21

2.9K 116 730
                                    

Hava iyice kararmışken gözüm pencerenin az ötesindeki sokak lambasındaydı. Odamı az çok aydınlatıyordu.

Bugün erken uyumak istemiştim. Yarın Felix'in doğum günüydü. Aslında saatin on ikiyi geçtiğini düşünürsek bugün doğum günüydü. Bunun için erken yatmak, yarın enerjik olmak istemiştim ama uyuyamıyordum. İçimde istemsiz bir korku vardı. Yarının uzun olacağını biliyordum.

Ona hediye hazırlayamazdım. Önemsemezdi. Önemseyip mutlu olacağı bir şeyler yapmak istiyordum. Bu tabii ki cinsellik içeriyordu. Amacım yapacaklarımızdan zevk alıyor gibi davranmaktı. Zevk alıyor gibi davranmamdan hoşlanıyordu.

Zorla yaptırdığı her şeyi kendi isteğimle yapmalı ve bu hoşuma gidiyor gibi davranmalıydım.

Bunu sevecekti.

En sevdiği iki şeyi verecektim ona. Kalanı tamamen onun hayal gücüne kalmıştı.

Yaptığım bir şeyi sevecek olması çok güzeldi. Yine de korkuyordum. Kendi isteğimle ayağına gitsem de korkuyordum. Nasıl zevk alacaktım? Her şeyi çok mu istemeliydim? Ağlamamalı mıydım? Geri çekilmemem gerektiğine eminim.

Peki ya nasıl hazırlanacaktım? Chan Hyung'dan rica etsem Felix'i çıkarabilir miydi? Onu birkaç saatliğine dışarı çıkarırsa evi süsleyebilirdim. Kendim de hazırlanabilirdim. Hem pasta da alabilirdim!

Sadece biraz dışarı çıkmalıydı. Evi izinsiz süslediğim için kızar mıydı? Bugün doğum günüydü, sinirlenmemesini istiyordum. Bugün mutlu olmalıydı.

Keşke az önce beni uyandırmasaydı. Onunlayken uyumak çok güzeldi. Kabuslarım yoktu, acı çekmiyordum. Sonra yatağına gitmek için beni uyandırmıştı. Şimdi uyuyamıyordum. Yanına gitsem kızar mıydı acaba?

Bugün onu rahatsız etmemeliydim.

Ondan korkmuştum. Uzak durmuştum. Ama yarın doğum günüydü. Hem dün bana sarılmıştı. Ağrı kesici bile vermişti! Artık korkmamalıydım, değil mi?

Ağrı kesicinin etkisi geçmeye başlıyordu. Tamamen geçmeden önce uyumak istiyordum. Canım acıyorken uyumak daha zordu.

Tamamen yorganımın altına girdim. Bugün diğer günler kadar soğuk değildi. Kendimi soğutmaktan korktum.

Gözlerimi kapadım. Gözlerim acıyordu. Dün de çok uyuyamamıştım zaten. Bugün de uyumazsam yarın enerjim olmazdı.

Aklıma gelenle gözlerimi açıp telefonuma uzandım. Yarı oturur hâle gelip mesajlarıma girdim. Hızlıca onun ismini bulup üstüne tıkladım.

Elim klavyenin üstünde takılı kaldı. Yazmalı mıydım? En son ne zaman görüşmüştük? Felix'leyken hiç yazmamıştım ona. En çok Felix'leyken ihtiyacım vardı düşününce. Yine de ihtiyacım olmadığını düşünmüştüm. Belki de Seungmin'in bile Felix'in bana iyi geldiğini reddedemeyeceği tek konu olduğu içindir.

Yarın sadece. Sonra bir daha olmayacak.

Yarın öğle teneffüsünde.

Yazdım ama gönderemedim. Elim gitmek istemedi belki. Üç ay olmuş muydu? Yapmamalıydım. Yarın, sadece yarın...

Gönderdim.

Ardından mesajı sildim.

Hepsini sildim.

Felix'e açıklayamazdım.

Kapı aniden açıldığında korkuyla yerimde hopladım. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Silmiştim ama içimdeki huzursuzluk gitmiyordu. Telefonu sıkı sıkı tutuyordum. Felix sinirli görünüyordu.

Asexuality ' Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin