İntihar etmek her zaman dile kolay gelen bir şey. "İntihar edicem, ölmek istiyorum, yeter artık, dayanamıyorum" gibi cümleler her zaman ufak bir sorun yaşayıp şımarık insanların söylediği ama hiç bir zaman cesaret edemezler çünkü lafın gelişi söylerler ama gerçek intihar neydi. İcraate geçiş yaptığımız, iflas eden insanlar mesela tekrar çalışıp kazanabilirler ama onlar sanki eskisi gibi olmayacaklarmış gibi ölmeyi düşünüyorlar. Hz. Allah'ın lanetlediği bir şeydi intihar etmek tamam bende yaptım ailemi kaybedince bileğimi kestim, ilaçlar içtim ama ölmedim iyiki de intihar ederek ölmedim. Ölseydim ailemin yanına değil, Hz. Allah'ın lanetlediği bir şeyi yaparak cehenneme giricektim. Çünkü bu can bize emanetti, bir tek Hz. Allah dilerse alabilirdi. Ama biz insanlar şuursuzluğumuz yüzünden kolay yolu bulup intihar ediyoruz, etmeyin savaşın emin olun ki savaşınca kazanacaksınız ama bu soruya bir cevap vermem gerekti.
"Hayır etmedim ama eğer etseydim sol bileğimi keserdim çünkü kalbime yakın olan damarlar sol kolumda, kalbimin atışını hızlı bir şekilde yavaşlatır ve belki fazla canım yanmadan ölürüm."
Ece başını kaldırım bana baktı çünkü yalan söylemiştim o da farkındaydı. Sakin bir şekilde Büşra'ya baktı.
"Bende intihar etmedim ama etseydim ilaç içerdim çünkü kandan korkuyorum" Evet hiç intihar etmemişti hiçbir şekilde hayatın gerçekleri yüzüne vurulmamıştı, hep toz pembe her istediği olan biriydi.
"Tamam şimdi sıra Ece'de o sorsun"
Ece ne soracağını düşünüyordu aniden bağırıp ayağa kalktı "Aha buldum vallahi buldum!"
Büşra ve ben kulağımızı kapatmış bir şekilde Ece'ye bakıyorduk, susup yerine oturduktan sonra elimizi kulağımızdan çektik.
"Büşra kulakların sağlam mı? Benimki biraz çınlıyorda" dedim gülerek.
"Az kalsın hakkı rahmetine kavuşuyordu" dedi Ece sanki hiç bağırmamış gibi tuhaf tuhaf bizi izliyordu.
"Abartmayın o kadar bağırmadım ki."
" O kadar bağırmadın mı? mikrafon yutmuş gibi sesin çıktı." gözleririni devirerek baktı sanki yalan söylüyorum Allah Allah.
"Tamam tamam abartmayın soruyorum hazırmısınız?"
Evet hazırız artık sor yoksa Buketle ağaç olacağız." ikimizde güldük ama ece hayla somurtuyordu off hiç değişmeyecek bu kız
"Yaptığınız en saçma şey nedir?" Büşrayı bilmem ama benimki çoktu aralarından birini anlatmam gerekti önce Büşra anlatmaya başladı.
"Ben beşinci sınıftaydım hoşladığım bir çocuk vardı o gün son dersleri bedendi bende çıkış zili çalınca onların sınıfına gitmiştim. Herkesin çantası sırasındaydı sevdiğim çocuğunkide haliyle sırasındaydı bende ona yorgunluk olmasın diye habersiz bir şekilde çantasını ondan önce alıp evine bırakmıştım." Büşra'nın yanakları kızarırken Ece'yle kahkaha atıyorduk.
"Çocuk naptı ya çantasını bulamayınca." Gülmekten gözüm yaşarmıştı.
"Valla çocuk hayla bilmiyor çünkü evine bıraktım. Ama kapının önüne koydum. Annesi felanda görmemişti sonra konu kapandı gitti. Hadi sen anlat seninki nasılmış görelim." Aklıma ilk gelen şeyi anlatmaya başladım.
"Ben on üç yaşındaydım yeni girmiştim tabi büyüdüm tavırları sergiliyorum. Annem gile neyse doğum günümden bir gün sonra parka gittik, Annemle beraber . Oyun oynayacağım hiç kimse yoktu parkta bende kaydırakta oturan çocuğu gördüm. Benden büyüktü ve sizce çocuğa gidip ne teklif ettim tahmin edin." Ece hemen lafa atlayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞTEKİ İZ
Teen FictionAilesi ile tatile giden Buket başına geliceklerden habersiz mutlulukla hayal kuruyordur. Zaten 16 yaşındaki kız ne düşünebilirdi ki ona göre o gece hayatı' nın mahvolmasını aklından bile geçirmemişti koca bi gizemin içinde bulmuştu kendini....