୨୧"Göremiyorum seni, neredesin?" Eunseok'un gözleri büyük salonda gezindi. Maça yarım saat varken kendisine sürpriz yapmak isteyen ve dersine girmeyen sevgilisini aradı tüm salonda.
"Merdivenlerden iniyorum." Arkası dönük olan sevgilisini görünce gülümsedi ve telefonu cebine atarak hızlı adımlarla merdivenleri indi. Aralarındaki mesafeyi kapattıktan sonra elleriyle sevgilisinin gözlerini kapamıştı.
"Hım, kimsiniz?" Dudağını ısırdı büyük olan gülmemek için.
"Çok seçeneğiniz var galiba?" Diye sordu Wonbin karşısındaki göremese de gözlerini kısarken. Böyle sorular alırsa kıskanması da birkaç saniye sürerdi.
"Bana böyle yaklaşabilecek bir kişi var." Ellerini gözlerinin üstündeki minik ellere yerleştirerek onları kaldırdı ve sevgilisine döndü. Onun bir parçası örülmüş saçı ve parlayan gözleri dikkatini dağıttığında birkaç saniye bakakaldı karşısındaki yüze.
Beyaz bir crop üstüne pembe hırkasını giymişti. Zaten oldukça tatlı görünürken saçının diğer kısmına da geçen gün taktığı yıldızlı tokayı kondurmuştu.
Park Wonbin her zaman büyüleyici görünmeyi başarabiliyordu.
"Kaptan, anahtarı verir misin?" Sion'un potaya gönderdiği top başarıyla sonuçlandıktan sonra gözleri kenardaki ekipmanlara değmiş, maç başlamadan onları yerine götürmek istemişti.
Eh, biraz da Eunseok şu an müsait olmadığı için yardımcı olmak istemişti ama sorusu cevapsız kalmıştı.
"Kaptan?" Tekrar seslenerek merdivenlere yaklaştı ancak ön sırada oturan sevgilisi tarafından durduruldu. Yushi oturduğu yerden biraz zor olsa uzanarak Sion'un kolunu tutmuştu.
"Sevgilim konuşuyorlar baksana. Üçüncüleri olmaya mı gidiyorsun hayırdır? Ne bu istek?" Sevgilisi bu sıralar biraz yorgun olmasının yanında biraz da dalgın olduğundan Yushi de onun moralini yerine getirmek için böyle şakalar yapıyordu.
Sion için bir saniye bile onun gözlerine bakmak iyi olması için yeterliydi ancak Yushi'nin bu minik uğraşları da oldukça tatlıydı.
"Kıskanç bir bebeğin ağzından böyle şakalar duymak? İnanamıyorum." Sion şaşırmış olduğunu belli edercesine kaşlarını kaldırdı. Ellerini saha kenarındaki direklere yasladı.
"Şaka olduğunu belirtmen güzel. Yoksa bu kıskanç bebek sana çok kötü şeyler yapabilir." Gözlerini kıstı dalgasına tehdit ettiğini gösterircesine.
Sion onun bu haline gülerek eğildi ve boylarını eşitledi. "Ne gibi şeyler yapabilir mesela kıskanç bebeğim?" Diyerek biraz daha yaklaştı. "Sadece merakımdan soruyorum."
"Fazla merak iyi değil sevgilim, maçı kazanırsan görürsün. Göz kırparak ekledi. "Ha bir de, Eunseok hyung az önce anahtarları koça verdi. Merak ediyorsan diye söylemek istedim."
Sion sevgilisi ile hiçbir zaman başa çıkamayacağını anlayarak haline güldü ve koşarak koça ilerlemeye başladı. Bu sırada Eunseok gerçekten de Yushi'nin söylediği gibi Wonbin ile konuşmasını kesip anahtarları koça vermiş sonra da sevgilisinin elini tutarak gözden kaybolmuştu.
"Eunseok maç başlayacak!" Wonbin belinden ittirilerek girdiği soyunma odasına girerken sitem etti. "Bak ceza alacaksın!"
Büyük olan onu umursamayarak girdiği odanın kapısını içeriden kilitledi ve sevgilisine döndü. "Gerçekten hiç umrumda değil biliyor musun. Şu an güzelliğinle maçı düşünemeyecek kadar aklımı başımdan aldın."