Eşyalarımı güzelce yerleştirirken kapı çaldı. Kapıyı açtığım yaşlı iki karı koca olduğunu düşündüğüm teyze ve amca vardı.
"Buyrun"
Hatice"Çocuğum Elyas ile Taha geldi sanmıştık ama sen kimsin?"
"Ah şey onlardan aldım anahtarı bir süre burda kalıcam"
Ahmet"Ne güzel ne güzel hoşgeldin kasabamıza"
"Hoşbuldum"
Hatice"Ben hatice bu da eşim olur Ahmet"
"Memnun oldum Sina bende"
Hatice" bizde evde yiyecek bir şey yoktur diye bir şeyler getirmiştik"
"Çok teşekkür ederim"
Ahmet" bir şeye ihtiyacın olursa hemen gel bak şu ilerdeki beyaz evdeyiz biz"
Hatice" sen numaranı ver bakim ben seni bir güne çağırayım da herkesle tanıştırayım"
Gülerek numaramı telefonuna kaydettim.
"Ne diye kaydediyim hatice teyze"
Hatice" ha yeni çocuk diye kaydet"
Ahmet" valla yakalandın ağına geçmiş olsun"
Hatice" sus hele nolucak eğlenicez biz sen git kahvede götünün üzerine otur"
Gülmekten konuşamıyordum bile çok tatlılardı.
Hatice" hadi hadi biz seni tutmayalım hoşgeldin tekrar Sina yavrum"
Ahmet" hadi selam söyle bizim çocuklara "
"Tamamdır söylerim"
İlk defa ellerim titremeden düzgünce ve rahatça konuşabildim. Acaba onların sevgili olduklarını biliyorlsr mıydı? Eğer öylese yargılanmadan yaşayabilir miydim burda.
Evi toparlayıp temizledikten sonra hstice teyzenin getirdiği yemeklerden yedim. Uzun zamandır böyle güzel yemek yememiştim. Akşamda yemek isterim diye azıcık bırakıp dolaba koydum.
İyi hissediyorum. Gerçek anlamda iyi hissediyorum. Denizin soğuğu, kokusu, sesi o kadar güzel ki kötü hissetmek imkansız.
Ya'da değil.
....
Buraya geldiğim için bazı kararlar vermek zorunda kaldım.
Üniversitenin son yılını açık öğretimden devam etmeye karar verdim. Para kazanmak için şuan ne yapmalıyım bilmiyorum ama illaki bir şeyler bulurum.
Zaten en büyük kararım Emre'yi bırakmaktı.
Günler geçti.
Aramadı, mesaj atmadı. Belki de o da bıkmıştır benden onun için iyi olmuştur gitmem ye düşündüm.
Kafamda kurduğum bir milyon tane seneryo daha var ama en çok da bunu düşündüm.
Nolur sende beni yanlış anlama ama öyle bir kırıldıki kalbim aşkının huzurunda gitmem gerektiğini hissettim.
Shakespeare'in dediği şeyi yaşıyorum tam olarak. 'Ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle'
Aklım kalıyor, kalbim kalıyor, ruhum kalıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dudakların Jilet Gibiydi [BxB]
Storie d'amoreO günden sonra beni öpen dudakların jilet gibiydi.. Kanattı. Acıttı. Sonra o dudaklara bağlandım ve hep öyle kaldım. [Eşcinsel içerikli bir kitaptır]