épisode spécial { tekerrürden ziyade

481 35 5
                                    

        Kendimi tatlı bir romanın henüz ortalarına dahi gelmemiş sayıyorum. Arka fonda hala hafif bir şeyler çalıyor, bir iki basit hamleyle dans ediyorum oturduğum yerden hiç kalkmadan. Kursağımda hiç geçmeyecek bir kahve aroması, burnuma çalınan portakal ve çiçek dolu kokular.

Hayatım genel anlamda bu çerçevede nahoş bir sarhoşlukla ilerliyordu anlayacağınız, ama nasıl güzel bir sarhoşluk ne siz sorabilirsiniz bunu ne ben anlatmaya yetecek kelimelere sahibim. On üç sene geçmesine rağmen etkisi bir an olsun azalmayan bir iksir bu, yaşadığınız takdirde anlarsınız insanı ne denli tesiri altına alan bir sihir olduğunu.

Ha bu arada, on üç derken sahiden on üç yıldan söz ediyorum, Yeonjun'un doğumu üzerinden, anlatıyor olduğumuz hikayemizi baloyla sonlandırdığımız gecenin üzerinden akmış bir on üç yıldan. Yirmi iki'lik çıtır hallerimin üzerinden oldukça hızlı geçen zaman sonucunda otuz beş yaşına varmış olmamdan, iki doğum yapmış olmamdan, uzun saçlarımdan çıkan bir kaç tel beyazdan -bana kalsa çoktan yolup atmıştım hepsini fakat taehyung saçma bir şekilde seviyor onları- kırışmaya başlamış göz kenarlarımdan söz ediyorum. Romanımın henüz yarısı, fonda hala sevdiğim o şarkı çalıyor.

Yaşlanıyor olmak da bu kadar şevkle anlatılır mı yahu, neyi övüyorsun sen şeklinde bir serzenişle bana yüklenecek olursanız eğer size kolaylıkla mevzunun yaşlanıyor olmak değil, kim taehyung ile birlikte yaşlanıyor olmak olduğundan bahsedebilirim. Kendisi de kırk yaşına bastı zira, ağlaya sızlayan üflediği mumlar aklımıza geldikçe hala gülüyoruz kendi aramızda.

Siyah bukleli tutamları yer yer beyazlaştı. Simasına yaşının olgunluğu bulaştı. Hareketleri dahi belli eder oldu delta kralın esas duruşunu. Baba oldu, yani tekrar. Omega babası oldu bu kez.  Beni kendine her gün daha çok mest eder oldu.

Yeonjun'dan iki yaş küçük omega kızımız Yeonha doğduğunda halini görmenizi isterdim. Yeonjun doğduğundaki halinden daha beter olmayı nasıl başardığı konusunda hiç bir fikrim yok fakat başardı anlayacağınız. Beşikten ayıramadık kendisini. Kızımıza kimsenin dokunmasına izin vermedi çünkü incinebilirmiş, dikkatli olmak zorundaymışız. Şükür ki bana izin veriyordu o da kendisi emziremediği içindi büyük ihtimalle. Hepimizi korkuttu ilk bir yıl bu tavırları. Ah çocuğum vah çocuğum ne yapacağız biz sen büyüyünce diye bebeğime baktıkça iç geçiriyordum bir süre, beni bile delirtmeyi başarmıştı.

Neyse ki yeonha, sima olarak benim kopyam olsa da karakter olarak hem delta babasından hem benden almış inatçılığını. Güç yetirebilenle henüz karşılaşmadık. İnanmazsınız konuşmaya başladığı ilk andan beri her ne kadar taehyung'a aşık olsa da öyle bir ifade etti ki kendini koskoca deltayı yeonha'nın bebeklik eldivenlerine bakıp ağlarken yakaladım. 'Kime çekti bu kız böyle?' dedi bir de utanmadan. 'Neymiş o bir bireymiş, kendi kararlarını verebilirmiş. Ben onun babası olduğum için çok mutluymuş ama babası olduğum onu yönetebileceğim anlamına gelmezmiş. Bak bak şuna ya, kesin jimin'den öğreniyor bunları. Kesin!'

Bilmiyorum ki taehyung, kim bilir kime çekti bu çocuk. Bizde de elini atsan sakin insana çarpar ama bu böyle öfkeli inat bir şey oldu, Allah Allah nereden öğreniyor acaba bunları. 

'Haksız mı sanki benim kızım?' diyiverdim dayanamadan. İyi bile dayandık gerçi, siz çok bilmiyorsunuz bu hallerini ama kim taehyung bu, omega babası olandan. Bir tahmin edin anlayacaksınız demek istediğimi. 'Çocuk o, elbette seninle benimle de vakit geçirecek ama hayatı senden ibaret olmayacak taehyung. Henüz on bir yaşında ama büyüyecek, jimin gib-'

'O cümlenin devamını getirirsen kalp krizi geçirim. Sakın.' büyük bir ciddiyetle havaya kaldırdı elini. Gözlerini sıkı sıkıya yumduğunda hakikaten kalp krizi geçirme ihtimali olduğunu bildiğimden sustum hafif bir kıkırdamayı dudaklarımda gizleyemezken. 'Tamam' dedim son iki harfi uzatarak. 'En çok biz olacağız hayatında. Sadece sana aşık kalacak.' cümlenin sonuna geldiğimde kahkaha attım dayanamayarak. Daha da sinirlendi. Çatılı kaşlarıyla beni kınayan bakışlar attığında iki elimi havaya kaldırdım teslim olur gibi. Bir kaç belirsiz homurtu bıraktı ortama. 'Doğduğu gün söz vermedin mi bana hep bizimle olacak diye?'

 crown from enemy •taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin