-Özür dilerim!
Kendimi korumaya çalışırken durması için bağırıyordum. Neden bana vuruyordu ki? Yanlış bir şey mi yapmıştım?
Kafama siper ettiğim koluma bir darbe indi. Canımın acısıyla ağladım.
-Lütfen yapma artık...
Beni duymazdan gelmeye devam etti. Gözlerimi yerden kaldırıp ona baktım. Gözüm arkasındaki bir şeye takılırken gözlerim korkuyla açıldı.
Beni öldürmek mi istiyorlardı? Daha önce babam da denemişti bunu. Sadece içmemesini istemiştim. Sıkıca tuttuğu kolumu çekmeye çalışırken bize yaklaşan bedenle bağırdım.
-Anne!
Yeniden bana vurmak için elini kaldırdığında koluna giren bıçağı gördüm. Beni tutan eli gevşedi. Korkuyla çığlık attım. Bağırarak beni bıraktı ve kanayan yarasını tuttu. Kaçmak istedim ama ayaklarıma söz geçiremeyerek öylece ona baktım. Ardından abim bana yaklaştı ve beni kucağına alıp koşmaya başladı.
O kafamı sıkıca göğsüne bastırırken çırpındım. Annemin çığlıkları kulaklarımı doldururken gözyaşlarım abimin tişörtünü ıslatıyordu. Ellerimi bedenine yerleştirip yeniden onu itmeye çalıştığımda fısıldadı:
-Ölmek mi istiyorsun?
Korkuyla başımı salladım iki yana.
-Hareket etmeye devam ederken seni de bıçaklarım.
Bir elim refleks olarak tişörtünü sıkarken korkuyla hareketlerimi kestim. Yüzümü iyice göğsüne gömerken hıçkırarak ağlamaya başladım. Beni sıkıca tutmaya devam ederken bir yere yürüyordu. Az önceki şeyi yaparken o kadar ifadesizdi ki korku filmindeki canavarları izler gibi hissettim. Ama biliyordum, abim canavar değildi.
Yavaş yavaş ağlamam dindi. Tüm vücuduma giren ağrıyla kıvrandım. Bu sıralar neden bu kadar çok vuruyorlardı ki?
Abim sonunda durup beni yere bırakmak için eğilirken tişörtünü sıkıp bacaklarımı ona sardım.
-Lütfen, gitme.
Cevap vermek yerine bacaklarımı tutup zorla ayırdı. Ona tırmanmak için uğraştım ellerimle. Bileklerimi tutup sıktığında acıyla ellerimi bıraktım. Beni yere bıraktı. Başımı kaldırıp ona baktım. Yanıma, kaldırımın öteki ucuna oturdu. Ardından elindeki ceketi uzattı bana. Benim ceketimdi. Ne zaman almıştı ki?
Ben ceketi kollarımdan geçirirken cebinden dikdörtgen, küçük bir kutu çıkardı. Bu kutuları biliyordum. Annemle babamda da vardı bunlardan. Kapağını açıp içinden silindir bir çubuk çıkarırken onu izledim. Sonra o kutuyu geri cebine koydu ve başka bir şey çıkardı cebinden. Silindir çubuğu dudaklarının arasına sıkıştırıp çıkardığı diğer şeye bastı. Ucundan bir ateş çıktı. Sonra ateşi dudaklarındaki şeye yaklaştırırken korkuyla dirseğini tuttum.
-Ağzın yanar.
Beni önemsemeden küçük silindiri yaktı. Ardından ateş çıkaran şeyi cebine koydu. Cebi yanmaz mıydı? Ağzındaki şeyden duman çıkmaya başlarken ona baktım. Bunu annem ve babam da yapıyordu. Ucundan duman çıkan bu şeyi ağızlarına alıyor sonra çektiklerinde ağızlarından da duman çıkıyordu.
Merakla onu izledim. Gözleri bana döndü. Konuşmak zorunda hissederken mırıldandım:
-Annem seni dövecek.
Umursamazca cevapladı:
-Annem artık elini kullanamayacak.
Yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asexuality ' Hyunlix
Fanfiction-Seninle sadece bedenin için birlikte olurum. Kendini bana sunmayacaksan zamanımı boşa harcama. Aseksüel olan Hyunjin, Felix'e tutulmuştur fakat Felix antiromantiktir. Hyunjin ne olursa olsun umrunda olmadığını ve tek istediğinin Felix'in yanında d...