19

2.8K 106 1K
                                    

Yaşım büyük değil, olgun davranamam ve ne kadar yumuşak anlatılmış olursa olsun olumsuz yorumları kafama takıyorum bu yüzden lütfen fici okumayı bırakmayı düşünenler haber vermeden gitsin. Bu olumsuz yorum dediklerim, karakterlere ve bana sövmeler değil; zaten cevaplarımdan neye kırılıp neye kırılmadığımı anlarsınız. Teşekkürler, iyi okumalar.

Üstteki notu aylar çnce yazmışım, şimdi yemisini eklemeye geldim. Bu bölüm biraz yavaş ilerlemiş olabilir . Valla hepsi felixin dengesiz ruh hâli yüzünden, hyunjinin gözğnden olsa 2000kelimelik olurdu sırf felixin gözünden diye DAHA BAŞLANGIÇTAYIM AMA 3500. Bunun hakkında yorum yapmayın ben fark ettim🙏🙏🙂🙂🙂.

Saat altı buçuk olmuşken elimdekini söndürüp ayağa kalktım. Saat sekize kadar bir buçuk saat vardı daha.

Çantayı da aldım yanıma. Odama gittim.

Çantayı yatağıma boşaltıp gördüğüm bir iki şeffaf poşetin içindekilerin uyuşturucu olmadığından emin olduktan sonra bir paketi çantama attım. Aklıma gelen şeyle iki paket daha attım çantama.

Gözüm masanın üstündeki yapılmamış ödevleri buldu. Benimkileri de Hyunjin'e yaptırıyordum ve bir süredir yapamıyor, yaptığında da kendininkilere öncelik veriyordu. Benim konularımı bilmediğinden öncesinde konu anlatımına çalışması gerekiyor ve bu yüzden de çok vakit alıyordu. Aslında hocalarımız ödevleri aylık verdiğinden işi kolay oluyordu. Ayın başında diğer tüm işlerine ara verip bir hafta aralıksız ödevlerimi bitirir, kendininkileri de kalan üç haftaya dağıtırdı. Bir önceki ödev teslim gününe yetiştiremedikleri olmuştu ama ondan öncekileri hiç aksatmamıştı. Gerçi bu ay birçok şeyi aksatmıştı. Belki onu bu kadar yaralamamalıydım.

Çantamı ve şarjı dolmuş telefonumu da alıp iki cebimdeki iki paketle bir daha girmemek üzere odadan çıktım. Çantamı kapının yanına götürürken sadece vaktin geçmesi için ne yapabileceğimi düşünüyordum.

Erken uyumamalıydım.

Kendi çantamı bıraktıktan sonra Hyunjin'in odasına ilerledim. Sabah biraz daha uyuyabilsin diye çantasını hazırlardım ve o da üstünü giyinip çıkardı direkt.

Görüş açıma giren odaya girdim duraksamadan. Gördüğüm manzarayla kaşlarım çatıldı. Bu da neydi şimdi?

Hyunjin ve Chan yatakta sarmaş dolaş uyuyorlardı. Chan, kendi yatağıymış gibi yayılmış; Hyunjin ise onun göğsünde, ona sarılarak yatıyorlardı. Sesimi çıkarmadan fotoğraflarını çektim. Bunu sonra sorardım. Şimdi Hyunjin'i uyandırmayacaktım.

Bir cebimdeki paketi Hyunjin'in yatağının yanındaki komodinin çekmecesine bırakıp diğer cebimdekinden bir dal çıkardım. Paketin kalanını komodinin üstüne bırakıp cebimdeki çakmakla dudaklarımın arasındakini tutuşturdum. Ardından Hyunjin'in ders programındaki defterleri aldım kitaplıktan. Abim ilk burayı aldığında burası benim odamdı. Dolayısıyla biraz çocuk odası gibiydi. Fakat Hyunjin asla şikayet etmemişti. Belki de sadece çocuk odasının neye benzediğini bilmediğinden ve şu ana kadar bulunduğu yetimhanede hiç kendi odası olmadığından aradaki farkı anlayamamıştır. Ya da belki bundan şikayetçi değildir. Henüz 16 sonuçta.

Elimdeki defterlerle çantasının yanına çömelip çantayı açtım. İçinden bugün olmayan derslerin defterlerini çıkarıp olanlarınkini koydum. Kalemlik veya ek eşya lazımsa uyanınca kendisi koyardı. Ön gözde ne olduğuna bakmazdım.

Dudaklarımın arasındakini çekip yarısı küle dönmüş dala baktım. Aklıma gelen şeyle gülümserken içimdeki nefesi odaya üfledim. Elimdekinin külünün yere düşmemesi için dikkatlice ilerledim yatağa. Gözlerim Hyunjin'i es geçip Chan'ı buldu. Fikrin kimden çıktığı umurumda değildi. Şu an sinirli olduğum kişi oydu.

Asexuality ' Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin