Şirket fantazisi bölümü skdjdlsnd.*
Kanıt arabayı şirketinin önünde durdurduğunda hiç beklemeden indi. Bende ardından inerek yanına ulaştım. Devasa bir şirketi vardı. Fırat beyin şirketi bunun yanında apartman dairesi gibi kalıyordu adeta.
Kanıt bakışlarımı yakaladı. "Beğendin mi?"
Başımı salladım. "Çok büyük ve güzel."
"İçeri geçelim hava bozuldu."
Evet yağmur bulutları toplanmaya başlamıştı. Aklımda hâlâ Fırat bey'in şirketine gönderdiği istifa mektubundaydı ama beni geri dönülemez bir yola sokmuştu. Mektup çoktan fırat bey'in eline ulaşmıştır.
Eli belimdeyken şirketten içeri girdik. Anında tüm gözlerin üstümüze çevrilmesi garip hissettirsede ifademi yumuşak tutmaya özen gösterip olabildiğince tökezlemeden yürümeye devam ettim. Asansöre ulaşana kadar yanımızdan geçen her insanın ağzından bir fısıltı çıkmıştı.
Bu kadar şaşıracak veya konuşacak bir şey olmasada insanlar dedikoduyu seviyordu. O yüzden Kanıt ile görünmem onlar için şaşırtıcı oluyordu. Çünkü patronlarının yanında bir kadın görmek dedikodu malzemesi çıkarıyordu.
Sahi benden önce kaç kadını daha bu şekilde şirketine getirmişti?
Bunu ona sormayı aklımın bir köşesine yazıp gelen asansöre bindim. Asansörün içinde bir erkek ve bir kadın tek vardı. Kanıt arkaya geçerek beni de yanına çekince kadın ve adam öne geçmiş oldular. Ama benim dikkatimi çeken şey kadının beyaz gömleğinin yakasının kıvrılmış olduğu ve adamın dudaklarının gerektiğinden fazla kızarık ve kırmızı olduğuydu.
Kanıt'a baktığımda onunda aynı şekilde ikisini incelediğini gördüm. Yan gözlerle bana bakıp piç bir sırıtma bahşetti. O da anlamıştı ve bu hoşuna gitmişti. Ah! Kim şirketinin asansöründe çalışanlarının yiyişmesini bu kadar normal karşılayabilirdi ki? Tabi ki de Kanıt Şahsuvar.
Asansör on beşinci katta durduğunda kadın ve adam indi ve ikiside birbirlerine kaçamak bakışlar atarak farklı yönlere doğru ilerlediler. Asansörün kapısı kapandığı an Kanıt omuzunu arkamızdaki aynaya yaslayıp bir eli cebindeyken bana muzip bir bakış attı.
"Neden öyle bakıyorsun?" Dedim bende ona dönerken.
Dudaklarını yaladı. "Nasıl bakıyorum?"
"Her an bir sayı söylememi isteyecekmişsin gibi?"
Küçük bir kahkaha attı. "Ne kadar seni bu aynaya yapıştırıp sevmek istesemde ben prensipli bir adamım Elsa. Şirketimin asansöründe sevişmem."
"Ama sevişenlere de karşı değilsin?" Dedim az önceki kadın ve adamı kastederek.
"Ben görmediğim sürece her haltı yapabilirler."
Gözlerimi devirdim. "Ne kadar da prensipli bir bey."
Büyük elini belime attığı gibi beni kendi bedenine yapıştırdı. Çarpmanın etkisiyle saçlarım hafifçe dağıldı. Kanıt gözlerini gözlerimden ayırmadı. "Gözlerini devirme."
"Neden?" Diye sordum iki elimi de omuzlarına koyarken. Topuklu giymeme rağmen ona yetişememiştim ve parmak uçlarıma basıyordum.
"Sadece benimle sex yaparken gözlerini devirebilirsin." Nefesi yüzümü yaladı. Alt tarafındaki sertliği kasıklarıma bastırdı. "Onun dışında yanımdaki adamların seni göz devirirken görmesini istemiyorum."
Kaşlarımı çattım. "Yanındaki adamlar benim göz devirmem ile ilgilenebileceklerini sanmıyorum."
Tiye alır gibi güldü. "Kendini görebilseydin bu şekilde konuşmazdın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANIT BEY +18
Short StoryBilinmeyen numara: Balkonuma düşen kilodunuzu alacak mısınız artık?