4. Bölüm

12.8K 524 21
                                    

" 𝐒𝐚𝐠̆ 𝐠𝐨̈𝐳𝐮̈𝐧𝐝𝐞𝐧 𝐲𝐚𝐬̧ 𝐚𝐤𝐚𝐫𝐬𝐚 𝐌𝐮𝐭𝐥𝐮𝐥𝐮𝐤𝐭𝐚𝐧, 𝐒𝐨𝐥 𝐠𝐨̈𝐳𝐮̈𝐧𝐝𝐞𝐧 𝐲𝐚𝐬̧ 𝐚𝐤𝐚𝐫𝐬𝐚 𝐀𝐜𝛊𝐝𝐚𝐧 𝐚𝐠̆𝐥𝐚𝐫𝐦𝛊𝐬̧ 𝐢𝐧𝐬𝐚𝐧𝐨𝐠̆𝐥𝐮.."

(𝐀𝐥𝐜̧𝐢𝐧'𝐝𝐞𝐧..)

Kulaklarım uğulduyordu, kulaklıktan Salih'in bağırış sesleri gelirken dışarıdan çatışma sesleri geliyordu. Tuncay abi ise bir yandan beni kendime getirmeye çalışıyor diğer yandan ise ekibe bağırıyordu.

Diğerlerinden ses çıkmıyordu, öksürüp kendime gelmeyi çalışıyordum ama nafile. Bir tek Tuncay abinin sesini duyuyordum.
Diğerleri neredeydi, ekip nerede diye bağırmak istiyordum ama sesim bile çıkmıyordu.

Tuncay abi ise ağlayacak raddeye gelmişti, ben ses vermedikçe o delirecek gibi oluyordu, Salih abinin sesi geldiğinde biraz da olsa rahatlamıştım.
"Başkomiserim! Kalkın kurbanınız olayım bu orospu çocukları ürüyorlar resmen, Destek lazım bize." Diye bağırdığında algılarım yavaş yavaş yerine geliyordu.
"Orospu çocukları sizi Başkomiserim kendinize gelmeniz lazım, Pusuya düştük!" Görkem abinin sesiydi sanki bu?

"Alçin yalvarırım kendine gel, etrafımızı sardılar Serkan ve diğerleri nerede bilmiyorum. Kutay'ın durumu çok kötü Yaşayıp yaşamadıklarını bile bilmiyorum, Başkomiserim nolursun kendine gel." Onu onaylayamıyordum bile başım çok kötüydü, o halde silahıma uzanmaya çalışıyorken ki iki çift ayak gördüm. Bakışlarımı yukarı doğru çevirdiğimde Baho'yu gördüm, aradığımız ama sürekli fare gibi inine saklanan it şuan tam karşımdaydı.

Baho silahın üstündeki elime basarken diğeri emirler yağdırıyordu. Elimin acısını dahi hissetmezken kalbimdeki acının yanında elim bir hiçti sanki Baho elime değilde kalbime basıyordu nefes dahi alamıyormuş gibiydim.

Kulaklıktan küfürler yağdırıyordu Görkem abi daha sonra ise tükürcesine konuşmaya başladı.
"Alçin abim dayan kafamızı çıkarabilir isek indireceği- orospu çocukları o mermiler ananızın amına girsin!" Parmaklarımın kırılma sesi ile onlardan çoktan kopmuştum.

Elime basan it yanıma eğilip konuşmaya başladı,
"Ne o Gölge ekibin ölmüş ve sen burada kuzu gibi kalmışsın. Sana bir yemin etmiştim ben zamanında değil mi ayaklarımın altına alacağım bedenini demiştim sana" Dediğinde elime daha çok basmaya başlamıştı, Hırsını çıkarıyordu puşt.

"Düşen kuzuyu kurt kapar Gölge sizinkiler ise bir kuzu misali geberip gitti. Niye? Bir vatan uğrunaymış, Sonuç! Geberdiler" Diyip iğrenç kahkasını duyduğumda resmen delirmiş gibiydim,
"Unutma orospu çocuğu biz bir ölür, bin diriliriz" Diyip kılıfımdaki küçük çakıyı adam demeye bin şahit isteyen puştun omzuna saplayıp elinden kurtulduğumda daha tam anlamıyla kendime gelemeden sağ omzuma bir kurşun ve yüzümede bir yumruk yiyerek geriye savrulmuştum.

"Başkomiserim!"
"Abim iyimisin, kendin- orospu çocuğu seni."Diye bir ses duyduğumda gözlerim bizimkileri arıyordu o sırada dikkatsizliğimden dolayı sol bacağıma giren kurşunla ayaklarımın üstüne düşerken başım dimdik karşımdaki inim inim inleyen ite bakıyordum, kendimi bir yandan da ayık tutmaya çabalıyordum.

"Alçin iyimisin abim!"
"Başkomiserim iyimisiniz, Alçin abim cevap ver!" Cevap veremiyordum, sadece haykırarak ağlamak istiyordum. Sadece ağlamak..

Karşımdaki iki it silah sesleri artarken korkuyla etrafa bakıyordu, zorla ayağa kalkmaya çalışırıyordum ama olmuyordu en sonunda ayağa kalkıp beylik tabancamı elime aldığımda bizimkilerin sesini duymuştum.
"Başkomiserim koruma ateşi açıyoruz!" Diyen sadece 3'kişinin sesini duyduğumda gülümsedim, acı bir gülümsemeydi bu.

Alçin Naz Alatürk (Gerçek Ailem?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin