16 - "sevilmeyi en çok sen hak ediyorsun"

128 13 136
                                    




୨୧

"Ah, nasıl başlasam ki? Çok uzun konuşup seni sıkmak istemiyorum" Başını kaşıdı gerginlikle. Sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini birleştirdi hyungu ile. "Gerçi sen dinlersin ki beni, sıkılmazsın."

Eunseok onun bu haline tebessüm etti. Çakırkeyif olduğu için konuşma ve düşünme şekli çok tatlı gelmişti gözüne.

"Ben seni hep dinlerim." Küçük olanın rüzgardan dağılmış saçlarını düzeltti. Havada kalan elini bir süre tereddütte kalsa da yanağına yasladı.

Wonbin kocaman gözleriyle ona bakarken nefesini tutmaya başladığının farkında bile değildi. Aralarında birkaç saniye süren sessiz bir bakışma geçtikten sonra Eunseok elini çekti ve konuşması için ona alan tanıdı.

"Öncelikle, benim bir ailem yok. Çok küçük yaşta onları kaybetmişim, hatırlamıyorum bile." Bunları ilk defa birine anlatacak olması onu gerdi ama karşısında Eunseok olduğu için rahatlamaya çalıştı.

"Ailemden kalan birileri var mı bilmiyorum." Acıyla güldü. "İstenmediğimi söylemişlerdi."

Eunseok şimdiden dinleyeceği şeylerin onu kıracağını anladı.

"Liseye geçene kadar amcamların yanında kalıyordum ama beni hiçbir zaman benimsemediler. Bir aile ortamı nasıl hissettirir bilmiyorum o yüzden." Ekledi. "Hatta size geldiğimde babaannenle nasıl konuşacağımı bile bilememiştim siz pek fark etmeseniz de."

Konudan sapmamak için geri döndü anlattığı şeye. "Bir odam vardı, renkli resimler yapar duvarlara yapıştırırdım." Hatırladığı anılarla gülümsedi. "Param yoktu tabii, çocuk olduğum için gelirim nasıl olsun? Amcamlar bana istediğim şeyleri almazlardı kendi çocuklarına aldıkları için. Ben de istediğim şeylerin resimlerini çizer onları oyuncaklarım yapardım."

Kalbi kırıldı Eunseok'un küçük Wonbin'i öyle düşününce. Nasıl böyle güzel kalpli ve pozitif kalmıştı?

"Onları da anlamaya çalışıyorum hâlâ. Mutlu, küçük ailene bir tane çocuk geliyor bir anda. Parasını çocuğuna harcamak istiyor haliyle." Dolu gözlerinden bir damla yaş düştü ellerinin üstüne. "Ama ben hiçbir zaman para istememiştim."

Elini çekerek gözlerini sildi. "Neyse, küçüklüğümü pek hatırlamıyorum zaten. Sadece böyle birkaç anım var." Yalan, hatırlıyordu ama üzmek istememişti hyungunu. "Sonra ortaokula geçtiğimde okulda zorbalık görmeye başladım."

Hatırladığı anılarla titredi bu sefer. "Ailem olmadığı için laf yerdim her gün. Yine de sessiz bir çocuktum, onlara karşı çıkmaz görmezden gelmeye çalışırdım."

Şimdi bile bu kadar saf olan bir çocuğa nasıl zorbalık yapabilirlerdi? Aklı almadı Eunseok'un. Wonbin'in çektiği eline uzandı ve sıkıca tuttu destek olmak için.

"Ortaokulun bitmesine az kalmışken bir gün kavgaya karıştım. Daha doğrusu yine bana bulaştılar ama bu sefer çok sevdiğim bir kar küremi kırdılar diye sinirlenip ilk defa karşı çıktım onlara."

"Kavga ettik işte, çok anlatılacak bir şeyi yok." Kaşını gösterdi. "Kaşım yarılmıştı hatta, izi hâlâ duruyor."

Hep nedenini merak ettiği yarada parmaklarını gezdirmek istedi Eunseok. Dokunsa ve tüm yaşanmışlıklarını silse olmaz mıydı?

"O olaydan sonra amcamlarla kavga ettim, bana inanmadılar ve o yazı da onlarla geçirdikten sonra liseye geçtiğimde beni küçük bir eve yerleştirdiler."

"Hatırlıyorum da," Burnunu çekti. "Tüm yaz beni kötü bir yurdun önünde bırakacaklar ya da sokağa atacaklar korkusuyla uyuyamamıştım bile. Meğer ailemden kalan bir ev varmış, o evi kiraya veriyorlarmış. Beni oraya yerleştirdiler ve harçlık göndermeye başladılar."

lonely eyes, wonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin