12

4.1K 120 950
                                        

Gözlerimi açtığımda yatağımdaydım. Neler olduğunu hatırlamaya çalıştım birkaç saniye. Anılar aklıma dolunca kolumun acısını hissettim. Acıdan çok iğrenç bir ağrı vardı. Kesikleri bu yüzden sevmiyordum. Ağrıyı içeride hissediyordum. 

Gözlerim koluma indi. Sarılmış olduğunu görünce içimde bir yerde ufacık bir mutluluk hissettim. Sarmıştı

Gözlerim odada gezinip telefonu aradı. Bulamayınca boş verdim. Boğazım inanılmaz kurumuş hissediyordum. Odada kimse yoktu. 

Hangi gündü bugün? Çarşamba geçmiş miydi? Hâlâ pazarteside miydik? Gözlerim camdan dışarı kaydı. Güneş batıyordu.

Duyduğum kapı açılma sesiyle gözlerimi kapadım. Yatağa yaklaşan adım sesleri ulaştı kulağıma.

-Uyumadığını biliyorum.

Tepki vermedim. Bu gece yapmak istemiyordum, sadece tüm gece uyuyabilmek istiyordum. Yanaklarımda hissettiğim baskıyla irkildim. Baş parmağı bir yanağımda, diğer parmakları diğer yanağımdaydı. İstemsizce gözlerimi açtım. Biraz daha elini sıktığında yüzümü buruşturdum.

-Beni kandırmaya mı çalışıyordun?

Cevapsız bıraktım. Yalanın her türlüsünden nefret ederdi. Fakat doğruyu söylersem sinirlenirdi. Dolan gözlerimi eğdim aşağı. Yanağımdaki baskı gitti. Ardından Felix yatağımın ucuna oturdu.

-Kalk.

Buz gibi odada üstümü açmak istemedim. Üşüyordum. İtaatsizlik yapmak da istemedim. Korkuyordum. Kolumun acısı bir yana neredeyse tüm vücudum ağrıyordu. Daha fazla üzülmektense üşümeyi tercih ederek üstümdeki örtünün altından çıktım. Ayağa kalktım. Kesik kolum bir yere değse kopup düşecek gibi hissediyordum. Karnıma yasladım o kolumu.

-İyileştin mi?

Sorusuna karşı düşündüm. İyileşmedim, desem biraz daha böyle devam eder miydik? Ona yalan söylemek istemeyerek başımı olumlu salladım.

-İyi, git yemek yap.

Dudaklarım itiraz için aralansa da geri kapandı. Onu sinirlendirmek istemiyordum. Geçen haftaya kadar çoğu zaman ben yapıyordum zaten, şimdi tüm bunlardan sonra tüm rutine geri döneceğimiz belliydi.

Masayı kurarken veya yemekte herhangi bir şeyi yanlış yaptığımda sinirlenirdi. Yine de benim yapmamı isterdi. Bazen kötü gününe denk gelir, hiçbir şeyi beğenmez, bir sürü şey yaptırıp dururdu tekrar tekrar. En sonunda da tüm akşam uğraştığım her şeyi sokak kedilerine döküp dışarıdan sipariş etmesini izlerdim.

Sessizce kapıya ilerledim. Tam kapının önünde durup ona baktım gelecek mi diye. Benim az önce çıktığım yorganımın içine giriyordu. Neden benim odamda yattığını merak etmedim.

-Hyung...

Seslendiğimde bana baktı gözleriyle.

-Senin tişörtünü kullanabilir miyim?

-Neden?

Sorusuna karşı bir şey diyemedim. Tam olarak nasıl açıklayabilirdim ki?

Bir cevap bekliyordu. Bense sadece ona bakıyordum. Cevap veremeyeceğimi anlamış gibi gülümsedi.

-Kirletme.

Hızla başımı sallayıp odadan çıktım. Bu onun olumlu cevabıydı. Aynı hızla odasına ilerledim. Evin çoğu odasını bilsem de hâlâ görmediğim yerler vardı. Doğrusu merak etmiyordum. Büyük ihtimalle başka fantezi odalarıdır.

Kapısının önünde duraksayıp derin bir nefes aldım. Çünkü içeride bu derin nefesi alabileceğimden şüpheliydim.

Odası girip kapıyı açık bıraktım biraz olsun havalansın diye. Her yer darmadağınıktı. Kıyafetler yerde, boş şişeler ve izmaritler masada ve yerdeydi. Günlerdir havalandırılmamış gibiydi. Sanki sis varmış gibi görünüyordu. Her yer sigara kokuyordu.

Asexuality ' Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin