"Dünya bir birine karıştı"✓

118 12 7
                                    

İyi okumalar

"Yoongi" Sesi duyduğumda kaşlarımı çatarak kapıya doğru bakınmıştım. Kimdi bu hadsiz? Bu dünyada bana ismimle hitap eden bir varlık bile yoktu. Yani Jimin'den başka tabiiki de. Yüzümü ses gelen tarafa çevirdiğimde şaşkınlıkla donup kalmıştım. Karşımdaki bana piç gülümsemelerini gönderen Jin hyungdan başkası değildi.

Jin hyung benim çocukluk arkadaşımdı. Arkadaş desek az olur, abimdi. Ben 24 yaşımdayken babası yüzünden Kim krallığına gitmek zorunda kalmıştı. Gittiğinden beri de ondan haber alamamıştım. Ama 6 yıl sonra tüm muhteşemliğiyle karşımda duruyordu.

"Ne duruyorsun velet gelsene" diye kollarını açtığında şaşkınlığımdan sıyrılıp ayakta duran Jimin'e bakmıştım. Yüzü kıpkırmızı olmuş ve biraz da şaşırmıştı. Utanmasını daha sonra kullanacağımı aklıma yazarak ayağa kalkıp Jin hyungun yanına gidiyordum ki Jimin benden önce davranıp ona taraf yürümeye başladı. Ne yapacağını kestirememiştim.

İkimizde sadece şaşkınlıkla Jimin'i izliyorduk. Bizim düşündüğümüzün aksine Jimin kapıya az kalmış koşmaya başlamış ve son sürat Jin hyungun yanından geçip odadan ayrılmıştı. Jin hyung anında bilindik gülme krizlerine gitmişti. "Şu çocuk ne garip ya" demişti.

Yanına gidip sıkıca sarılmıştım. O da sarılışıma karşılık verdikten sonra beni itmişti. "Tamam sırnaşma" demişti. "Nerdeydin ya şimdiye kadar." demiş ve onunla birlikte oturma salonuna geçmiştik. Oturup birlikte yemek yemiştik. Ve olan bitenleri dinledikten sonra bende Jimin'i anlatmıştım.

"NE EVLENİYORMUSUN!" diğe bağırdığında elimle ağzını kapatmıştım. Çünkü sarayda daha kimse bilmiyordu. Görevliler de o sandıkların içinde ne olduğunu bilmiyordu. "Ya sus ya kimse bilmiyor daha" diyerek fısıldamıştım. "Kabul etti ama daha düyün hazırlıklarına başlamadık" diye sevinçle konuşmuştum.

"Şaka yapıyor olmalısın oğlum nasıl aşık oldun ulan ego yığını seni."

"Çok güzel hyung inanamazsın ölüyorum aşkımdan." demiştim.

"AAAAAA YOONGİ SANA NE SÖYLEMEDİM" diye birden bire bağırmıştı. "Ya bağırma kulağımda hyung.Ne oldu?" diye yüzümü buruşturmuştum.

"Ben evlendim kız haberin varmı" demişti. Bir dakika ben doğru mu duydum? Evlendim dedi mi yoksa benim kulaklarım mı çalışmıyor?

"NE EVLENDİNMİ. YA HYUNG BANA NİYE DEMİYORSUN" diye bağırmaya başlamıştım. Ya nasıl haber vermez bana? Kimdi hem o?

"Daha demin sanki bağırma demişti kendisi" diye sakinliğiyle konuşmuştu. "Hadi ama kim söyle çatlıcam."

"Ben Kim SeokJin Kim Namjoon'un kocası" ayağa kalkıp elini kalbinin üzerine koyarak konuşmuştu.

"Bir dakika Kim Kralı olan Namjoon?" diye şaşkınlıkla konuşmuştum. Alayla gülümseyip "Taa kendisi" demişti. Taşşak geçiriyor olmalıydı benimle. "Ulan nasıl tavladın Tanrı gibi adamı" demiştim hayranlıkla.

"Kim SeokJin olmak ne güne duruyor. Off çok yakışıklı. Aşığım bee Namu'ma"diyr mızıldanırken kapı şiddetle açılmış ve içeri askeri komutan olan Jung Hoseok girmişti. Nefeslerini kontrol etmeye çalışırken aynı zamanda da konuşmaya başlamıştı.

"Evendim kapıyı çalmadığım için özür dilerim ama çok acil." demişti. Anında kaşların çatılıtken ayağa kalkmıştım. "Ne oldu" diye sert sesimle sordum. Eliyle pencereyle dışarını göstermiş ve panikle konuşmuştu.

"Dünya bir birine karıştı."

Duramadım küçük bir bölüm daha yazdım.

Hoseok'un da ficde yeri belli oldu.

Birazcık yorum lütfenn.


Boolcaa yorum ve oy istiyorum. Bayy✨✨

Cruel king || yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin