23

194 33 52
                                    

Eser, Yoyo, ben, Yeşim ve annelerin bir arada olduğu garip bir bölüm

Aslında düşünmem gereken ama ısrarla atladığım bir nokta vardı. Rüyamda Yavuz'un çükünün olmaması bana bir şeyler anlatmalıydı. İlk başlarda utanç ve saklı kalan bir yanımın belirmesiyle hissettiğim yabancılıkla sadece inkâr ve görmezden gelme eylemlerine odaklanmıştım. Daha sonra ise Yavuz'la diken üstünde sıramızda otururken onun bir erkek olduğunu fark ettim.

Biliyordum tabii bunu ama o anki farkındalık beni rüyama, rüyamın sonuna, gönderdi.

Benim en yakın arkadaşım bir erkekti ve onun benimkinden farklı bir cinsel organı vardı. En azından olmalıydı.

Daha önce bunu hiç düşünmemiştim.

Biz ergendik, bunun şakası çeşitli imalar ve "hassas bölgelerine" aldıkları darbelerle yapılıyordu. Bu, öyle çok da önemli olmayan ama mutlaka varlığını gösteren bir gerçekti. Yavuz ve diğer erkekler, onunla işiyordu. Hatta ayakta falan yaptıklarını duymuştum ve bu çok da garip bir eylemdi yani. Bundan hariç ciddi ciddi oturup da erkeklerin çükü vardır, konulu bir iç monolog yaşadığımı ya da yaşayacağımı sanmıyorum elbette ama demek istediğim, bu, hiçbir bilgi niteliğini kazanmamıştı bende.

Umurumda da değildi açıkçası.

Ama belki de olmalıydı çünkü bu, Yavuz'u bir anlığına da olsa çüksüz biri yapmıştı.

Daha önce hiç çük görmemem de bunun sebeplerinden biri olabilir. Bu düşünceye daha sıkı tutunmaya karar verdim. Okuduğum kitaplar ve şahit olduğum çeşitli anlatımlarla neye benzediklerine dair fikirlerim vardı. Buna değinmeyeceğim burada ama gerçek anlamda nasıl oldukları hakkında hiçbir fikrim yoktu. Elbette seksin nasıl yapıldığını biliyordum. On sekiz yaşıma girmeme çok az bir zaman kalmıştı ve biz yirmi birinci yüzyıldaydık. Kadın, erkek ve hemcinsler arasında neler yaşandığı, duygusal ve fiziksel olarak nelerin olabileceği hakkında fikirler, eskisi gibi zor öğrenilmiyordu. Elimin altında istediğim zaman girebileceğim bir internet vardı. Seksin nasıl gerçekleştiğini ve neler hissettirdiğini biliyordum ama daha önce hiç deneyimlememiş veya izlememiştim.

En az bir kez çük görmüş olsaydım, Yavuz'u da o şekilde hayal edebilirdim bence.

Çüklü biri olarak. Olması gerektiği gibi.

Ama bütün bu mantıklı düşünceler beni hissettiğim dehşetten alıkoyamıyordu. Bir kere konu, aslında, Yavuz'un eksiği ya da fazlası falan değildi.

Ben onun hakkında bir rüya görmüştüm ve bu rüya, çevremdeki insanların anlattıklarına benzemiyordu.

Alakası bile yoktu.

Ben de aynanın önünde, üzerime beni olabildiğince zayıf göstermesi için giydiğim siyah kazağıma ve dar paça pantolonuma bakarken yine onu düşünüyor ve kendimi sorguluyordum. Sevgilimin annesiyle tanışacaktım ve sadece sıradan bir arkadaşımın ailesiyle tanışıyormuşum gibi hissetmem gerektiğini biliyordum. Aynaya karşı yan döndüm ve kalçamı görebilmek için parmak uçlarımın üzerinde durdum. Kazağımın etekleri kalçamı kapatıyordu. Buna rağmen hâlâ tüm aynayı kaplayabilecek kadar fazlaydım.

Annem, sabahtan beri sessiz ve uzaktı. Kızının arkadaş çevresini tanımak için öyle çok da can attığı söylenemezdi. Yakın zamanda beni bir yerlere getirebilecek bir sınavın yarı parçası için hazırlanmam gerekirken kendimle beraber onu da ne olduğu belirsiz bir buluşmaya sürüklüyordum.

Benim niyetim, anneme kimlerle arkadaşlık ettiğimi göstermekti. Bu yüzden Yeşim'i de annesiyle beraber çağırmıştım ama tabii ki tüm dünya bana düşman olduğu için Yavuz ve annesi de buluşmamıza katılmaya karar verdiler. Yavuz'un gelmesini istemediğim için anneme ne kadar dil dökersem dökeyim Aysel Teyze'yle beraber gitmek istediğini inat ettiği için elimden hiçbir şey gelmedi. Normal zamanda durumun tam tersi bir tartışma yaşardık ama annem zaten Eser ve annesiyle olan buluşmamızdan aşırı rahatsız olduğu için bana zıt gitmeye karar verdi.

Arılar ve ErkeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin