୨୧"Beni dinlediğiniz için tekrardan çok teşekkür ederim. Bugün en eğlenceli günlerimden biriydi. Kendinize iyi bakın!" Wonbin dosyasını topladı küçük çocuklar dikkatle onu izlerken.
"Öğretmenim sizi tekrar görmeyecek miyiz?" Adı Minhyung olan çocuk ağlarcasına konuştu.
Wonbin onun bu tepkisi karşısında resmen kalbi eriyerek işini bıraktı ve masaya oturdu. "Kendi okulunuzda göremeyeceksiniz ama her zaman ziyaret edebilirsiniz beni. Öğretmenleriniz bir buluşma ayarlamak isterse gelirim tabii ki."
"Bizi unutmazsınız değil mi?" Yeonseo'nun sorusuna cevap verdi hızlıca Minhyung.
"Seni kimse unutmaz." Wonbin küçücük çocuktan gelen cevap karşısında gözlerini büyüttü. "Öğretmenimizle çok konuştun çünkü bıktı. Biraz sussaydın biz de konuşurduk!"
"Asla! İmkansız böyle bir şey. Siz benim ilk öğrencilerimsiniz nasıl unutabilirim?" Gerçekten de öyleydi. Asla bu dersi unutabileceğini sanmıyordu. Onların tatlılıkları, öğretmen olarak sevilmesi ve bu deneyimi asla unutamayacaktı. Hepsiyle birkaç kere fotoğraf bile çekilmişti. "Ayrıca hepinizle uzun uzun konuştum sakın eksik hissetmeyin, hepinizi çok güzel hatırlıyorum."
Çocuklar mutlulukla gülerken öğretmenleri onları sıraya soktu ve sırayla amfiden dışarı çıktılar. Bu sırada Wonbin onlara tek tek el sallamayı ihmal etmemişti.
Derin bir nefes aldı gerildiği dersin bitmesi ile. Öğretmenlerinin değerlendirmelerini de dinledikten sonra Eunseok'a mesaj attı. Acıktığı için yemek yiyebilecekleri bir yer araştırmasını istemişti Eunseok'tan ve büyük olan çoktan bir yere gidip oturmuştu. Halletmesi gereken birkaç mail olduğu için Wonbin'i beklerken onları bitiriyordu.
Bu sırada Wonbin kampüsten çıkmış ve beş dakikalık bir yürüyüşten sonra mekana ulaşmıştı. Dışarıda oturmadığını görünce içeriye geçti ve masalara göz gezdirdi. Tanıdık hırkayı görmesi ile gülümsedi ve masaya ilerledi.
Eğilerek bilgisayarı ile ilgilenen Eunseok'un omzuna yasladı çenesini. Ani temas ile irkilen çocuk Wonbin'in kokusunu alması ile gülümsemişti. Onun böyle hareketler yapacak kadar rahat hissetmesi kalbini hızlandırıyordu. Kulaklığını çıkardı ve başını çevirdi.
Şimdi yüzleri oldukça yakın bir konumdayken kendisine gülümseyen çocuğa fısıldadı. "Selam."
Wonbin de gülerek selam verdi ve geri çekilerek Eunseok'un boş bıraktığı koltuk kısmına oturdu. "Çok yoruldum!" Çantasını kenara atması ile oturduğu yerde vücudunu kaydırdı.
"Ama eğlenmişsin de." Kapadığı gözünü açtı küçük olan. "Evet! Çok tatlılardı, çok güzel anlaştık hepsiyle."
Dikleşti oturduğu yerde. Eunseok da bilgisayarını kapatmış ve çantasına atmıştı. "Değerlendirme nasıldı?"
"100 aldım." Parıldayan gözlerle kendisini alkışladı. "Hiçbir eleştiri yapmadılar her şey çok güzeldi."
Onun başarılı olmasına ama en çok da mutlu olmasına sevinen Eunseok her zaman yaptığı gibi saçlarını karıştırdı. "Tebrik ederim güzelim, başaracağını biliyordum."
O amfide oturup kenardan dersi izleyemediği için üzüldü tekrar. Çocuklarla Wonbin'i görmeyi çok isterdi.
"Teşekkür ederim." Gülümseyerek saçlarını düzeltti Wonbin. "Ay, toka saçımda kalmış." Ders sırasında öğrencilerine hediye olarak aldığı tokalardan birini kendisine taktığını tamamen unutmuştu.