Alarmın çalmasıyla yataktan sıçrayarak kalktım. Yan yatağımda Ece yatıyordu, uykusu çok ağır olduğu için alarmı bile duymamıştı. O biraz daha uykunun tadını çıkarırken bende yatağımı terk ederek, lavaboya yöneldim, önce elimi yüzümü yıkadım hafif sade bir makyaj yaptıktan sonra lavabodan tekrardan çıktım.
Ece hala uyuyordu ve saat 7.30 sadece yarım saatimiz kalmıştı. 08.00'da evden çıkıp yarım satte okulda olmamız gerekti çünkü 08.30'da ders başlayacaktı ve bugün de malesef ki önemli derslerimiz vardı. Hedefim şu an Ece'yi uyandırmaktı ama nasıl? seslendim duymadı. 'Ece kalk hadi okula geç kalıcaz' ses vermedi. 'Bak su dökerim hadi uyan artık' dedim Ee günah benden gitti o zaman.
"Yaa beş dakika daha lütfen" dedi. Ece'nin 5 dakikası 1 saat demekti.
"Olmaz sonra yatarsın hem bugün önemli dersler var" mızmızlanmaya başladı.
"Ben o önemli dersleri sikim tamam mı?" dedi Sinire bak sanki ben bugüne koydum önemli dersleri.
"Mızmızlanma kalk hadi."
"Tamam sen odadan çık ben kalkarım'" kalkmayacağını bildiğim için çıkmadım.
"Olmaz önce kalktığından emin olmam gerek o yüzden gözünü aç." dedim
"Hayır olmaz uykum kaçar." derken gülerek ellerini gözlerinin üzerine kapatmıştı.
"İyi bunu sen istedin."
"Neyi?"
komodinin üzerinde duran bir sürehi suyu alarak Ece'nin üzerine döktüm. O sinirle yataktan kalkarken ben hızlı adımlarla odadan çıktım, gerçi bir nevi kaçtım.
Arkamdan küfür savuruyordu, ama hiç bir şekilde takmıyorum o küfürlerini, kalksaydı yani. Odada kalsaydım bunun intikamını alırdı, hatta bir kaşık suda bile boğardı net.
Aşağı inerken merdivenin yarısına geldiğimde, Mete Amca 'günaydın' diyerek elini omzuma attı. Ailemi kaybettikten sonra Mete Amca sahip çıkmıştı bana.
4 Senedir yanındayım, her seferinde babam gibi davranırdı. Berna Teyzede öyle anne sevgisini hissettirirdi, asla Ece'yle, benim aramda ayrımcılık yapmayan birisi.
Mete Amcayla merdivenlerden aşağı indik. Mutfağa ilerlerken Ece arkamızdan koşarak yanımıza geldi. Enerjisi o kadar çoktu ki sanki az önce uyanmamak için çabalayan sanki bendim.
Üçümüz birlikte mutfaktaki kahvaltı masasına oturduk. Berna Teyze börek yapmıştı ve eli aşırı lezzetli bir kadındı kedindisi. Hepimizin tabağına birer dilim böğrek koyduktan sonra, Mete Amca'nın yanındaki boş sandalyeye oturdu ve ilk konuşmaya başlayan yine Berna Teyza oldu.
"Gece rahat yattınız mı kızlar?"dedi bu soruyu sormak onun için adet gibi birşeydi.
Ece ve ben aynı anda başımızı salladık. Ece, Berna Teyzeye bakarak "Börek için teşekkürler anne biz okula gidelim, yeterince geç kaldık." dedi.
Ardından Berna Teyze "Tamam, ama dikkatli olun ikinizde." dedi
sanırsın dünyanın en ünlü mafyası, seri katili bizim peşimizdeydi.Bunu ben cevapladım "Merak etmeyin, Ece bana emanet gözüm gibi bakarım." Bunu diyince Mete Amca ve Berna Teyze, Ece'ye bakarak gülmeye başladılar.
Ece de şok olmuş bir şekilde gözünü büyüterek bana bakıyordu, tabiki bu bakışa göz kırparak karşılık verdim.
Bunun sebebi sokaktaki çocuklara atarlı bir şekilde yürüdüğünde, onları kışkırtmıştı, çocuklar da Ece'nin üstüne gelince koşarak evin bahçesine girip arkama saklanmıştı. Bunu dile getirince de sinirli bir şekilde karşılıyor. O yüzden onu kışkırtmak çok hoşuma gidiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞTEKİ İZ
Novela JuvenilAilesi ile tatile giden Buket başına geliceklerden habersiz mutlulukla hayal kuruyordur. Zaten 16 yaşındaki kız ne düşünebilirdi ki ona göre o gece hayatı' nın mahvolmasını aklından bile geçirmemişti koca bi gizemin içinde bulmuştu kendini....