"Ne hakla beni itersin!"✓

296 33 25
                                    





"Hey sen de kimsin ve ismimi nerden biliyorsun" Odanın içinde olan yabancı esmere karşı kaşlarımı çatmıştım. Bu boktan yerde neler oluyor bir an öğrenmeliydim. "Jimin sen iyimisin kafana taş mı düştü benim ya Taehyung" soruma şaşkımləkıa cevap vermişti. Bir kaç saniye bakıp dana sonra hatırlamış gibi gülümsedi "Ulan dün fena düşüp kafanı çarpmıştın ardından da hemen uyudun. Hafızanı mı kayb ettin?" demişti.

Tanrım kafam allak bullak olmuştu. Nerdeyim bilmiyorum. Karşımdaki kim onu da bilmiyorum. Bu eski kıyafetler üzerimde ne arıyor ha bak onu hiç bilmiyorum. Bana ne yapıcaklarını bilmiyorum o yüzden bir kaç günlük oyunu devam ettirmekten zarar gelmez.

"Ah evet ola bilir hiç bir şey hatırlamıyorum." demiştim. Üzerime atlayarak "Seni geri zekalı demek beni unuttun haa" bağırmıştı. Kendimi ondan kurtarmaya çalışırken kendisi ayaklanmıştı.

Biz hangi yıldayız? Bir de burası neresi?" Bura hakkında en ufak bilgim bile yoktu. Bana göre şu an her yerden bir şey çıka bilir.

"1316cı yıl ve Min Krallığı noldu ki?"

Ne?! 1316 mı dedi o Tanrım deliricem inanılıcak gibi değil. Hemde gelmiş geçmiş en zalim Kral Min Yoongi'nin Krallığı. Ne günah işledim ben acaba. Bu bir rüya olmalı. Evet, evet kesinlikle bir rüya.

Benden bir tepki gelmediği için adının Taehyung olduğunu söyleyen adam arkasını dönüp odadan çıktı."Hadi yemeye daha sonra yeni çaylaklara bakıcaz" demişti.

"Yeni çaylaklar derken?" diyr sormuştum.  Ne demek istiyodu bir türlü anlayamıyorum.

"Ah cidden şimdi şöyle, Kral görevlilerin bazılarını,bazende kendisi saraydan çıkarak yetenekli olanları saraya alır eğitir ve belirli görevler verir. Her kez kralın gözüne girmeye çalışıyor. Kurallarıda unutmuşsundur sen şimdi. Krallıkta Krala karşı yalan söylemek, Orkide çiçeklerini koparmak, ve  gece saat 10 dan sonra dışarı cıkmak yasak. Bu kuralları çiğneyenlerin kafası çoktan gitti" Kral Min yazıldığı kadar zalimmiş. Onu sadece kitaplardan okumuştum. Elim ister istemez kafama giderken Taehyung kahkahayı bastı. "Gülme be bana her gün kafamın kesileceğini söylemiyorlar" demiştim.

Birkaç soru-cevaptan sonra hazırlanıp dışarı çıkmıştık. Ormanın içerisinde yüyürken hayrancasına etrafa bakıyordum.  Ciyerlerim oksijenle dolurken yüzüme çarpan hafif rüzgar çok iyi hiss ettiriyordu.

Taehyung'la kaldığım ev orman içinde yerleşiyordu. Ormandan çıktıktan sonraysa insanlar ve evler gittikce çoğalıyordu. Bir kişi eline kağıtla isimleri söylüyor ve isimleri çıkanlar öne doğru  çıkıyodu. Anlamaya başlıyorum galiba.

Oradaki işimiz bitince Taehyung beni sürükleyerek erzaklar satılan pazara getirmişti. Akşam yemeği için gerekli malzemeleri aldıktan sonra evin yolunu tutmuştuk. Tekrardan ormana girdikten sonra hava baha kararmıştı.Küçük bir yanlız yürüyüş kötü olmazdı bence "Tae tae ben biraz dışarda dolaşsam?" köpek suratı yapıb Taehyung'u ikna etmeye çalıştım.

"Tamam ama geç kalma saat artık 10 buçuk."

