut olarak dolaşıyordu kanımda. Tekleyen nefeslerimle konuşmaya mecalim olduğuna emin olamayıp kafamı salladım sadece başaskerimin sözlerine karşılık. Yine önde o arkada biz odaya girer girmez az önce açılan duvar tekrar kapandı. Aniden telaşlanan jimin'in ağzını son anda yoongi'nin avucu kapatmıştı. Onlarla ilgilenmeyi bırakıp elimdeki meşaleyi duvara bunun için ayarlanmış olan bölüme taktım. Ses gelmesi için özel ayarlanmış yerin yanına usulca vardığımda Yoongi de jimin'in sakinleştiğine emin olduktan sonra elini çekmiş ikisini de yanıma getirmişti.
" Ne mutlu Kral Kim! Kardeşimle nikahınızı kutlarım. Bu hediyeyi naçizane düğün hediyem olarak kabul edin lütfen."
Sesinden iğreniyordum. Bütüm hücrelerimle onu öldürmek için yanıp tutuşuyordum. Hediye diye ne verdiğini bile bilmiyor olmama rağmen hayırsız bir şey olduğuna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crown from enemy •taekook
Fanfiction•omegaverse •enemiestolovers •yetişkin içerik "keserim nefesini, güvenme seni sıkıca saran kollarıma. tatlı tatlı alırım canını, ağırlandığın yatağım son nefeslerin için mezar olur." Senin depremlerinin çığlığı bende, yangının koru bende, ulu çınarı...