Asexuality ' Hyunlix

11

Biraz erken döndüm, iki gün kadar. Bu gece yarısından sonra bakacağım bildirimlere. Eğer bakamazsam da çarşamba yine. Neyse iyi okumalarr.

-...Sonra da Felix "Canım sevgilim sen yorulma, bugün de okula gitme." dedi. Sonra sarılıp uyuduk.

-Çok güzelmiş. Peki yüzündekiler nasıl oldu?

Alayla gülümseyerek konuştuğunda yutkundum. Ardından duymamış gibi devam ettim:

-Sarıldık hem.

-Sodoco bor dokoko.

Taklit ettiğinde güldüm yine. Her zamanki gibi kendi dersini asıp benimkine gelmişti. Daha derse girmemiştik ama planladığımız oydu. Benden bir yaş büyüktü. Ailesi, bulunduğum yetimhaneden ona kardeş sahiplenirken tanışmıştık. Ah, seçtikleri şanslı çocuk keşke ben olsaydım. Fakat annesi ve babası kız gibi göründüğümü düşünmüştü.

Çocuklarını olumsuz etkilememi istemediler. Görüşmemizden de hoşlanmıyorlardı ama bir şey demiyorlardı. Belki de bana acıyorlardı. Onların evine gitmezdim ve dışarıda fazla buluşmazdık. Harici hiçbir olumsuz yön yoktu.

Yeterince maskülendim. İstediğim kadar maskülendim. Kalanı onları ilgilendirmezdi. Onlar da ilgilenmediler.

Aklıma gelen şeyle konuştum:

-15 Eylül, Felix'in doğum günüymüş.

-Ona suikast mı düzenliyoruz. Harika!

Gözlerimi devirdim.

-Hayır, ona bir sürpriz yapmalıyım.

İç çekti.

-Hyunjin alınma ama çocuk seni parasıyla satın alır. Ona alabileceğin bir şey yok.

-Olsun, benden gelmesi daha değerli olur.

Acıyarak baktı. Ne demek istediğini bildiğimden bir sessizlik çöktü aramıza.

-Aklımda bir şey var. Onun çok hoşlandığı bir şey.

-Sonu cinsellikle mi bitiyor?

Onu cevapsız bıraktım. Garip sessizlikle ikimiz de gerginleştik. Sinirliydi.

-Hyunjin, sen aseksüelsin.

Gözlerimi yere çevirdim.

-Değilmişim işte.

İç çekti yeniden. Bir aydır tek yaptığı bizi ayırmaya çalışmaktı. Onu kötüler, Felix'le kavga eder, asla gitmediğim psikolog randevuları alır -bir ara zorla götürmüştü hatta-, uzun "o seni sevmiyor" konuşmaları yapar, beni ondan uzak tutmak için her şeyi yapardı. Şu sıralar ise pes ediyordu. Her türlü yapacağımı biliyordu.

-İyi o zaman. Çarşamba günü okuldan sonra alışveriş merkezine gideriz. Hem beraber de takılmış oluruz.

Gözlerim parlarken başımı salladım hızla.

-Ne yapacaksın peki?

-Sürpriz.

Yapacağım şeyi duymasını istemedim. Engellemek için her şeyi yapardı. Ben ise ona güzel bir doğum günü hediyesi vermek istiyordum.

-Sürprizi bana yapacaksın herhalde.

Kıkırdadım. Zil çaldı. Herkes içeri doluşurken defterlerimizi çıkardık. İkimiz de inek öğrenci sayılırdık. Benim sebeplerim ortadaydı. Onun ise ailesi baskıcıydı.

Çok geçmeden öğretmen geldiğinde dikkatimi ona verdim. Bu hastalık süreci bir yandan iyi olmuştu. Hafta sonu boyunca bana hiç o anlamda dokunmamıştı, dinlenmeme izin vermişti, zorla ders çalıştırmamıştı, hatta kavga etmelerine rağmen Chan Hyung bana bakmaya devam etmişti. Neredeyse tamamen iyiydim. Bugün tüm rutinimize devam edecektik büyük ihtimalle ama sorun değil.