lonely eyes - lauv୨୧
Uzamış saçlarını düzelterek sahaya ilerledi Eunseok. Takım kaptanı olduğu için maçtan önce yapılacak seçim işlemlerine katılması, herkesten önce orada olması gerekiyordu ancak Seunghan yaptığı yeni kurabiyeleri ona zorla yedirdiği için birkaç dakika geç kalmıştı.
Hakem ona sağ tarafa geçmesi için alan tanıdığında bakışlarını kaldırmadan eğildi ve denilen yere geçip beklemeye başladı. Karşı takımın kaptanının gelmemesi ile geçen birkaç dakikadan sonra oflayarak tribünde gezdirdi gözlerini.
Nasıl sorumsuz bir insandı bu çocuk? Kendisi bile iki dakika geç kaldı diye mahcup olmuştu.
Maç hakkında düşünmeye çalıştığında gözleri tribünde geziyordu. Tartışan bir ikili gördüğünde başını yana yatırdı ve gözlerini kısarak onları izlemeye başladı. Biri kahverengi diğeri ise siyah uzun saçlara sahipti. Kahverengi saçlı ve diğerinden büyük olduğu belli olan çocuk sinirle karşısındakine bağırırken uzun saçlı olan oldukça sakindi. Hayır, sakin değil de kırgındı sanki karşısındakine ancak söylemeye bile uğraşmıyordu.
Her ne kadar bunlara dikkat etse de Eunseok, asıl takıldığı şey çocuğun üstündeki formaydı.
Takım kaptanları bu olmalıydı.
"Hey," Kahverengi saçlının bakışları anında Eunseok'u bulduğunda nefeslendi. "Sahaya gelmeyi düşünüyor musun?"
Uzun saçlı dudaklarını aralayıp bir şey söylemek istedi ancak çocuğun ona omuz atarak ilerlemesi ile onları sıkıca birbirine bastırdı.
Hızlıca merdivenleri inerek sahaya gelişinden sonra bir tur da hocalardan azar işitince iyice sinirlenmiş, sinirli bakışlarını karşısındakine yöneltmişti. "Birkaç dakika bekledin diye hayatından ne eksildi Song?"
"Takımımı ve üstlerimizi bekletiyorsun Jung. Gerçi sorumluluklarını umursasaydın zamanında burada olurdun."
Cevap almaması ile memnuniyetle işlemlere devam ettiler ve takım arkadaşlarının sahaya girdiğini gördü Eunseok. Önceden kenara bıraktığı top filesini alıp sahanın ortasına geçti. Tek tek ısınma hareketlerini yaptıktan sonra toplar ile çalışılmış, sonrasında ise maça başlanacağına dair anons verilmişti.
Arkadaşlarını yanına çağırdı ve elini uzattı ortalarına. "Yapabileceğinizi zaten biliyorum, kendinize dikkat edin ve eğlenmeye bakın."
Herkes onayladıktan sonra kendi aralarında tezahürat yaptılar ve maça başladılar. Eunseok'un da dediği gibi iyiydiler ve bu sayede oldukça rahat geçiriyorlardı oyunu.
Pek de uzun sürmeyen maçın sonucunda Eunseok'un takımı kazandığında bunun sebebi oldukça belliydi.
Evet iyiydiler ama karşı takım bir takım halinde oynamıyordu. Kaptanları odağını toplayamamış, sürekli koordinasyon hatalarına neden olmuştu. Sinirli olduğunun farkındaydı Eunseok ancak bunu maça yansıtacağını düşünmemişti. En basit adımlama hatasını bile yapmıştı.
İşine gelmişti bu hali, kazanmışlardı.
"Yeter!" Kendisine sıkıca sarılan arkadaşına yorgun bir gülüş sunarken onu bırakmasını istedi. "Yorgunum." Eğilmesi ile derin nefesler aldı ve ellerini dizlerine yasladı. Başını kaldırmasıyla maç başlamadan gördüğü görüntüyü tekrar görmesi bir oldu.
Adının Sungchan olduğunu öğrendiği çocuk niye sürekli sinirliydi ve karşısındakine bağırıyordu? Eunseok bile bıkmıştı sesini duymaktan.