"Tamam anne" Kıkırdayıp ormanda gezinmeye başladım. Böcek ve ezdiğim yaprak seslerinden başka orman tamamen sessizdi. Duraksayıp etrafı dinlediğimde başka bir ses daha duymuştum. Adım sesleriydi. Ses gelen tarafa doğru yavaş yavaş yürüdüğümde ilerde birisinin olduğunu görmüştüm.

Birisi değil hatta iki kişiydi. Amma galiba birisi saklanıyordu. Aman Tanrım bir dakika adamlardan birisinin elinde hançer vardı.  Eğer müdahale etmesem diğeri öle bilir.

Hiç bir şey düşünmeden koşmağa başladım. Adamı ittirip yaralanmasının karşısını aldım. Diğeri çabuk uzaklaşar  sanmıştım ama dahada benim üzerime gelmeye başladı. Hançeri bana savururken keskin tarafına tutdum koluna dirseyimle  vurup kılıncı aldım.

Silahsız kalan adam koşarak ormanın içinde kayb olmuştu. İlk defa aldığım dersler işime yarmıştı.  "Sen!!"
Ses gelmesiyle arkamı dönmüştüm. Bu sima sanırım bana tanıdık geliyor. SİKTİR! az önce ben kral Min'i sertçe ittirdim. Canıma susmış olmalıyım!!
"Ne hakla beni itersin!"

Ah şimdi altıma sıçtım.Napıcam şimdi ben.Güzelim kafa gidecek.
"Ben.. beni yanlış anladınız efendim, sizi öldürecekti o yüzden şey ettim"

Bir ses gelmediği için başımı yerden kaldırdırıp dağılmış saçlarımı düzenledim. Bana garip garip baktığını gördüm. Neden bakıyodu şimdi.

"Eline noldu?"
Elimi parmağıyla işaret etmişdi. Gösterdiği elime baktığlnda oluk oluk kanadığını görmüştüm. Şimdiye kadar elimin kanadığını hissetmemiştim.  "Kılınçtan yarlandı efendim" Dizlerimin korkudan titremesine rağmen kelimeleri tam şekilde ağzımdan çıkara bilmiştim.

"Kafamı vurduracakmısınız efendim?" Korkarak biraz da çekinerek sormuştum. İfadesiz yüzü bir anlık sırıtışa dönmüştü. "Hayır küçük çocuk sakin ol" demişti stabil ses tonuyla.Bana yakınlaşıp elimi biraz havaya kaldırdı."Otur"Konuşmasıyla yere oturdum, kıyafetimin eteyinden bir parça kesip elime bağladı. Ayağa kalkıp yavaşca gitmeye başladı. Bu neydi şimdi. Başını hafıfçe arkaya çevirip omzundan bana doğru baktı.

"Davetiye mi bekliyorsun?"

Ağzımdn 'hıh' nidası yükseldi. Çabucak ayağa kalkıp arkasıyca gitmeye başladım. Yavaşca yanına yakınlaştım. "Nereye gidiyoruz?" Sert bakışlarını bana çevirince yerimde donup kaldım. Yanlış birşey mi söyledim şimdi neden öyle baktı ki?"Hekime yaran derin gözüküyor"

Ben öldüm değilmi, şu an Kral Min hani zalim olan beni hekime götürüyor. Yani birisini umursuyor. O kişi ise benim. Çüş yani kime anlatsam beni şizofren sanıp tımarhaneyi arar.

"İsmin ne" Kral konuşunca kafamı çevirip ona baktım.
"Jimin Park Jimin"

"Hmm kendin hakkında konuş bakayım" Sesi deminki gibi sert deyildi onun yerine biraz daha merak dolu ve yumşaktı.

"Ben 20 yaşındayım. Arkadaşım Taehyung'la birlikde yaşıyorum" Başka söyleye biliceyim bir şeyler yoktu bence.

"Yarın sabah  şehir merkezinde olucaksın. Bir dakika bile geç kalamazsın. "

"Oldu efendim"
Tamam. Ne diye bilirimki. Ne tepki vericeyimi bile bilmiyorum. Ama ister istemez sevinmiştim. Nedeni ise galiba Kralı  tekrar göre biliceyim içindi. Aisss neden böyle bir şey düşünüyorumki ben.

Umarım gelecek bölümlerde okurlarım olur. Şimdilik kimse yok

Cruel king || yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin