P!nk-Perfect
Medya:Aras
İnsan bazen kendini yalnız hisseder.Bazen onu seven çok kişinin oldugunu hisseder.O insan'ı sevenler olmaz belki,ama bazı insanlar kendilerini kandırırlar.'Onlar beni seviyor.Asla yalnız bırakmazlar,hep yanımda olurlar.'dersiniz ama öyle olur mu?Hayır.İç sesin bazen 'Kendini kandırıyorsun aptal!'diye bagırır sana.Ama sen duymamazlıktan gelirsin.Kendi bildigini okur,yaşarsın.Hayat böyle geçiştirmeyle devam ederken dünya tersine bir döndügü an yere 'dank!'diye çakılırsın.Kalkamazsın.Kalkmak için bir yardım,bir el ararsın ama bulamazsın.Bazen o el seni bulamaz.Bir kere hata yaptıgında devamı ip sökügü gibi gelir.Kesik bir cam parçası gibi acıtır içini o hata..
İşte o an bu an.
Bende böyle oldum işte hayatım iyiyken,bir hatadamda ,kendi bildigimi okudum ve yaşadım.Çok başarılı bir iş değil mi?(!)
Beni rehin alan kişiye güvenmedim.Öyle bir düşünceniz olmazsın.Salak ona güvenilir mi demeyin yani."Uyandın mı,bende kahve yapmıştım ister misin?"dedi.Ben ona boş boş bakarken.Kaşları kalktı ve agızını 'o' şeklinde açarak "Ah,doğru agızın baglı dimi senin.Tüh,nasıl unutmuşum."dedi alay geçercesine."Bak,seni burada tutma nedenimi sana söyledim.Yani sana zarar vermeyecegim.Şimdi agazını açacagım."dedi ve agızımı açtı.Ben ona öfke dolu bakışlarımı kusarken o bana alaycıl bakışlar atıyordu."Eee şimdi kahve içmek ister misin?Aslında sabah kahvaltıdan önce kahve içen Arasdı.Ama şimdi sende aynısını yapabilirsin sorun olmaz heralde.Neyse ister misin?"dedi bardagı bana göstererek. Sadece boş boş bakıyordum.Boş boş."Hadi ama,en azından bir ifade ver yada bir mimik.Çok şey istemiyorum."dedi. Başımı olumsuz şekilde salladım. "İstemiyorsun demek.Hım..tamam."dedi.Bardagı gevşek bıraktı ve ellerinden kayıp gitmesini izledi.Bardak ellerinden su gibi kaydı ve yere düşerek paramparça oldu.Biraz irkilmiştim.Odada yankılanan ses sanki Alper'e keyif vermiş gibi kahkaha attı ve ardından "Sesi duydun mu?Aras'ında seni,senaryo bittikten sonra buldugunda ve gerçeklerle yüzleştiginde-tıpkı senin gibi-o zaman ikinizinde kalplerinizin kırılma seslerini bunun gibi duymak istiyorum.Ve o istedigimde bir gün olacak."dedi.Şimdi ise kahkahadan çok sert bir ifadeyle bakıyordu bana.Kapıya doğru agır adımlarla gitti ve kapıyı açtı,ardından normal bir şekilde kapıyı kapattı.Agızımı baglamayacak mıydı?Neyse baglamaması iyi.Çok garipti.Deli gibiydi ama değildi.İlk zamanlar daha iyiydi.Peşime takılmalarını saymazsak.Acaba şimdi Aras ne yapıyordur?.Ben neredeyim?
Aras;
"Bir şey bulamadınız mı?"diye sordum.Telefonun diğer ucundaki Batu'ya.Hala arıyordum. "Hayır.Siz?"dedi."Bizde bulamadık."dedim.Her yeri didik didik aramıştım.Bizim kızlara da arattırmıştım.Kızlardan hala ses seda yoktu.Arasam iyi olacak."Neyse ben birde kızlara sorayım."dedim ve telefonu kapattım.Dilara'yı aradım.İlk çalışta açtı."Dilara bir şey buldunuz mu?" "Hay-ha bir dakika sanırım bir şey bulduk..."dedi.Bir kaç saniye ses gelmedi."Dilara?"dedim. "Melis geçen seneden bir şey biliyormuş hatta Dogukan da biliyormuş."derken dogukana kısa bir bakış attım. "Söyle?" "Alper'in geçen sene babası öldü ya ölmeden önce babasıyla bir yere giderlermiş.Sana orasının konumu atacam."dedi. Onaylayan bir ses çıkardım.Arabayı saga çektim ve mesaj gelince açtım. Dilara konumu atmıştı.Bizim geldigimizin bölgenin yakınlarındaydı. "Sen biliyormuşsun?"dedim Dogukana. "Neyi?" "Geçen sene Alper'in babası ölmeden önce gittikleri yeri." "Haa.Tabi ya ben orayı nasıl unuturum.Melisle ben biliyorduk sadece.Kusura bakma abi ya."dedi. Cevap vermeyerek konumun oldugu yere gittim.Küçük bir evdi ama çok eski püsküydü.Ama içinde kimse yok gibi geliyordu.Sesde yoktu.Arabadan indim ve oraya dogru yürümeye başladım.Dogukanda yanımdaydı. "Burada olacagından emin misin?"dedi sesi oldugundan fazla çıkmıştı. "Sessiz ol!"dedim uyaran bir sesle.Onun aksine sesim kısık çıkmıştı."Pardon."diye fısıldadı.İçerden sesler gelmeye başladı.Erkeksi bir fısıldaşma sesiydi.İçeride birileri vardı."İmdat!İmdat!İm-"bu Ada 'nın sesiydi.Bu düşüncemle hemen kapıya dayandım ve kapı birden açıldı.Biraz sendeledim.Bir adam önümde maskeyle duruyordu ve elinde silah vardı.Bana dogrultmuştu. Boguk boguk bagırma sesleri geliyordu.Ada'nın sesleri... Silahı bana dogrultmuş bir şekilde geriye dogru adımlar attı ve kapıyı kapattı.Kapıya dogru koştum.Kapıyı açtım. Ama çoktan arabayı çalıştırmış gidiyorlardı."Dogukan koş!Takip edecegiz."dedim ve koşarak arabaya bindim.Gaza köklenerek.Sremeye başladım.Evin etrafında dönerek arkalarına geçtim.Ada arkasını dönmüş bana bakıyordu.Agızı baglıydı.Çok hızlı gidiyordum burun buruna gidiyor gibi bir şeydik.Arabayla aramızda fazla mesafe yoktu.Ada ağlıyordu.Yani bu demek oluyor ki;İçindekileri ağlayarak kusuyor.Güçsüz degil ama yapabilecegi de bir şey yok.Bir keresinde okulda bir çocuk yüzünden Ada'yla kavga etmiştim.Evine gittigimde yanaklarında kurumuş göz yaşlarıyla kapıyı açmıştı. Ve karşı gelemedigi için ağladıgını söylemişti.O güçlü bir kızdı. Ama yapabilecegide bir şey yoktu.Olsa şu anda yapardı.Yada kimseye zarar gelmesini istemiyordu.Onlarına tam yanlarına geçmişken.Onlar dreksiyonu kırdı ve önümüzden geçerek seri bir şekilde gittiler.Onların arkasından gidecekken camdan bir adam çıktı ve keskin bir şeyi agaca attı.Agaçtaki büyük bir dal önümüze düşerek gitmemizi engelledi.Ne yapacaktım şimdi?Geriye doğru sürdüm ama yolun devamı yoktu.Çıkmaz sokaktaydık.