Aylardır bölüm atmıyorum çoğunuz bekliyor çoğunuz ise kitabı okumayı bıraktı ama biliyorsunuz çalışıyordum o yüzden sık sık atamıyordum bölümleri. Artık işten çıktığım için de kitabı yazmak istedim fakat çok fazla mantık hataları olan bir kitap olduğu için (eğlence amaçlı yazıldığı için saçma oluyor haliyle) baştan yazmak istedim fakat çoğunuz yeni halini beğenmedi. Bu yüzden kitabı esli haline geri çevirdim. Bundan sonra sık sık bölüm atmaya çalışacağım.Umarım anlarsınız. Ayrıca bazılarının yorumları çok kırıcı oluyor. Bazılarınızın yorumlarına da gülmekten çenem ağrıyor d.
Çok takmayın kitabı eğlenin sadece. Ama eğlenirken kırıcı olmayın lütfen. 😘
*
Arkamdaydı.
Hissediyordum. O'ydu.
Ne yapacaktım ben şimdi?
Arkama bile bakmadan buradan çıkmalı mıydım?
Yoksa ne olacaksa olsun diyerek yüzleşmeli mi?
"Arkanı dön." Boğuk çıkan sesini duyunca alt dudağımı ısırıp bıraktım. Farketmişti. Bundan kaçışım yoktu.
Yavaşça arkamı dönüp elimdeki kolyemi gözüne sokar gibi havaya kaldırdım ve yüzüme ciddi bir ifade maskesi geçirdim. "Şimdi de bir hırsız gibi evime girip özel eşyalarıma mı el koyuyorsun?"
Aman Allah'ım çok özlemiştim!
Yüzü çökmüş müydü? Evet göz altı torbaları oluşmuş saçlarından birkaç tel alnına dökülmüştü. Dudakları ise soluk bir pembe rengini almıştı. Bu kadar mı dağıtmıştım ben bu adamı?
Saçmalıyordum. Beni sadece cinsel bir obje olarak gören adam neden dağılsındı ki?
Soruma cevap vermeden beni izlemeye devam etti. Her yerimi her detayına kadar inceledi. Ben ağına düşmemek için içten içe kendime savaşırken o sadece ağır ağır yürüyerek tam karşımda bir adım ötemde durdu.
Gözleri bir saniye bile gözlerimden ayrılmadı. "Bunu bana yapmadığını söyle Elsa?"
Neyden bahsediyordu?
Havada tuttuğum elimi aşağıya indirip kaşlarımı çatarak kararan gözlerine baktım. "Ne diyorsun anlamıyorum?"
Şahsuvar büyük eliyle kolumu tutup sıkarak sarstı. "O piç ile olmadığını söyle!?"
"Kimden bahsediyorsun Kanıt? Bırak kolumu canım acıyor!" Lanet olsun onu bu kadar kızdıran şey neydi?
Kolumu iterek bıraktı ama yüzünde oluşan iğrenti ifadesi kalbime taş gibi oturdu. "Basit bir kadınsın biliyor musun?" Göğsüm sıkışarak aldığım soluğu içime hapsetti. Can yakan sözlerine hiç durmadan devam etti. "Senin için harcadığım tek bir saniyeye bile değmezmişsin."
Üzerime doğru geldiğinde arkaya giderek duvarla arasında kaldım. "Ben basit bir kadın değilim." Dedim sesim titreye titreye. "Nasıl böyle konuşabilirsin?"
Kanıt sakallarını sıvazlayıp sinirden kızaran gözlerini arkamdaki duvara sabitledi. "Bir adamın altından çıkıp başka bir adamın altına giren her kadın basittir. Sende öylesin."
O cümleleri duyduğum an kan beynime sıçradı ve ben daha ne olduğunu kavrayamadan elim sertçe yanağıyla buluştu. Başı hızla yana savruldu. Güzel yüzü anında kızrarak eserimi ortaya serdi.
"Sen..." dedim boğazıma takılan düğümlerin izin verdiği kadarıyla. "Sen hayatımda gördüğüm en iğrenç herifsin! Bir daha... Bir daha değil yüzünü görmek sesini dahi duymak istemiyorum Kanıt Şahsuvar. Bu sefer gerçekten bitti!"
Bükülmek üzere olan dizlerime mukayet olup yanından geçip çıkışa doğru yürüdüm. Midem ağrıyordu. Hemde kasıla kasıla. Belkide kalbimdi ağrıyan. Her zerrem acıyordu.
Asrın beni farkedince yüzümün halini gördüğü gibi sandalyesini iterek ayağa fırladı ve bana doğru yürümeye başladı. Yanıma ulaştığında ağlamamak için direndiğimi de gördü. Yüzü kasıldı.
"Gördü değil mi? Ne yaptı da seni bu hale getirdi? Sikeceğim o piçi?!"
Cevap vermedim. Küfür ederek yanımdan geçip gitmek adına harekete geçti ama kolundan tutarak buna engel oldum. "Dur!"
Gözlerine yalvarır gibi baktım. İnsanlar bize bakıyordu. Daha fazla böyle bir ortamda kalamazdım. Asrın beni anladı. Belimden tutarak mekandan çıkarınca ona yürüyen bir ölü gibi sadece eşlik ettim. Arabanın kapısını açıp beni bindirdi ve emniyet kemerimi bağladı. Suskundum. Konuşmak istemiyordum. Çünkü konuşursam susmazdım. Konuşursam bir daha geri dönüşü olmayacak şeyler yapabilirdim.
"Şşt..." dedi Asrın kapıyı kapatmadan önce. Dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Tamam ben yanındayım."
Arabanın etrafından dolaşıp sürücü koltuğuna geçtiğinde arabayı çalıştırdı. O sırada gözlerim mekanın içinden öfkeyle yumruklarını sıkmış bizi izleyen Şahsuvar'a değdi.
Çok yalnış bir adam sevmiştim. Ama neden bu kadar canım acıyordu? O beni sevmiyordu benim gibi. Neden hala sevmeye devam ediyordum?
Gözlerimi gözlerinden kopararak önümdeki boş yola diktim. Asrın gaz bastığında araba hızla yol aldı.
"Anla-" demek isteyen Asrın'ın cümlesini yarıda kestim.
"Şimdi değil."
Bakmasamda bana anlayışla baktığını hissettim. Yolculuk sessizlik içinde Asrın'ın evine kadar devam etti. Arabadan indim. Asrın'da inip boş bir çuvalı taşır gibi beni içeriye taşıdı. Yatağına yatırıp üzerimi örterek beni yalnız bıraktı.
Basit bir kadınsın biliyor musun?
Senin için harcadığım tek bir saniyeye bile değmezmişsin.
Bir adamın altından çıkıp başka bir adamın altına giren her kadın basittir.
Sende öylesin.
Ben kimsenin altına girmemiştim. Ondan başka kimseyi sevmemiştim. Yaptığım tek bir hata yüzünden bana bunları yapmaya hakkı yoktu.
Kanıt Şahsuvar yemin ederim sana bu laflarını tek tek yedireceğim!
*
Akşam bir bölüm daha atarım 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANIT BEY +18
Historia CortaBilinmeyen numara: Balkonuma düşen kilodunuzu alacak mısınız artık?