Gelişmelerden haberdar olmak için beni takip edin. veaora
*
Dakikalardır onun odasındaydım. Sabah erkenden şirkete gittiği için evde rahatça dolaşabiliyordum.
Parmaklarımı sevişirken bana söylememi istediği sayılardan gezdirdim. Her sayının pozisyonunu biliyordu. Aklıma gelen sayıyı söylediğim an o pozisyonu almamızı sağlayıp benimle seviştiği anları hatırladım. Ve sonra farkettiğim bir şey ile kaşlarımı çattım.
Benden önce kaç kadınla bu şekilde sevişmişti? İçimi bir huzursuzluk kapladığında tahtanın üzerindeki örtüyü örttüm sinirle.
Odadan çıkıp salona geçtim. Telefonu alarak bütün sinirimi ondan çıkartmak için delice bir şey yaptım.
Siz:
Ona kışkırtıcı bir fotoğrafımı attıktan sonra sohbetten çıktım. Delireceğine adım gibi emindim. Tabiki karşılık vermeyecektim. Bir başka kadına bana dokunduğu gibi dokunduğunu düşündüğümde bu yaptığım az bile kalıyordu.
Çok geçmeden mesaj gelmişti zaten.
Kanıt: Ne yapmaya çalışıyorsun!
Cevap vermedim.
Kanıt: Beni bu şekilde mi cezalandırıyorsun?
Kendime bir kahve yaptım. Mesajlar gelmeye devam ediyordu ama yüzümdeki zafer gülümsemesiyle üzerimdeki geceliğin sabahlığını çıkararak sandalyenin üstüne attım.
Kanıt: Siktir Elsa!
Kanıt: Cevap ver bana.
Kanıt: Seni sinsi kadın.
Kanıt: Akşam bunun hesabını vereceksin
Telefonu bırakıp odaya geçtim ve güzel bir uyku çekmek için yatağa uzandım. Çok geçmeden de gözlerimin üzerine binen ağırlıkla uykuya daldım.
Ne zaman uykuya daldığımı hatırlamıyordum ama terlediğimi hissediyordum. Üzerimde bir ağırlık vardı ama ne olduğunu anlayamıyordum. Göğsümün üzerinde kıpırdanan şey her neyse tenimi huylandırıyordu. Sıcaktı hemde fazlasıyla.
Homurdanarak ağırlığı itmeye çalıştım fakat uykum o kadar baskındı ki bütün gücüm emilmiş gibiydi. Belim sımsıkı sarılmıştı. Kasıklarımada ise bir baskı hissediyordum. Sert ve güçlü bir baskı.
Bu da neydi böyle?
Yavaş yavaş uyanmaya başladığımda gözlerimi araladım ve görüş açıma siyah saçlar girince biran anlamlandıramadan öylece kaldım. Sonra her şey yerli yerine oturdu; başını göğsüme koyup mışıl mışıl uyuyordu. Belimi sımsıkı sarmış ve dizini kasıklarıma bastırmıştı.
Kanıt Şahsuvar!
Ne zaman gelmişti ve ne hakla yatağıma girmişti bilmiyordum. Onu omuzlarından tutup itmeye çalıştım. Elbette hayvan gibi cüsesini kaldırabilmemin imkanı yoktu. "Kalksana."
Uykulu bir homurtu çıkardı ve kolunu daha çok sıkarak beni nefessiz bıraktı. "Rahat dur."
Nefes almaya çalışarak yüzüme yapışan saçlarımı geriye ittim. Lanet olsun! Bacaklarımı kıpırdatmaya çalıştığımda beni tamamı ile altına aldı ve ben tam anlamıyla ezildim. "Hayvan!"
Hakaretimi duysada başını kaldırıp boyun girintime soktu ve derin bir nefes aldı. Tanrım ter korkuyordum muhtemelen ama bu adam çıldırmış gibi derince kokluyor muydu beni?
"Uykumu sikme güzelim uyumak istiyorum."
Yatağın ikimizin ağırlığıyla birlikte çöktüğünü görünce şaşkınlıktan gözlerim açıldı. Öküz ya!
Ben kıpırdanmaya devam ettikçe o daha çok üzerime abanıyordu. Ayrıca tenime işleyen nefesi doğru düzgün düşünmemi de engelliyordu. Varlığı doğruca kasıklarıma bir sızının inmesini sağlıyordu. Kanıt hızlanan nefesimi farketmiş gibi bir elini kilodumun sınırlarında gezdirmeye başladı.
"Çek elini Şahsuvar!" Bileğini tutup itmeye çalıştım. "Aklından bile geçirme."
Nefesini boynuma üfledi. "Ne zaman dokunacağım peki?" Sorusu bir çocuğun masumluğunu taşıyordu. Buna kanmamalıydım hayır!
"Artık hiçbir zaman." Dedim elini iterken. Altından zor bela çıkıp doğruldum. Elbette o izin vermeseydi asla çıkamazdım.
Ben banyoya doğru yürürken. O da yarı çıplak haliyle yatağımdan çıktı ve hiçbir şey söylemeden odadan çıktı. Sataşmasını beklediğim için bu bana garip geldi. Kendi kendime söylenerek banyoya girdim. "Canın cehenneme Şahsuvar!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANIT BEY +18
Historia CortaBilinmeyen numara: Balkonuma düşen kilodunuzu alacak mısınız artık?