Cezamdan kurtulmak için elimden geleni yaptığım bölüm
"Sorun ne ki? Anlamıyorum." dedi Yoyo. Sesi kısıktı ve durmadan omzundan düşen çantasının kulpunu çekiştirirken düşünceli gözlerle bana bakıyordu. "Niye bu kadar abartıyor? Alt tarafı beraber dışarı çıktık. Biz bunu hep yaparız."
Mesele sadece o değildi bence ama yine de Yoyo'ya sınıfın kapısında öncelik verdiğimde buna takılmadım. Aklımda Eser'e sabah attığım günaydın mesajı vardı. Her ne kadar birkaç aylık bir tanışma sürecimiz olsa da yalnızca bir kez görüşmüştük ve bu, beni tedirgin ediyordu. Eser aylık olarak yaptığı planlamanın (ay evet, biraz ürkütücü oldu böyle deyince) bir gününü bana ayırmıştı ve buluşmak istiyordu. Ben de anneme dışarı çıkmak istediğimi söylediğimde sadece asılan bir suratla "hayır" cevabını alıyordum. Eser'in ne kadar harika bir anlayışının olduğunu inkâr etmiyorum elbette ama bu sonsuza kadar sürmezdi ve benim buna bir "dur" demem lazımdı.
"Üstelik beni de sever aslında annen. Neden böyle yapıyor ki." Yoyo sıramıza oturup çantasını çıkardığında bana yan yan baktı. Tepkisizliğimden nefret ediyordu ama ona tepki veremeden titreyen telefonuma eğildim hemen.
Eser: Günaydın
Zaten Eser'den de kalpli çiçekli bir karşılık beklemiyordum ama en azından iki n ile falan yazabilirdi.
Eser: Uyuyakalmışım ya. İyi misin? Rahat uyuyabildin mi?
Gülümsediğimden habersiz sırama oturdum ve telefonumu sıranın altında tutarak cevap verdim.
Ben: İyiyim, dün en kötüsüydü. (08.51)
Ben: Gün geçtikçe sakinlerim. (08.51)
Eser: Her güne bir bilgi. (08.51)
Eser: Derse gireceğim şimdi. (08.51)
Eser: Bitiremediğim ekmeğim var. Sonra devam edelim mi? (08.51)
Eser: Rahat rahat. (08.52)
Ben: Tabii olur, (08.52)
Ben: Keyfine bak. (08.52)
Ben: Önümüzdeki aya kadar iyi geçinmemiz lazım. (08.52)
Mesajı gönderdikten sonra yüzünü kapatan maymun emojisi yolladım ve karşılığında gözünden bir damla akan bir gülümseme aldım.
"Regl döneminden mi bahsediyorsunuz?"
Kulağımın dibindeki fısıltıyla hafifçe geri çekildim. Yüzümdeki rahatlama Yoyo'nun bana şaşkın bir şekilde bakmasıyla yerini sinire bıraktı. "Ne diyorsun be! Niye okuyorsun özelimi?"
"Aramızda özel mi var kızım?" dedi Yoyo. O da kaşlarını çatmıştı şimdi. "İki günlük elemanla niye samimi oluyorsun böyle?"
"Bir şey mi demişim be!" Sinirle yükselen sesime karşılık etrafımdakilerin bakışlarını gördüğümde onun gibi fısıldadım hırsla. "Sen de iki günlük kızla hikâyeler atıyorsun ama. Biz bir şey diyor muyuz."
"Ne yapıyoruz kızım biz orada?" Yoyo bana doğru eğildi. "Oturup çay içtik sadece. Seni de çağırdık. Gelmedin."
"Gelemedim." diye düzelttim sertçe. Ondan uzaklaşıp önüme döndüğümde başımı eğmek zorunda kaldım. Gözlerimi kısa bir an bize bakan birkaç kişide gezdirsem de sakince çantamı çıkarmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arılar ve Erkekler
Teen Fictionilk kelime: 11 aralık 2022 son kelime: 26 ekim 2024 *dikkat! bu bir çocukluk aşkı hikâyesi değildir* "Yoyo: Dikkat et, sağında arı var. Kendimi tutamadan sağ tarafımı kontrol ettim. Telefonuma döndüğümde homurdanıyordum. Ben: Evet, solumda da sen...