2. Bölüm

15.8K 659 113
                                    

𝐎̈𝐠̆𝐫𝐞𝐭 𝐛𝐚𝐧𝐚, 𝐧𝐚𝐬𝛊𝐥 𝐮𝐧𝐮𝐭𝐥𝐮𝐫 𝐝𝐮̈𝐬̧𝐮̈𝐧𝐦𝐞𝐤?
- 𝐖𝐢𝐥𝐥𝐢𝐚𝐦 𝐒𝐡𝐚𝐤𝐞𝐬𝐩𝐞𝐚𝐫𝐞

Gözlerim daha fazla o ailede durmasın diye çektim çünkü kadın ve adam dolu gözleriyle bana bakıyordu, arkasındaki iki erkek bana boş gözler ile bakarken küçük çocuk ise bana öfke ve nefret karışımı ile bakıyordu. Bir şey daha vardı o gözlerde acı?

Ne yaşamış olabilir ki? Merakımı bir yana bırakıp boş koltuk ararken eski sözde ailem(!) olan kişilerin yanı boştu. Annem denilen kadının kopyasıydı o kızda. Tipini annem olarak bildiğim kadından, adım kadar eminim ki huyunuda baba denilen şeref yoksunundan almıştır.

Bir an durakladım eğer ki dediğim gibiyse o aile psikolojik olarak çok zarar görmüş olmalıdır, bir kıza bir aileye baktım, ayakta durup kollarımı göğsümde birleştirerek kıza bakmaya devam ettim, Çözmeye çalışır gibi bakıyordum kıza.

Etrafta çıt çıkmıyordu eski ailem o kızı, o kızın ailesi ise beni inceliyordu. Ben ise kızı,
Kız sırıtarak bir şeyler yazarken konuşmasıyla yüzümü buruşturdum tekrardan, sanırım geldiğimden beri tek yaptığım mimik buydu.
"Hadi ne zırvalık yapacaksak yapalım ben erkek arkadaşım ile buluşacağım."

Allah'ım sen bana sabır ver, ver ki ben bu kızı burda dövmeyeyim. Şuan bu kızla karıştığım için kendimden utanıyordum hayır yani bari bu soğukta kıçını kapatan bir şeyler giyinseydin, Asla kimin ne giydiğine karışmam ki bu hakkım bile değil ama bu kız ne bileyim çok iticiydi.

Cafer gülüm?
𝐍𝐨𝐥𝐝𝐮 𝐥𝐚𝐧, 𝐧𝐞 𝐳𝛊𝐫𝐯𝐚𝐥𝛊𝐲𝐜𝐚𝐧 𝐠𝐞𝐧𝐞?
Hayatım film olmuş gidiyor, ablan film yıldızı oldu he.
𝐀𝐲𝐧𝐞𝐧 𝐤𝐚𝐲𝐚𝐧 𝐲𝛊𝐥𝐝𝛊𝐳 𝐤𝐚𝐧𝐤𝐚!
Ulan be-

Ben tam Cafere söylenecekken doktorun konuşması ile iç savaşıma son verdim. Adama döndü bakışlarım,
"Gerçekten çok üzgünüm ben buraya geleli daha 2 hafta oldu ve dosyalara bakarken o yıllarda bebeklerin karıştığını anlayıp sizi aradım, emin olun ki bu işin peşini bırakmayacağım." Kendinden emin bir sesle konuşmasıyla başhekime baktım,

"Sizde şundan emin olabilirsiniz ki siz bıraksanız bile ben bela olurum bu sefer o kişilerin başına." Dediğimde anlayışla gülümsedi.
"Buyrun hemşire hanım kanları alsın." Diyerek sedyeyi gösterdi, ilk başta babalardan alındığında sıra bana gelmişti kolumu açıp beklemeye başladım.

Hemşire geldiğinde hiç ses çıkarmadan almasına izin verdim, koluma pamuğu bastırmamı söylediğinde gülümseyerek teşekkür edip kalktığımda o kız oturdu. Daha hemşire iğneyi batırmadan bağırmaya başlamasıyla sinirle bende bağırdım.

"Yemin ederim biraz daha bağırırsan o iğneyi boydan boya koluna ben sokarım." Diye bağırdığımda sesler kesilmişti hemşireye bakış attığımda fırsattan istifade kanı almıştı bile, o bana minnet dolu bakışlar atarken baş selamı verip duvara yaslanmaya devam ettim.

La Cafer napün gülüm?
𝐀𝐥𝐜̧𝐢𝐧 𝐛𝐞𝐧𝐜𝐞 𝐠𝐢𝐭 𝐬𝐞𝐧 𝐛𝐢𝐫𝐬̧𝐞𝐲𝐥𝐞𝐫 𝐲𝐞 𝐡𝐦 𝐧𝐞 𝐝𝐞𝐫𝐬𝐢𝐧.
Yok be iyiyim ben herhalde tabi, Cafer başım dönüyor huriler görüyorum Caf-

Başımın dönmesi ile tutanacak yer aradım koluma değen parmaklarla ne kadar geri çekilmek istesemde beni koltuğa oturtup ellerini yüzüme koyup konuşmaya başladı.

"Yavrum iyimisin, kahvaltı yapmadın mı?"
Diye soran kadına baktım, içimde bir şeylerin burkulduğunu hissetttim. Kendi annem zanettiğim kadına baktım oda bana bakıyordu yüzünde en ufak bir mimik dahi oynamazken ben önümdeki kadına dönüp konuşmaya başladım.

Alçin Naz Alatürk (Gerçek Ailem?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin