Bu bölüm çok rahatsız edici olabilir.
Aynaya bakakaldım öylece. Haklıydı, o bile bu yüze bakarak ilişkiye girmezdi.
Gözlerimi etrafta gezdirdim. Yaralarımı örtecek bir şey aradım. Dünküleri olmasa da bu sabahkileri...
Koskoca evde yalnızdım. Daha önce de pek farkı olmazdı ama evin bir yerlerinde Felix'in olduğunu bilmek bile her şeyi daha iyi yapıyordu. Şu an ise ilk kez okula gitmemek için izin alabilmiştim. Daha doğrusu izin alamayıp dayak yemiştim sonra geç kalacağı için çıkması gerekmişti. Neyse bunlar önemsiz ayrıntılar.
Dolapları karıştırmaya başladım. İkimiz de makyaj yapmıyorduk ama bir ihtimal vardır belki diye bakındım. Tahmin ettiğim gibi, yoktu. Dolabı kapatıp aynaya baktım yeniden. Çok kötü gözüküyordum. Yaraları geçtim, ağladığım için her yerim şişmişti. Biraz daha kendimi inceledikten sonra duvardan yardım alarak banyodan çıktım.
Son iki gündür yapmadığımız gece aktivitelerimizin tüm hıncının bu gece çıkacağından emindim. Ve onu sakinleştiremezdim sanırım. Nelerin onu sakinleştirdiğinden emin değildim. Çok çabuk sinirleniyor veya sakinleşiyordu ama bunları neyin tetiklediğini anlayabilmiş değildim. Canım acıyordu. Sadece geceleri acısa razıydım. Sürekli acıyordu. En son ne zaman acı çekmeden uyuduğumu bile hatırlamıyordum. Yemek yerken organlarımı hissediyordum neredeyse.
Duvara tutunarak oturma odasındaki koltuklara ilerlemeye çalıştım. Attığım her adımda bıçaklanıyor gibi hissediyordum. Özellikle kalçam ve çevresi çok fazla acıyordu. Ciddi anlamda her yerim ağrıyordu. Sadece üst kata, odama çıkabilsem ve biraz dinlenebilsem keşke. Oraya gidemeyeceğimi bildiğim için koltuklara doğru olan büyük mücadeleme devam ettim.
Koltuklara gitmem için birkaç adım tutunmadan yürümem gerekiyordu. Derin bir nefes alıp elimi çektim duvardan. Gözüm koltuklara ilişti. Eğer birkaç adım daha dayanırsam dinlenebilecektim. Yeniden derin bir nefes alıp bir adım attım. Kemiklerim etime batıyormuş gibi hissederken düşmemek için mücadele verdim. Titreyen bacaklarım beni taşımayı kesin bir dille reddediyordu.
Acıdan akan bir damla yaşı hızlıca sildikten sonra ikinci adımıma hazırlandım. Ayağımı yerden kaldırdığım anda, kırılıyormuş gibi hissettiğim bacağım beni tek başına taşıyamadı. Dengemi kaybedip yere düşerken refleksle bir yerlere tutunmaya çalıştım. Tutunmaya çalıştığım tek bacaklı sehpa benimle düştü. Kenarı belime indiğinde acıyla inledim. Alışık olduğum acıyı umursamamaya çalışarak masayı üstümden çektim.
Koltuk hemen gözümün önünde dururken sinirle gözlerimi kapadım. Kendime kalkan yaptığım için morarması hariç kollarımda çok bir yara yoktu. En az acıyan yerin orası olduğuna karar verip kendimi ellerimle kaldırmaya çalıştım.
Birkaç dakika -yaklaşık yarım saat- uğraştıktan sonra koltuktaydım. Yorgunca kafamı yastığa koydum. Sert yastık rahatsız edici olsa da umursamadım. Dünkü küçük battaniyeyi aldım üstüme. Hâlâ iç çamaşırımlaydım ve Felix'in havalansın diye açıp açık unuttuğu pencereler daha da üşümeme sebep oluyordu. Tüm masa içki şişeleri ve sigara külleriyle doluydu.
Dünün tek iyi yanı o sarhoş olduktan sonra dizinde yatmama izin vermesiydi. Günler sonra tüm acıma rağmen uyuyabilmiştim. Buna rağmen hâlâ yorgun hissediyordum. Belki biraz daha uyusam yorgunluğum geçerdi ve ağrı kesici de bulabilirsem birkaç gündür boşladığım ev işlerini yapabilirdim. Böylece daha az sinirlenirdi.
Doğrusu gerçekten oldukça pasaklıydı ama evin dağınık veya kirli olmasından nefret ediyordu. Tıpkı dışarıdan yemekten nefret etmesine rağmen yemek yapmayı sevmediği gibi. Evi temizlemeyi ve yemeği ben hallediyordum. Kirli kıyafetleri de. Fakat dışarıda kaldığım o cezadan beri hepsini aksatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asexuality ' Hyunlix
Fiksi Penggemar-Seninle sadece bedenin için birlikte olurum. Kendini bana sunmayacaksan zamanımı boşa harcama. Aseksüel olan Hyunjin, Felix'e tutulmuştur fakat Felix antiromantiktir. Hyunjin ne olursa olsun umrunda olmadığını ve tek istediğinin Felix'in yanında d...