13.Bölüm

203K 3.7K 1.8K
                                    


Geçmiş olsun dilekleriniz için çoook teşekkür ederim ❤

Bölüm atmamamın nedeni hastalıktı ama iyileşeli çok oluyor canlar sadece depremden dolayı saygısızlık olmasın diye atmadım. Umarım anlarsınız. Hesapta fazla aktif değilim o yüzden sorularınıza cevap veremiyorum. Bölümü atıp çıkıyorum direkt yani.

Türkiyemizin başı sağolsun. 🙏😳

*

Evden ayrılamdan önce üstümdeki beyaz elbisemi düzelttim. Kalçamın hemen altında biten dar kesim bir elbiseydi. Vücudumu ikinci bir deri gibi sarmış ve hatlarımı tamamiyle ortaya çıkarmıştı. Güzel bir fiziğe sahiptim. Yaşıtlarıma göre dolgun hatlarım vardı ve bu çoğu zaman özenilen taraf olmama neden olurken çoğu zamanda fazlaca dikkat çektiğim için rahatsızlık veriyordu.

Gerçi Kanıt Şahsuvar'ın dikkatini çekmişsem sıkıntı yoktu. Farkıma varması için adamın balkonuna kilodumu atmıştım daha ne istiyordum acaba? Bazen kendimi anlamakta da zorluk çekiyordum.

İlk zamanlar ondan sevgi, aşk veyahut şefkatli bir ilişki beklentisi içerisine girsemde sonradan bunun saçma olacağına karar verdim. Belkide tüm bunlar olmadan da rahat ve tutku dolu bir ilişki yaşayabilirdik.

Onun benden istediği sadece sex partnerliği ise benimde buna ayak uydurup amacıma uygun olarak hareket etmem gerekiyordu. Sonuç olarak balkonuna kilodumu atarak arsız bir kadın gibi davranmıştım ve o da bundan yola çıkarak benden istediğini dile getirmişti. Bende kabul etmiştim. Ve bundan vazgeçmek söz konusu dahi olamazdı. Çünkü bunu ben istemiştim.

Evden ayrılıp sessiz olmaya çalışarak Kanıt'ın kapısına dayandım. Zile basmadan önce derin bir nefes alıp verdim ve heyecanımı bastırmaya çalıştım. Ne kadar başarılı olduğum tartışılır tabii. Zile basıp bekledim. Biraz sonra kapı açıldı ve karşımda sadece altında siyah bol eşofmanıyla yarı çıplak bir Kanıt çıktı. Üstüne hiçbir şey giymemişti.

"Merhaba." Dedim gülümseyerek.

Başıyla içeriyi işaret edip kapıyı araladı. "Hoşgeldin."

İçeriye geçtim. "Hoş buldum."

Aşinası olduğum salonundaki ikili koltuğa oturduğumda o da hemen yanıma bıraktı kendini. "Bir şey içer misin? Ya da açsan..."

"Su," dedim heyecandan yutkunurken. "Su yeterli."

Acilen ergen bir liseli gibi davranmayı bırakmalıydım.

Kanıt kalkarak mutfağa doğru ilerlediğinde bende arkasından geniş sırtına bakakaldım. Gerçekten insanın nefesini kesiyordu. Onunla birlikte olan kadınları düşündüm. Çok şanslı oldukları bir gerçekti.

Bu adam bir yunan tanrısı gibiydi. Tapmamak elde değildi.

Parmaklarımla oynarken önüme uzatılan bardağı son anda görerek aldım ve hemen bir yudum içtim. Kanıt tekrar yerine oturdu.

"Afiyet olsun."

"Teşekkür ederim."

"Gerginsin?" Dedi. Yüzüne baktım ve başımı salladım. "Biraz."

"Seni zorlamıyorum değil mi?" Diye sordu. Yüzünde tereddüt vardı. "Eğer istemiyorsan ve pişmanlık duyuyorsan hemen şuan vazgeçtiğini söyle."

"Hayır..." Dedim suyumdan iki büyük yudum alırken. "Sadece daha önce, yani... böyle bir şey..."

"Bakire misin?" Dedi direkt.

Başımı salladım.

Gözleri mi parladı onun?

"Pekâlâ," dudaklarını birbirine bastırdı. "Nazik olmaya çalışacağım."

KANIT BEY +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin