16

2.9K 103 659
                                    

-Hiç annen seni taciz etti mi? 

Annem hakkındaki uzun düşüncelerimi anlatacak kadar kelimeye sahip olmadığımdan basit bir empatiyle anlatmak istedim. Sadece sıradan bir "üzüldüm"den sonra bir daha konusunu açmazdık. Bunu yapan sadece annem değildi. Ama oturup ona geçmişimi dökemezdim. Sonuçta biz seks yapan iki yabancıdan başka bir şey değildik. Onun diğerlerinden tek farkı daha katlanılır olmasıydı ve bu yüzden onu yanımda tutuyordum. Ah bir de beni sevdiğini bu kadar uzun süre boyunca iddia eden ilk insandı.

Saçımdaki ve elimdeki ellerinin duraksadığını hissettim. Benim başıma gelen bir şeyin onu bu kadar etkilemeyeceğini bilerek gözlerimi açtım. 

-Evet. 

Duyduğum dört harfi beklediğimden daha hissiz karşılarken sadece sinirlendim. Bir şeyi kıskanmam için sevmeme gerek yoktu ve ben ona başkasının bunu yapmış olmasından nefret ediyordum. Yine de sesim çıkarmadım. Annesi ölmüştü zaten. 

Titremesinin arttığını hissettim. Elini benden çekip dizlerine sarıldı. Belki de ona bir şeyleri hatırlatmışımdır. Umursamayarak yandaki şampuana uzandım. Kafasına biraz sıkıp özensizce köpürttüm. Benden asla onu iyi hissettirmemi beklememişti. Nazik davranmama, masaj yaparak yıkamama gerek yoktu. Hiç kimseye yapmamıştım, onun da hiç kimseden istediğini sanmıyorum gerçi. 

Kafasını gömdüğü yerden kaldırmazken saçlarını köpürttüm. Gözüm sırtına kaydı. Hâlâ kanayan yaraları vardı. Elim kırbaç izlerine ilerledi, değmeden vazgeçip indirdim geri. Sonra acıtıp acıtmayacağını pek umursamayarak oraya da sabun sürdüm. Acıyla kasıldığını hissederken ağlama sesin duydum. Yine de kaçmaya çalışmadı. Ayağa kalkıp omzunun üstünden önüne geçtim. Başını gömdüğü yerden kaldırmadı. Tıpayı açıp suyun boşalmaya başlamasını sağladım. Ardından gözlerim yine ona kaydı. Kötü görünüyordu. 

Ona ne her ne hatırlattıysam belli ki hâlâ etkisindeydi. Aklıma gelen şeyi sordum pek düşünmeden: 

-Bir kere mi? 

Gelecek muhtemel cevabı bilmeme rağmen öylesine sordum. Başını "hayır" anlamında salladı. Ardından sesini duydum: 

-B-babam bazen evde o-olmuyordu. A-annem işini b-benimle hallediyordu. 

Ağlamaktan konuşamayarak ara verdi. O an gözlerimin önündeki beden küçük bir çocuğa dönüşürken sessizce devam etmesini bekledim. 

-O-o i-ilk başlarda s-sadece dokunuyordu a-ama s-sonra... 

Yeniden ağlaması artarken devam edemedi. Dilimin ucuna gelen umurumda olmadığıyla ilgili birkaç kaba cümleyi geri gönderdim. Daha fazla ağlamasıyla, ağlayan bir çocukla uğraşamazdım. 

-Kalk artık. Durulan. 

Olabilecek tüm nazikliğimle kurduğum cümlelere karşı tepkisizliği beni sinirlendirirken kolunu tuttum. Korkuyla geri çekilmeye çalıştı. 

-B-ben fazla k-konuştuysam özür dilerim. N-nolur ceza verme. 

Kolunu kurtarmaya çalışırken titreyen sesiyle mırıldandığında bıkkınca kolunu çektim. 

-Kalk ayağa, bir şey yapmayacağım. 

Bu sefer onu ayağa kaldırmama izin verdi. Gözümün önündeki küçük çocuğun gidip orijinal Hyunjin'in gelmesi için gözümü kırpıştırdım. Gitmemekte ısrarcı oğlana sinirli bir bakış attım. O ise ayakta durmakta zorlanarak duvara tutunmuş dolu gözlerle yeri izliyordu. Bir şey yapmak istediği belli bakışlarına karşı duş başlığını aldım elime. 

Bir anda bana yaklaşıp kollarını sardığında itmek için omzunu tuttum. Başını göğsüme gömerek yaşlarını akıtırken ona baktım. Ardından itmekten vazgeçerek elimi indirdim. Bu kadar kötü bir hâldeyken onu itmek istemedim. Umurumda olan tek şey bedeni olsa da sonuçta sevgili olmak içindi anlaşmamız. En azından bu durumdayken birkaç saniyelik bir sarılmaya izin verebilirdim. 

Asexuality ' Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin