4.Bölüm/TOPLANTI

176 62 69
                                    


Yusuf Korkmaz

İnsanın geçmişi neden geleceği olsun ki. Babam hep 'Benim geçmişim senin geleceğin' derdi. Gerçekten öyleymiş, çok hayal kurdum ama hiç biri olmadı. Hayaller boşmuş bunu bana babam öğretti. İnsan en çok güvendiğinin arkasına saklanır, benim güvendiğim babamdı ve onun arkasina ilk ve son kez saklandığım gün köpekten korkup kaçmıştım babamda korktuğum için beni dövmüştü. 'Köpekten korkulur mu senin soyadın bile korkmaz, benim soyadımı taşıyorsun yiğit ve korkusuz olman gerek' diyip tokat atmıştı. O günün akşamına çıkmaz bir sokağa bırakıp gitmişti. Sokağa girdiğimiz kısmı arabalarla kapattırıp sokağa iki tane köpek salmıştı. 'Ya çıkarsın buradan sağ bir şekilde ya da ölürsün bir mezarın dahi olmaz' ded. Hangi baba çocuğuna bunu yapardı, kimin vicdanı el verirdi böyle bir şeye. O gün köpeklerden kurtuldum ama babam eve almamıştı. Cesaretlenmem için sokağa bırakmıştı. Onuda başardım ama yine de babama yaranamadım. Bugün babamın bana bıraktiği geçmişi benim geleceğim olduğu için Mete Güçlü ile toplantımız vardı. Babam sayesinde hiç sevgilim olmamıştı bir insan nasıl sevilir bilmiyordum bilmezdim de, çünkü şiddetle büyüyen bir çocuk oldum. Meslek hayalimde olmadı babamın karanlık işlerinden dolayı şimdi ise o babamın pislik işlerini ben devralmıştım. Annem olsaydı böyle olur muydu bilmiyorum hiç tanımadım doğumda ölmüş diye biliyorum ama annem yaşasaydı beni severdi kesin. Mete Güçlü'nün kapısına geldiğimizde Ali bana dokundu.

"Yine dalıp gitmişsin hadi geldik inelim" dedi.
Başımla onaylayarak korumanın kapıyı açmasını beklemeden Aliyle aynı anda indik. Kapının önüne geldiğimizde zile bastığım saniye kapı açıldı anlaşılan açmak için bekliyorlardı. Kapıyı açan orta yaşlı bir kadındı.

"Hoşgeldiniz efendim Mete Bey içerde sizleri bekliyor" dedi. Cevap vermeden Aliyle kapıdan girdik. Salona doğru giriş yaptığımızda Mete ayakta karşıladı. Tabiki karşılayacaktı çünkü bugün yapacağımız toplantı sevkiyat içindi. Zarara uğramak istemezdi yanında ilerleyip elini sıktım ardımdan Ali de aynısını yaptı.

"Vakit daha erken önce akşam yemeğimizi yiyelim toplantıya geçeriz eşim sizin için hazırladı her şeyi" dedi.

"Niye normalde sizin için hazırlamıyor mu?" dedim imalı bir şekilde çünkü Mete'nin para ve kızları için yapamayacağı şey yoktu.

"Normalde evdeki yardımcı hazırlıyor ama bugün size özel." Neyi kastettiğimi anlamıştı her toplantı da böyle yapıyordu yalanların arkasına sığınıyordu.

"Yalanlar kurtarmaz Mete dürüst ol karın yemek yapmasını bile bilmiyor bunu sen söylemiştin eşini yemek yalsın diye değil fiziği güzel olduğu için almıştın hatırlatayım" dedim.

Çünkü 10 yıl öncesinden söylemişti bunu o zamanlar babamla birlikte gelmiştik ama toplantı için değil misafirliğe gelmiştik.

"Her neyse hadi masaya geçelim" her zamanki gibi kaçıyordu, işte insanların bu huylarından nefret ediyorum önce yalan söylerler sonra yalanı ortaya çıkınca unutturmak için konuyu ya kapatırlar ya da başka bahane bulurlardı. Cevap vermeden yemek masasına geçtim. Sandalyeyi çekip oturduğumda Ali de yan tarafıma oturdu, Mete ve eşi karşımıza. 43 dakika yemek masasınea boş muhabbet etmiştik, ben yememiştim ben yemediğim için Ali de yememişti. Ama ben yemeklere güvenmiyordum içinde bir şey olabilirdi her şeyi beklerdim bu adamdan.

"Hadi Mete doyduysan toplamtıya geçelim çok sıkıldım" dedim. Peçeteyle ağzını silerek "Tabiki sıkılırsın genç adamsın bu yaşta bu işler zor olur" dedi. Bu işleri istemediğimi biliyordu bu yüzden iğneleyerek konuşurdu.

GEÇMİŞTEKİ İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin