6

822 69 38
                                    

İki gün sonra

İki gün geçmişti kriz geçirdiğim günden bu yana. Odamdan hiç çıkmamıştım. Tek yemekten yemeğe görüyordum Demirkan ailesini.

Bu süreçte derin bir araştırma yapmıştım. Nasıl yine hatırlaya bilirim diye. Bir bok bulamamıştım. Bugün Asafla konuşmaya düşünüyordum. Madem doktordu ve ona güvenmeme istiyor o zaman bana yardım etsin.

Şu iki günde tek Asaf kapıma gelip benle konuşmuştu. Beril hanım ve Hakan beyde gelmemişti. Tek hayal mayal Girayın odama girişini hatırlıyorum. Ama pek emin değilim.

Ayra o günden sonra benden kaçar olmuş. Tabi gördü nasıl gözümün döndüğünü götünü kollamaya çalışıyor. Furkan , Salih ve küçük boyda beni her gördüklerinde tetik halinde duruyorlar. Birde hepsi bana nefret doku bakışlar atıyorlardı.

Erkan bana bir kaç defa yazmıştı ama ben geri yazmamıştım. Bir türlü güvenemiyordum Erkana.

Tabi Miraç denen herifide unutmamak lazım. Adam peşimi bırakmıyordu. Sürekli arıyordu ve mesaj atıyordu. Dün akşamda yüzüncü arayışında telefonu açmıştım.

Dün akşam

Camın önünde oturudum yine. Ne yapacağımı kime güveneceğimi şaşırmıştım.

Kucağımdaki telefonun titremesiyle oflayarak kimin aradığına baktım.

Miraç

Sinirle aramayı açtığımda "beni sürekli arayıp durmasana be adam!" Dediğim halde sevinçle "Sonunda açtın! Yarın buluşacağız."

Alayla gülüp "Pardon bundan benim haberim var mı?" O'da gülüp "Şimdi haberin oldu ya güzelim! Sana konum atarım. Yarın her şey konuşulacak"

Bir yanım kabul et ve hayatını öğren diyorken diğer yanım yalan söylüyor seni sonuçta yalnız bıraktı diyordu.

Ama birisinden hayatımı dinlemezsem kafayı yiyecektim.

"Tamam kabul. Senden bana yarın benim hakkımda bütün bilgileri söyleyeceksin."

Şimdi

Şimdi hazırlanıp onun attığı konuma gidecektim. Ondan sonrada Asafla konuşacaktım yani akşama.

Üstüme düz beyaz tişört giyip altıma açık mavi kor pantolon giydim. Bugün hava iyi oldu için yanıma ceket almamıştım. İki yüz lira telefonumun kılıfına koyup odadan çıktım.

Çıktığım an karşımda üniformalı Giray'ı gördüm. Benim odamın karşısında onun odası vardı. Ve oda muhtemelen işe yani karargaha gidecekti.

Üniformasını incelemeye başladığımda boğazımda bir yumruk oluştu. Omzunun üstünde bir bir ay yıldızlı bir şey vardı ve bir yıldız (binbaşı rütbesini nasıl tarif edeciğimi bilemedim)

Benimde bir çok üniformalı fotoğraflarım vardı ve bir kaç tanesinde benim omzumda üç tane yıldız vardı.

"Ne o çok mu beğendin" diyen Girayla gözlerimi üniformadan çektim.

Bilmiyorum ama her üniforma görüşümde tuhaf oluyorum. İçim tuhaf oluyor bir kere. Belki anımlarım halada hafızamda ama bir türlü gün yüzüne çıkmıyor? Kim bilir.

Ona cevap vermeden merdivenlere doğru yürüyüp aşaya inmeye başladım. Tabi arkamdan giray da geliyordu.

"Hem sen bir yere mi gidiyorsun?" Çok fazla soru soruyordu bu.

DELİ KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin