vingt-six { kalbi kalbimle aynı ritimde çarpan yıldız, öpmüş avuç içlerimden.

1.6K 148 233
                                    

"Jeongguk geri çekil!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Jeongguk geri çekil!"

"Asıl sen çekil!"

Kızılca kıyametin ta içinde, ateş hattının orta yerinde elimizde kılıçlarla fakat bu kez birbirimizi hedef almıyorken bile bileğimi salladığım her seferde biraz da sırtı sırtıma dayalı kim taehyung'la savaşıyordum.

Ben bu adama hamile olduğumu söylememiştim söylemesine lakin 'içgüdü' kisvesi altında yine de beni sürekli kontrol altında tutmaya çalışacağı hiç aklıma gelmemişti ki. Söyleseydim bebeklerimi -çoğuklardan biri ben oluyorum- tehlikeye atamam diyecekti, söylemedim 'kurdum seni korumak için göğsümü parçalıyor, kesin bir şey olacak. uğraştırma beni güzelim, geride dur biraz.' ve türevleri bir çok cümleyi işitiyordum.

Halbuki, savaş meydanına girdiğim falan da yoktu. Krallar olarak yalnızca komuta ediyorduk fakat bu şerefsizlerin kuracağı tuzaklardan korunmanın da bir yolu yoktu maalesef. Bir anda karşımıza çıkıp kılıçlarına davranan onlardı ki bunca kişinin arasında taehyung'u tek başına atacak halim de yoktu.

"Ne romantiksiniz siz öyle, kıyamayacağım neredeyse."

Önümde bana kılıç sallayıp duran alfaya canım sevgilimin dikkatimi dağıtıp durmasından dolayı gereksiz vakit verdiğimi kavrayınca ufak bir nefesle çarpıştırdığım kılıçlarımızla bir kaç dakikadır keşfettiğim zayıf noktasına hafif bir güç uygulayarak yere düşürdükten sonra boğazına saplanmasına müsaade ettim. "Öyleyizdir biz ya, huyumuz kurusun." son işittikleri benim sözlerimdi. "Bak ben sana ne güzel kıydım ama."

Yerdeki bedeni bırakıp arkamı döndüğümde öldüre öldüre eksiltemediğimiz müsveddelere karşı derin bir oflama bıraktım bıkkınca. Normalde olsa küfür ederdim, artık çok etmemeye çalışıyordum malumunuz bebeğime kötü örnek olmamak lazımdı.

Bir iki adım ötemdeki taehyung'un neredeyse ensesinde olan adamı görene kadar etmemiştim en azından, bundan sonrasını da bebeğimin anlayışla karşılayacağına emindim. "Taehyung, sola eğ başını!" Sorgulamadan dediğimi yaptığında aramızdaki mesafeyi kapatıp kafasının hemen arkasımdaki adamın göğsüne geçirdim kılıcımı. Benim arkamda da birisi olmuş olacak ki bütünleşmiş vücutlarımızı zorlayarak oradaki adamla ilgilenmişti taehyung'da.

Yüzümün hemen önündeki aramızda hiç mesafe olmayan yüzünü gördüğümde içinde bulunduğumuz duruma tezat bir kıkırtı bırakıp hiç çekilmeden ensesine sardığım elimle kendime çekerek alt dudağını dudaklarıma hapsettim. Bir kaç saniyelik bir birleşmeyi o daha ne olduğunu idrak edemeden ayırıp kalan iki kişiye döndüm. Ölmeden yapılacaklar listemden bir madde eksiltmiştim. Savaşın ortasında herkesin gözü önünde kim taehyung'la bu kez kılıçlar olmadan, dudaklarımla savaşmak. Yapıldı. Bebeğim sen yine de gözlerini kapat.

"Yok, sen hayatlarımızla kumar oynamaya bayılıyorsun."

Sinirlerinin bozulduğunu bas bas bağıran bir gülümsemeyle, "Sen de bi' siktir git artık." sağından ona doğru hızla gelen askerin karın boşluğuna elinde duran kılıcı son kez kaldırarak sapladı. Haberi olsa çocuğun yanında küfretme taehyung diye takılabilirdim. Fakat şimdilik bunların hepsini sonraya saklıyordum.

 crown from enemy •taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin