1. Bölüm

92 19 21
                                    

°Lütfen yorumlarınızı benimle paylaşır mısınız°

Sabahın ilk saatlerinde, güneş o sımsıcak ışıklarıyla yeryüzünü yeni yeni aydınlatırken, esen serin rüzgar kiminin içine huzur verirken kiminin içine hüzün veriyordu. 

Orası bir otogardı, kimisi gözyaşlarıyla sevdikleriyle vedalaşıyor, kimisi dinen özlemin verdiği sevinçle sevdiklerine sarılıyordu. 

Bunların hiç birini yaşamayan sadece ben vardım. Oturmuş otobüsü bekliyordum. Beni uğurlamaya gelen olmamıştı, gideceğim yerde de beni bekleyen insanlar yoktu. Esen serin rüzgar ise beni sadece üşütüyordu.

Olduğum yerden hiç bilmediğim bir yere kaçıyordum. Kaçmak istediğim şeyin ne olduğundan emin değildim. Bir çok şey vardı içimde, unutmak istediklerim ve bana acı vermesine rağmen unutmak istemediklerim, anılarımın olduğu sokaklar ve artık sahip olma şansını kaçırdığım anılar. En çokta  içimde sürekli büyüyen ve kapatmayı bir türlü beceremediğim o boşluktan kaçıyordum. 

Oradaki insanlarla ve oranın havasıyla kapatmayı beceremeyince başka bir yerin insanlarıyle ve havasıyla kapatmayı çalışacaktım.

Bu sırada beklediğim otobüs gelmişti, binmiştim ve başımı az sonra sallanmaya başlayacak olan cama yaslayıp içimdeki boşluğu ve nedenini düşünmeye başlamıştım.

Aslında nedeni çok açıktı. Daha birkaç ay önce annem, babam ve iki kardeşimle ufak ve sıcak bir evde yaşıyorduk. Sonra kader bir oyun oynamıştı. Evdeki herkes arabayla gezmeye çıkmıştı ama beni uyandırmamışlardı. Çok da sorun değildi, çünkü yarım saate gelirlerdi.

Bir not bırakıp çıkmışlardı. 

Maalesef beni uyandıran şey eve geri geldiklerinde çıkardıkları gürültü olmamıştı, kardeşlerimin neşe dolu kahkahaları da değildi. 

Beni uyandıran şey çalan bir telefon ve tanımadığım bir adamın ecelin önüne geçemeyeceği ile ilgili anlattıkları olmuştu. 

Bir süre geçtikten sonra, onları son görüşüm olduğunu, bir daha hiç seslerini duyamayacağımı, sarılamayacağımı ve bağırarak kavga edemeyeceğimi kavradım. 

Ardından da eve ağlayarak geldiğimde omzunda ağlayıp derdimi anlatacağım kimse olmadığını. Eve defalarca gelsem de, her seferinde moralim dahada bozuk olsa da kimse olmayacağını anladım. En sonunda da onların öldüğünü ve yapayalnız kaldığımı anladım. 

Evde tek başıma olmak bana hiç bu kadar korkutucu gelmemişti.

Yapayalnız kalmıştım uzaktan bi akrabam bile yoktu, çünkü annem babamla kaçmış ve aileleriyle araları bozulmuş. Bir daha da barışmamışlar. Babam ve annem barışmak için çabalamış ama ikisinin ailesi de "Bu evden böyle çıkan bir daha giremez" demiş. Ailem de küsmeyi dünden bekliyormuş gibi kabullenmiş bu durumu. "Bizimle konuşmayanla biz hiç konuşmayız" demişler, iletişimi hepten kesmişler. Bırak nerede yaşadıklarını isimlerini bile bilmiyorum.

Ben bunları düşünürken elimde, çıkmadan önce bıraktıkları ve geri gelecekleri yazan kağıdı tutuyordum. Garipti bilmeden veda mektubu yazmışlardı bana. Cam sallanmaya başladı ve uykuya daldım.

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin